İhmalkarlığın faturası İzmirliye kalmasın
İzmir, yerel yönetimlerin yıllardır CHP'nin elinde olduğu bir şehir. Bu nedenle kentin ihmal edilmişliği malum.
Geçmişte çağdaşlığı ve yenilikçi yapısıyla Türkiye'ye örnek gösterilen İzmir, bugün her açıdan geri kalmışlık örneği olarak gösterilebilecek kadar geride bütün ülkeden. Yolları, trafiği, çarpık ve depreme dayanıksız yapılaşması yüzünden gün geçtikçe de içinden çıkılamaz hale geliyor.
DIŞARIDAN BAKAN BİR GÖZ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün yerel seçim çalışmaları kapsamında partisinin düzenlediği İzmir mitingine katıldı. Konuşmasının her bölümünde son yıllardaki ihmal edilmişliğin nedenlerini de İzmir'i ne hale getirdiğini de dışarıdan bir göz olarak çok net ve yüksek sesle dillendirdi.
Zaten İzmir'e yıllar sonra gelen herkesten çok duyuyoruz kentin bir adım bile ileri gitmediğini ama yine de içinde yaşayanlar olarak ancak başka şehirleri aynı açıdan gözlemleme imkanımız olduğunda fark görünür oluyor. İzmir'in değişime olan ihtiyacının esas nedeni de zaten bu.
BASİRET YOKSUNU KADROLAR
Şu an yerel yönetim açısından tam anlamıyla basiretsiz kadrolarla yönetiliyor İzmir. Burada yaşayan vatandaşların ihtiyaçları öncelikli bile değil belediye başkanlarımız için. O kadar ki her seçim öncesi sadece köpürtülen AK Parti karşıtlığı üzerinden kazanan bir anlayış hakim güzelim kentte. Ancak aynı köhne anlayış kente yıllarını da kaybettiriyor. İzmir sürekli yerinde sayıyor. Hatta geriye gittiğini söylemek bile mümkün. Ana muhalefet İzmir'deki iktidarını kötüye kullanıyor. Tıpkı sadece son seçimde aldığı halde İstanbul'da yaptığı gibi. İstanbul'daki bu gereksiz özgüvene bakılırsa İzmir'de neden kötüye kullanmasın degil mi? Nasılsa İzmir'de ceket mantığı hakim. Adayların, projelerin önemi bile olmayan müthiş bir rahatlama alanı İzmir ana muhalefet gözünde. Hatta öyle bir özgüven içerisindeler ki belediyeler gereksiz şişirilmiş kadrolarla dolu. Personel çok ama iş yapan yok. İş yapılıp yapılmadığını önemseyen bir yönetim de yok.
İZMİRLİ MAHKUM OLMAMALI
Bu kadro fazlalığının ana sebebi başka yerlerde verilen iş vaatlerinin yeterince tutulamamasından dolayı tüm eksiğin İzmir üzerinden kapatılmak istenmesinden kaynaklanıyor. İnanın belediye personellerine şöyle bir memleket gözeterek baksanız şaşırır kalırsınız. Çünkü kadroların çoğunun doğu ve güneydoğu illerinden taşıma olduğunu görürsünüz.
İzmir'in yetişmiş insan gücü başka başka şehirlerde kendilerine iş güç ararken İzmir'de belediyeler başka illerde yaşayan vatandaşlar için iş, aş, gelir kapısı. Ama belediye başkanlarımız iş lafa geldiğinde Ulu Önder Atatürk'ün emanetçiliğine soyunuyorlar hemen. Sazı eline alan Atatürk, cumhuriyet, laiklik şarkılarıyla İzmirliye tüm ihmallerini unutturuyorlar. Yaşasa Atatürk'ün bile tahammül edemeyeceği bir anlayış, tek bir icraatı, dişe dokunur hiçbir vaadi olmadığı halde kendilerini nimetten sanıp İzmirlinin hakkına giriyorlar.
Dün Gündoğdu Meydanı'nda, "İzmir ihmallerin pençesinde hep yerinde saydı.
Yerel yönetimler açısından maalesef hak ettiğinden çok azını aldı" ifadelerini kullanan Başkan Erdoğan'ın da dediği gibi gerçekten bu fark kapatılmalı bu kayıp yılların hem hesabı sorulmalı hem de telafisi yapılmalı. Atatürk maskesi takıp yan gelip yatanlara artık itibar edilmemeli.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.