Bir sorunun varlığını kabul etmek o sorunu çözme iradesinin de başlangıcını oluşturuyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarda olduğu yıllar boyunca temel siyasi anlayışı toplumda var olan rahatsızlık ve sorunları iyi analiz etmesinden kaynaklanıyor. Erdoğan ve AK Parti iradesi iktidarda olduğu 22 yıl boyunca toplumdaki hiçbir rahatsızlığı görmezden gelmedi. Aksine sorunları bildiğini dile getirip çözmek için çalıştığını anlattı meydanlarda buluştuğu vatandaşlara.
SORUNU VE ÇÖZÜMÜ BİLMEK
Bugün toplumumuz içinde rahatsızlık yaratan ne varsa hepsine hakim olduğunu her biri için kendisi ve ekip arkadaşlarının çalışma yürüttüğünü anlatmak buna vatandaşı inandırmak sorunun çözümü için de siyasi iradeyi güçlendiriyor çünkü.
Bunu çok iyi bilen usta bir siyasetçi olan Erdoğan da aynen böyle yaptı yıllardır.
Türkiye şartlarında vatandaşın sorunlarını görmezden gelmek bir siyasi oluşum için intihar olur. Sokakta karşılaştığı, meydanlarda buluştuğu, kendisine çözüm bekleyen dertlerini anlatanlara duyarsız kalmak onları görmezden gelmek anlamına geliyor.
Türk halkı da bugüne kadar siyasetçinin kendisine uzak davranan, sadece başkalarının hatalarını görüp o hataları meydanlarda haykırarak oy isteyenlere prim vermedi.
Çünkü kendi hatalarını görmeyenlerin başkalarının hatalarını düzeltme, onlara çözüm üretme ihtimali çok düşük.
HEPSİNİN PERFORMANSI KÖTÜ
Şurada 31 Mart seçimlerine sayılı gün kaldı. Önümüzde AK Parti ve MHP'nin adayları ile darmadağın bir görüntü veren ana muhalefet CHP ile onun eski ortakları olan partiler var. Dünkü yazımda Millet İttifakı çatısı altında toplanan muhalefetin büyük bir seçim başarısı gösterdiği 2019 yerel seçimlerinden sonra sergilediği belediyecilik performansından kötü not aldığını nedenleriyle anlatmaya çalışmıştım.
Şu an belediyecilik vitrini olarak göstererek vatandaştan yeniden oy desteği isteyebileceği büyükşehirlere iyi davranmadığı, şansını iyi değerlendiremediği ortada. Özellikte İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hiçbir soruna hakim olmadığını, tek derdinin CHP Genel Merkezi'ni kendi lehine dizayn etmek olduğunu sağır sultan bile biliyor. İşte aday belirleme süreçlerinde de gördük. En önemli dertleri ülke ve millet olması gerekirken koltukları öne koyan bir zihniyetle yönetiliyor CHP. Üstelik bu hali o kadar ortadayken vatandaşların, gözü kendi siyasi ikbalinden başkasını görmeyenlere oy vermesi bekleniyor.
FARKLI TABLO MÜMKÜN MÜ?
31 Mart seçimlerinin sonuçlarının nasıl bir tablo ortaya koyacağı aşağı yukarı belli.
CHP ve diğer muhalefet partilerinin, kendi aralarında top çevirmeye ve sadece iktidarın görmezden geldiğini iddia ettikleri sorunları bağırıp durması halinde sonuçların onlar açısından geçtiğimiz yerel seçim kadar parlak bir tablo ortaya koyması mümkün görünmüyor. Çünkü kendi içlerindeki çok başlılık ve sorunlar yokmuş gibi davranma hali sürdükçe vatandaşın sorunlarını çözme iradesi gösterebilmeleri çok zor.