CHP lideri Özgür Özel ve Genel Merkez kadrolarının yerel seçim stratejisinde başarısız olduğu aşikar. Bunu hem aday belirleme sürecine giden kritik dönemeçlerde hem de belirlenen adaylar üzerinden yaşanan tartışmalardan çok net gözlemleyebiliyoruz. Örneğin İzmir'de bir dönem daha büyükşehir belediye başkan adayı olmak istediğini açıkça ilan eden mevcut başkan Tunç Soyer'e büyük haksızlık edildi. Haksızlık derken bir parti elbette mevcut başkanla yola devam etmeyebilir. Genel Başkan ya da Genel Merkez daha uyum içinde çalışacağını düşündüğü başka isimlerle yola çıkmak isteyebilir. Bu son derece doğal bir şey. Benim haksızlıktan kastım da zaten bu değil.. Ama bir belediye başkanına hatta yeniden göreve talip olan İzmir gibi önemli bir şehrin belediye başkanına son ana kadar yeniden aday yapılmayacağının bildirilmemesi büyük bir itibar kaybıdır bana göre. Üstelik bu itibar kaybı sadece aday yapılmayanı değil bizzat partinin kendisini de bağlayan bir kayıptır. Aynı zamanda da büyük bir ayıptır. Hem o isme hem de ona oy vererek göreve getiren seçmene...
ODUN DA KOYSAK ZİHNİYETİ
Çünkü seçmene önüne konulan her isme kim olursa olsun 'oy ver' demektir bu. Senin önüne odunu da koysam zaten seçeceksin demektir. İsimlerin ya da mevcut başkanın pek bir önemi yok demektir.
Adaylarla ilgili itirazların mühim olmadığını söylemektir. Evet CHP'nin İzmir'de genel Türkiye seçmeninden çok daha fazla karşılık bulduğu doğru ama bu kadar alenen seçmen düşüncesinin küçümsendiği başka bir il de yok farkındaysanız.
ÖRGÜTE KULAK TIKANMASI
Ayrıca örgüt bir siyasi oluşum için özellikle seçim süreçlerinde son derece kritik görevler üstlenir. Böyle dönemlerde örgüte verilen sözlerin tutulmaması ya da örgütten gelen seslere kulak tıkanması partinin seçim başarısına olumsuz etki edecek en önemli kriterlerin başında gelir. CHP'de maalesef yukarıda saydığım olumsuzlukların hepsi art arda yaşandı. Aday belirlemedeki dayatmacı tavrın ve özellikle ithal isimler üzerinden yapılan dayatmanın elbette 1 Nisan sabahına yansıması olacak. Küstürülen aday adayları, dışlanan örgüt üyelerinin 31 Mart'a giden süreçte hiçbir çalışmaya olumlu destek vermeleri beklenemez tüm bu yaşananlardan sonra.
ÇATLAK SESLERİ SUSTURMAK
Önümüzdeki dönemde geçtiğimiz hafta İzmir'de olduğu gibi aday tanıtım toplantılarında çatlak sesler güvenlik önlemleriyle susturulabilir elbette ama unutmamak gerekiyor ki 31 Mart sabahı o susturulanlarla birlikte tüm Türkiye oy verecek. Sandık başında bundan önce oy tercihlerini CHP'den yana kullanan birçok seçmenin kararını değiştirmesi muhtemel. Hatta kale olarak görülen İzmir'de bile buna benzer durumların yaşanacağını tahmin etmek zor değil. Daha önce de pek çok kez CHP'nin adındaki halktan ne kadar koptuğu defalarca örnekleriyle ortaya kondu. Ama bu seçim CHP ve sözde değişimci yeni lideri için bu gerçekle acı bir şekilde yüzleşeceği bir sınav olabilir.