CHP’de değişim savaşı

CHP'de siyaset yapan isimlere yıllardır yapılan eleştirilerin başında hep 'kendilerini halktan üstün görmeleri' gelir. CHP'liler kendi siyasi tercihlerini topluma dayatma seviyesinde empoze etmeye çalışırlar ve bu yüzden her zaman 'adında halkçı olan partinin halktan kopuk mensupları olmakla eleştirilirler. Bu eleştirilerde çoğu zaman haklılık payı da büyüktür. Üstelik sadece partililere yönelik de değildir bu eleştiriler. Çünkü partililer kadar onların yandaşı gazetecilerin halka bakışında da ciddi sorunlar vardır. Bu halkı 'küçük' gören bakış açısının sonuçları yıllardır CHP'ye eksi yazar vatandaş nezdinde.

HALKA YAKIN SİYASET
Türkiye'de vatandaş kendisine yakın görünen siyasetçiden yana kullanır oy tercihini. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın da AK Parti'nin de yıllardır iktidarda olmasının başlıca nedenlerinden biri budur. Halka yakın siyaset anlayışı sokağın sorunlarını daha doğru tespit eder çünkü. Vatandaşı anlayan siyasi figürler daha doğru politikalar üretir.
Gelelim bütün bu anlattıklarımızın nedenlerine...

CHP'de son günlerde tam da yazının başında anlatmak istediklerime somut örnek olarak gösterilebilecek gelişmeler yaşanıyor son günlerde. CHP lideri Özgür Özel'in seçim sonrası Başkan Erdoğan'la görüşmesi CHP içindeki gerçek halkçılıktan uzak olan bir kesimi son derece rahatsız etti biliyorsunuz. Yeni liderleriyle arayı bozmaktan çekinseler de rahatsızlıklarını da gizleyemiyorlar.
Açık açık Özel'in politikalarını eleştiremiyorlar ama yaptıkları açıklamalarla gerçek fikirlerini bir nevi ele veriyorlar.

EKSİ YAZDIRMA ÇABALARI
Mesela İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun partinin gerçek lideri olmasını, cumhurbaşkanı adayı olmasını isteyen bir kesim var parti içinde.
Siyasi istikballeri İmamoğlu'na bağlı olan bu grup sürekli Özgür Özel'in siyasette yumuşama iklimine kattığı artıları eksi gibi yazdırmayı çalışıyorlar. İmamoğlu'nun CHP Genel Merkezi'ndeki ağırlığını artırmaya çalışan bu isimlerden biri de partinin eski Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın.
Kendisi her fırsatta alenen İmamoğlu'nu pazarlıyor. İmamoğlu'nu yüceltirken de Özel'in söylem ve eylemlerini de basite indirgiyor.

Son açıklamalarından birinde "Erdoğan'ın Anayasa çalışmalarına, parlamenter sisteme dönüş önerisiyle gelirse CHP olarak destek verir misiniz? diye sormuş bir gazeteci. Kendisi de bu soruya aynen şu şekilde cevap vermiş: "Biz hiçbir koşulda AK Parti'ye hayat öpücüğü vermeyiz." Bu şu demek:
CHP'nin son genel seçim öncesi kamuoyuna sunarak destek istediği parlamenter sisteme dönüşü adım adım planlayan çalışmanın hiçbir önemi yok. Evet ben de parlamenter sisteme dönüş için bu kadar ısrarcı olunmasını doğru bulmuyorum.
Bunun yerine mevcut sistemin varsa bir eksiği karşılıklı oturup konuşularak giderilebilir görüşündeyim.
Ama sırf AK Parti'ye destek vermemek uğruna partinin bir sürü hazırlık yaptığı böyle mühim bir meselenin bile çöpe atılabileceğini söylemek de CHP'de siyaset yapan birine yakışmaz. Tamam Özel'in partide hayata geçirmek istediği şeyler sizi memnun etmemiş olabilir ama sizin siyasi istikbaliniz uğruna da 'ülkenin sorunları karşılıklı konuşularak çözülmesin' demek nedir Allah aşkına!

BİDON KAFA POLEMİĞİ
Bir de Özel'in katıldığı son yayında partideki zihniyet değişimini anlatırken kullandığı ifadeler üzerinden başlayan 'bidon kafa' polemiği var. Bu polemik daha çok partiye destek verdiğini sanarken partiyle halkın arasını açan CHP yandaşı medya mensupları için geçerli. Gazeteci Yılmaz Özdil, Özel'in sözlerini direkt üstüne alarak saldırıya geçti biliyorsunuz. 'İftiralarını sana yedireceğim' diye hakaretler savurduğu bir paylaşım yaptı hatta. Özel'in halka tepeden bakan CHP yandaşı basına kendisini örnek göstermesi saldırıya geçmesine neden oldu. Halbuki Özel'in örneği tabiri caizse tam da "cuk" oturmuştu. Medyada, siyasetteki kutuplaşmadan beslenen normalleşmeyi, yumuşamayı kendilerinin yerinin olmadığı bir düzen olarak gören bir kesim var hakikaten. Ve Özdil gerçekten bu örneğin tam karşılığı. Çünkü kendisinin desteklediği partiye ya da partiliye oy vermeyen seçmenin zekasını hatta varlığını aşağılayan bu zihniyet hangi partiye destek verse o partiyi dibe çeker.