Adım adım kara senaryoya doğru
İsrail'in 8 Ekim 2023'te Gazze'ye yönelik başlattığı saldırılar bir yıldır her geçen gün büyüyerek devam ediyor. Bu sürede bölge ülkelerini de savaş ve çatışmaların içine çekecek birçok hamle yapan terörist devlet İsrail, şu anda Lübnan'a gözünü dikmiş durumda. Günlerdir bölgeye yönelik hava saldırılarını yoğunlaştıran Netanyahu yönetimi, önceki gece sınırdan kara harekatını da başlattı. Binlerce Lübnanlı artık daha da büyük tehlike ile karşı karşıya. Öyle bir savaş ortamı ki Lübnanlılar zaten iç savaşla boğuşan Suriye'de kendilerine güvenli alan aramak zorunda kalıyorlar.
BİR TEK HALKLAR GERÇEK
Katil Netanyahu rejiminin kara senaryolarına doğru adım adım gidiyor medeniyetler diyarı Ortadoğu... Ve dünya bağıra bağıra, acıyla, kanla işlenen bu kara senaryoya yeteri kadar sesini yükseltmiyor maalesef... Bir tek halklar, bu kanlı işgale Amerika'nın, Avrupa'nın ve dünyanın daha bir çok yerinde meydanlardan sokaklardan haykırarak tepki gösteriyorlar. Koca koca devletler Filistin'e destek mitinglerine yasaklar kurmakla meşgulken, İsrail insanlığın ortak değerleri ve insani olan her şeyi adım adım ezip geçiyor. Dün Gazze, bugün Beyrut ve yarın başka başka şehirler... Asıl hedefte ise elbette Türkiye var. Bu kara senaryonun bölümlerinin bir yerinde muhakkak ama muhakkak ülkemize saldırı hesapları yatıyor.
HEDEFTEKİ ÜLKE TÜRKİYE
Başkan Erdoğan'ın son Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada da dile getirdiği gibi, Filistin ve Lübnan'a sahip çıkmak insanlığa sahip çıkmakla eşdeğer... Hem bu nedenle hem de katil İsrail'in hedeflerinden biri olduğu için Türkiye en başından beri İsrail'in kanlı saldırılarına karşı en çok sesini yükselten ülke. Gerek İsrail'in ekonomik açıdan zayıflatılması gerekse uluslararası arenada İsrail karşıtı bir cephe oluşturmak için elinden gelenin fazlasını yapıyor. Filistin topraklarında işgale direnen örgütlere verdiği destek de malum... Bu açıdan savaşın bölgeye yayılmasını engelleyebilecek, buna katkı sağlayabilecek her adımda Türkiye'nin katkısı var.
SESSİZ KALAN DA YANAR
İslam ülkelerinin sessizliği ise akıl ve vicdan sahibi herkesi olduğu gibi Türkiye'yi de rahatsız ediyor. Hangi nedenle, hangi çıkar uğruna olursa olsun İslam ülkelerinin bu sessizliği vicdanları yaralıyor. Sadece aynı dine mensup oldukları için söylemiyorum bunu. Her biri bölgesel savaş senaryolarından olumsuz etkilenecek ülkeler oldukları için de benimsedikleri politikaların mağduru olabilirler. Evet bir ülkeye ekonomik yaptırım uygulamak yaptırım uygulayan ülkenin de çıkarına değil. Ancak katil olduğunu bildiğiniz birine daha fazla öldürsün diye silah satmak gibi bir şey bu yapılan. Ve sırf ekonomik çıkar sağlamak için böyle bir şey yapmak asla vicdana sığmaz. Elbette silah çok uç bir örnek. Şu an Arap coğrafyasına böyle bir ithamda bulunmuyorum ancak verdiğim örnek ne kadar uç olursa olsun bu sessizliğin bir adım ötesi de eninde sonunda sessiz kalana zarar verir. O nedenle İsrail ile ekonomik bağlarını koparmadıkları gibi ABD ve İsrail'in gizli dostları gibi davranmaya artık bir son vermeleri gerekiyor. Gazze ve Lübnan'daki ateş bizim de dahil olduğumuz bütün Ortadoğu coğrafyasını yakmadan...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.