'Devlette devamlılık esastır' diye bir gelenek vardır, ülkede liderler, partiler, kişilerin makamları değişse de geleneklerin, başlanan işlerin, dış politikadaki temel bakış açısının değişmeyeceği anlamını taşır. Son derece de mantıklı bir anlayıştır.
Bir ülkeye karşıdan bakıldığında bile genel hatların kolaylıkla çizilebilmesine hizmet eder çünkü.
KIBRIS KIRMIZI ÇİZGİMİZ
Mesela Türkiye'nin Kıbrıs politikası...
Türkiye'yi doğru düzgün tanımayan birine bile Ankara'nın komşuları ve yavru vatan olarak kabul ettiği Kıbrıs'la ilgili herhangi bir oldubittiyi kabul edemeyecek kadar keskin bir tavrı olduğunu yansıtır.
Orada geçmişten bu yana Türklerin uğradığı zulüm ve haksızlıklardan dolayı zamanla gelişmiş bir reflekstir Kıbrıs meselesi Türkiye için. Öyle iktidarlara göre, koltukta oturan, makamda bulunan kişilere göre eğilip bükülemez. Şekil de değiştiremez. Türkiye'nin sınırlarına olan hassasiyeti kadar hassas bir meseledir Kıbrıs'taki Türk varlığı. Keza Filistin meselesi de öyle... Osmanlı'dan bu yana Türk varlığının, Türk dostluğu ve desteğinin hissedildiği bir coğrafyaya hele İsrail gibi katil bir devlet böyle sistematik bir soykırım politikası uygularken, sırt çevirmek kimsenin aklından dahi geçmez...
İLK VE TEK ÜLKE TÜRKİYE
Tekrar Kıbrıs hassasiyetine dönecek olursak... Birçok ülkenin aksine, Kıbrıs'ta yaşamlarını sürdüren Türkler ve Rumların eşit haklarla temsilini sağlayacak iki devletli bir yönetim ve anlayış gerektiğini uluslararası her platformda savunan ilk ve tek ülkedir Türkiye. Bu nedenle Kıbrıs Türk'ü için desteği ve varlığıyla vazgeçilmez bir garantördür. Kıbrıs garantörlüğü konusunda da Yunanistan ve İngiltere'nin aksine popülizmi değil hakkaniyeti temsil eder. Kışkırtmalara bile adadaki Türk varlığına vereceği zararı bilen bir ihtiyatla yaklaşılır geçmişten bu yana.
Tüm bu nedenlerle Türkiye'de siyaset yapan, devleti yönetmeye talip olan tüm siyasi oluşumların sahip çıkması gereken bir mesele olması gerekir. Bugüne kadar ana muhalefet başta olmak üzere Türkiye'nin Ege Denizi'nde savunduğu tezlere, Kıbrıs'ta, Libya'da uyguladığı politikalara taban tabana zıt olan birçok açıklama duyduk, pek çoğunu da yukarıda saydığım nedenlerden ötürü garipsedik. Hatta Türkiye'yi başka ülkelerde temsil etme görevini üstlenmiş daha sonra da CHP'de siyasete atılmış Ünal Çekiköz, Namık Tan gibi isimlerin sırf muhalefet olsun diye Türkiye'nin dış politikasına, savunduğu tezlere zarar verecek açıklamalarda bulunmalarını eleştirdik. Çünkü devlet terbiyesi almış, devlette en üst düzeyde görev yapmış kişilere Türkiye'ye zarar verebilecek açıklamaları kimse yakıştıramamıştı.
MİLLİ TAVIR İTİBAR KATAR
Birkaç gündür ABD'deki Türkevi'nin adını çok sık duyuyoruz Başkan Erdoğan'ın New York temaslarına ev sahipliği yapması nedeniyle. Önceki gün CHP lideri Özgür Özel'in ABD temasları boyunca Türkevi'ni kullanacağına dair açıklamaları partisini pek memnun etmemiş olabilir ama devlette devamlılığı önemseyen vatandaşların takdirini kazandığına eminim. Keza Sosyalist Enternasyonal Toplantısı'nda Türkiye için 'işgalci' ifadesini kullanan Rum temsilciye gösterdiği tepki de öyle. İçinde milli duygular barındıran herkesin sevsin sevmesin takdir edeceği bir tutum. Çünkü Türkiye'nin Kıbrıs'la ilgili hassasiyetini ve devlet politikalarındaki devamlılığı yansıtıyor.
MÜHİM OLAN İLKELİ OLMAK
Velhasıl, muhalefeti herkes yapar.
Üstelik bunun için siyasetçi olmaya da gerek yoktur. Bakın sağınıza solunuza olur olmaz her şeye muhalefet eden insanlara bir sürü örnek bulursunuz.
Burada asıl mesele ilkeli muhalefet.
Ülke çıkarlarını gözeten, içeride ölesiye muhalefet etse bile başka ülkelere karşı Türkiye'nin hakkını hukukunu savunan bir muhalefet anlayışı her ülkenin ihtiyacı olduğu gibi Türkiye için çok daha acil ihtiyaç. Bu yüzden CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, ülkeyi dışarıda temsil ettiğinin bilincinde ve dış politikamızı yansıtan tavrı özlemi duyulan muhalefet anlayışına örnek olmalı. Devlete saldırmanın ve sırf hükümeti eleştirmek için uluslararası platformlarda ülkeyi karalamanın muhalefet modası haline geldiği bu dönemde 'istenirse muhalefet böyle de yapılabilir' dedirtiyor.