Zümrüt Yılmaz

Tarihi bir misyon bizimkisi...

Türkiye Cumhuriyeti'nin 101. yaşını kutladığımız bugünlerde bir asrı aşan Cumhuriyet devrimlerinin önemini de, bu toprakları bizlere vatan yapan kahramanların değerini de çok daha iyi anlıyoruz.
İmkansızlıklar içinde, olağanüstü koşullarda kurulan bu ülke 101 yılı geride bıraktı... Sağı solu savaşlarla, terörle sarılı olan bu topraklar, sadece Türk Milleti'nin değil, Ortadoğu'nun da akciğeri olarak nitelendirilebilecek bir coğrafya. Çünkü bu bölgede savaşın, çatışmanın, iç karışıklıkların ve terörün ardı arkası kesilmez. Batı ile doğunun geçiş noktasında, böylesine çetin coğrafyada bir asırdır dimdik ayakta kalabilmek de mucizevi bir inanç gerektirir.

SAVAŞLA ALMIŞ MİLLET
Türk Milleti, savaş meydanlarından hiçbir zaman kaçan bir millet olmamış.
Hakkını, hukukunu, sınırlarını her devirde savaşarak kazanmış bir millet. İşte böyle bir milletin evlatları olarak bizlerin de sonraki nesillere aşılaması gereken bize has özellikler var. Tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak ve yüceltecek olan sizlersiniz" sözündeki gibi yaşatmak ve yüceltmek görevini yerine getirip aynı bilinci, aynı inancı evlatlarımıza yani yarının yetişkinlerine nakış gibi işlemek tarihi görevimiz! Çünkü aksi, büyük sınamalarla, kanla, binlerce canla bugünlere gelen Cumhuriyet'in kıymetini bilmemek, Cumhuriyet'i kuran kahramanlara büyük vefasızlık etmek olur. Özellikle dünyanın son dönemde girdiği karanlık yolda bizim bu bilinç ve inancı yaşatmamız çok daha önemli hale geldi.

ONLAR OLDUĞU SÜRECE
Filistin'le başlattığı hain emellerini bütün Ortadoğu'ya yayma hedefinde adım adım ilerleyen katil İsrail gibi devletler var olduğu sürece... Sağa sola saldıran, kandan beslenen, gelecek planlarını kan üzerinden yapan Netanyahu gibi terörist liderler hüküm sürdüğü sürece... ABD gibi dünyayı dizayn etme kararlılığındaki müttefik görünümlü denizaşırı düşmanlar var olduğu sürece... Bizden görünüp bizi sırtımızdan vurmaya can atan içerdeki düşmanlar var olduğu sürece... Para ve silah karşılığında kendilerini maşa olarak kullandırmaya hazır terörist yapılar var olduğu sürece biz bu topraklarda dik durmaya mecburuz. Sadece kendi milletimiz için değil, yollarını bizimle aynı istikamete çeviren onlarca millet için de bunu yapmak görevimiz.

YEDİ DÜVELE MEYDAN OKUDU
Bugün Türkiye'yi ve Türk milletini köklerinden uzaklaştırmaya çalışan kim varsa bilin ki arkasında geçmişten gelen bir nefret vardır. Geçmişten derken öyle yakın geçmişten de bahsetmiyorum.
3 kıtaya hüküm süren cihan imparatorluğu Osmanlı'nın hoşgörüsünden, hakimiyet gücünden duyduğu rahatsızlığı o dönem ortaya dökme cesareti gösterememiş ülke ve gruplar, bugün içimizde besledikleri gizli düşmanlarla, sınırlarımızın dibine konuşlandırdıkları terör örgütleriyle o günlerin intikamını almaya çalışıyorlar. Ama unuttukları bir şey var. Bugün Türkiye bölgesinde bir yıldız gibi parlıyorsa mazlum milletlerin umudu haline gelmişse nedeni Osmanlı İmparatorluğu'na dayanan misyonunu devam ettirmesidir. Öyle bizi bize düşman ederek, köklerimizi unutturmaya çalışarak da bir yere varamazlar. Bizde yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden yedi düvele meydan okuyarak yeniden doğan dev bir Cumhuriyet var!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.