Son yıllarda ülkemizde de dünyada da ahlaki anlamda bir çöküş yaşanıyor.
Dünyada da diyorum çünkü Gazze'de tüm insanlığın gözleri önünde bir yılı aşkın süredir yaşanan katliamlar karşısında ses yükseltmesi gereken ne kadar uluslararası kurum varsa hiçbirinin ciddi manada bu konuyu gündeminde tuttuğunu, somut adımlar attığını göremiyoruz.
Aksine katil İsrail'e yönelik silah ve mühimmat desteğinin artarak devam ettiğini izliyoruz.
NEDEN BÖYLE OLDUK?
Ülkemizde diyorum çünkü insanların vicdanlarının da kurumların da ciddi erozyona uğradığına şahit olduğumuz sayısız olay yaşandı son zamanlarda. Birçoğumuz neden böyle bir toplum haline geldik sorusunu tekrarlayıp duruyor biliyorum.
Her yeni sansasyonel olayda bu ya da benzer sorular zihinlerimizde dönüp duruyor. Ülkeyi esir alan gündem maddelerinin çoğu kan dondurucu seviyede trajik olaylar... İstanbul'da duyarlı birkaç insanın birkaç kamu görevlisinin çabaları sayesinde patlak veren Yenidoğan çetesi mesela. Sağlık görevlisi ya da doktor olmayan birinin asla tahmin edemeyeceği, önünü ardını araştırma şansının olmadığı, dolayısıyla güvenmekten başka çaremizin olmadığı bir alan sağlık...
BİLME İMKANIMIZ YOK!
İnsan hayatının bu kadar ucuzlayabileceğini, bir sağlık görevlisinin maddi çıkarlarının insan hayatının bu kadar önüne geçebileceğini sıradan bir vatandaşın tahmin edebilmesine imkan yok maalesef! Hepimizin çoluğu çocuğu, anne babası ya da bir yakını yoğun bakımda kaldı. Yakımızdaki birçok kişinin yeni doğan bebeğinin yoğun bakıma alındığını duyduk. Düşünsenize, siz hayatta en çok sevdiklerinizden birinden gelecek en ufak bir iyi haberi yoğun bakım kapılarında beklerken birileri sizin canınızın canı üzerinden pazarlıklar yapıp para kazanmanın peşine düşüyor. Üstelik bu ahlak yoksunlarının birbirleriyle diyalogları da ayrıca skandal. Birbirlerini yaşam savaşı veren minicik bir kalbin atmaması için ya da bir süreliğine atması için yönlendirmişler.
Orada onların anlattığından fazlasını bilme olanağı olmayan zavallı ailelerle pazarlık yapmışlar. Önce paralarını sonra da canlarını almışlar.
KURUMLARIN ALTI OYULDU
Aslına bakarsanız bu ahlak yoksunluğunun temellerinde toplum olarak hepimizin kurumlara olan inancını, saygısını ve tabiki güvenini temelden sarsan FETÖ gibi terörist yapılar var. Yıllar önce kaçtığı ABD'de bir hain olarak önceki gün ölen terör elebaşı Fethullah Gülen'in devletin en kılcal damarlarına kadar sızarak yavaş yavaş tüm kurumlara ve devleti temsil eden tüm kamu görevlilerine olan güveni nasıl yerle bir ettiğini dehşetle farkettiğimiz bir yerdeyiz. Yani sözün bittiği yere çok yakınız. Yıllarca devlet eliyle yapılan sınavlara, atamalara şaibe karıştıran, binlerce kişinin hakkını yiyen, hukukunu çiğneyen bu hainler elebaşları ölse de teker teker hesap veriyor, verecekler.
Minicik bedenleri para ve hırs uğruna bile isteye ölüme gönderenlere de hesap sorulacak. Peki bunca olaydan sonra bu ahlaki erozyonu nasıl önleyeceğiz?