Giriş Tarihi: 09 Ocak 2010, 17:09
"Dışı seni içi beni yakar" derler yöneticilik de galiba biraz öyle. Yöneticilik iyidir çünkü; maaşları diğerlerinden daha yüksektir, kimi şirketler yöneticilere prim, yan gelirler gibi özel ayrıcalıklar sunar, güç ve prestije sahiptirler, çalışma düzenini, kimin ne yapacağını belirlerler, çalışacakları insanları seçme lüksüne sahip olurlar, saygı görürler, her istedikleri yapılır, daha geniş ve etkili bir çevreye sahip olurlar...
Nasıl kulağa hoş geliyor mu? "Evet" dediğinizi duyar gibiyim. Hadi biraz gerçekçi olalım. Bi kere kimse yöneticileri sevmez. İyi ya da kötü sürekli karar vermek zorundasınızdır ve kararlarınızdan dolayı birileri her zaman mutsuz olacaktır. Yeniçeri askeri gibi hep en ön saftasınızdır, sutre gerisinde kalamazsınız. Yasal sorumluluklarınız, mali kısıtlamalarınız vardır.
YALNIZLIK DUYGUSU
Yöneticilik yalnızlık demektir. Birlikte çalıştığınız insanlarla yakınlaşamazsınız. Onlar hakkında zor kararlar vermeniz gerekebileceği için her zaman mesafeli durmak zorunda kalırsınız. İçimizden birisi terfi ettiğinde, "Vay be! Daha düne kadar beraber kahve içmeye giderdik. Adam ne çabuk değişti. Şimdi yüzümüze bile bakmıyor" deriz bazen. Yönetici bazen çok sevdiği veya sempati duyduğu iş arkadaşlarını bile işten çıkarmaya mecbur kalabilir.
"Aferin" sözünü duymak herkesin hoşuna gider. Bir ressam düşünün, tabloyu bitirir bitirmez hemen iyi ya da kötü eleştirileri almaya başlar. Oysa yöneticilik öyle mi? Sizin başarınız ancak çok uzun vadelerde anlaşılır. Bekle babam bekle....
KİM TAKDİR EDECEK?
Şikayet ve sızlanma şansın hiç olmaz çünkü yöneticilik çözüm makamıdır. Hep dert dinlersin ama kimse senin derdini sormaz. Ayrıca en zor ve en sakat kararları da sen vermek zorundasındır. Her önemli karar aşamasında kafasını giyotine uzatan mahkum gibi hissedersin kendini.
Diyelim ki yanlış bir karar verdin ve işini kaybettin. Ne olacak? Yöneticilerin yeni bir iş bulması astların iş bulmasından daha zor ve meşakkatli olur.
Eskiden Osmanlı'da devleti idare edenler kurtulmak istedikleri bir memur olduğunda onu asla kıvıramayacağı bir yöneticilik pozisyonuna terfi ettirirler ve yaptığı ilk hatada da padişaha ispiyon eder sonra da celladın önüne gönderirlermiş.
Yöneticilik ezici bir sorumluluk yükü demektir.
HEDEFTE OLMAK
Mutlaka yerine göz koyan birileri vardır. Bu yüzden spot ışıkları hep senin üzerindedir. Kimse iyi hareketlerini görmez en ufak hatan büyür de büyür. Hep daha fazlasını beklerler senden, tatmin olmazlar. Halbuki onlarca farklı karakterde insanı bir arada tutup çalıştırmayı becermek bile tek başına büyük bir başarıdır aslında.
Çok mutlu, huzurlu bir adam olabilirsin ama yönetici olduğu an altında çalışan birinin çocuğunun diş çıkarması bile birden bire senin problemin oluverir. Karısıyla kavga edip işe geç gelenler, birbirini kıskananlar... Çıldırmak işten değil.
Hele zam dönemleri geldiğinde patron oranları belirler ve sutre gerisine çekilir. Bütün afra tafrayı sen çekersin.
Yöneticilik herkesin yapabileceği bir iş değil. Yönetici olmadan önce kendinizi, kişiliğinizi iyice bir tahlil edin derim son söz olarak.
İyilikle kalın.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.