• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
AHMET VELİ OLGUNDENİZ

Yıldızlar ve gezegenler

ahmet.olgundeniz@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08 Ocak 2011, 16:14
İki tür çalışan vardır; yıldızlar ve gezegenler. Önce yıldızlardan başlayalım.
Yıldızlar kendi ışıklarını kendileri üretirler. Sürekli buluşlar yaparlar, yeni fikirler geliştirirler, çevrelerine ilham verir, güçlü bir ışık yayarlar. İş yaşamında kendilerini hemen belli eder, kısa sürede yükselirler. Onları durdurmak mümkün değildir, çünkü içgüdüsel olarak yeni fikir geliştirmeye zorunlu hissederler kendilerini.
"Sayın müdürüm, yüklemeyi şöyle yapıyoruz ama böyle yapsak daha çok zaman kazanmaz mıyız?" diyen birilerine rastlamışsınızdır. Bu insanları doğru yönlendirebilirseniz sizi yüceltir, şirketinizi de başarıdan başarıya koştururlar. Fikirlerine önem vermez, üzerini örterseniz yapısı gereği buna dayanamaz, uzaklaşır ve ayrılması kaçınılmaz olur.
İkinci tip çalışanlar gezegenlerdir. Kendi başlarına fikir üretemezler. Var olabilmek için bir yıldızın ışığına ihtiyaç duyarlar. Sorumluluk almaz, etliye sütlüye karışmaz ve sadece kendilerine emredileni yapma eğilimindedirler. Gözlerini budaktan sakınmaz, çok çalışırlar ama yollarına çıkan en ufak engeli ortadan kaldıracak inisiyatifi kullanmayı beceremezler.
Şimdi bir işyerinde çalışanların çoğunluğu gezegenlerden oluşuyorsa sorun vardır. Yok eğer herkes yıldızsa bu da başlı başına bir sorundur. Çünkü her yıldızın gezegenlere, gezegenlerin de bir yıldıza ihtiyacı vardır. Dolayısıyla işe eleman seçerken kişilerin bu özellikleri önem kazanmaktadır.

YAKLAŞIM TARZI
Bunun dışında bir de kişilerin yakınlaşmacı mı yoksa uzaklaşmacı olduğu önemlidir. Mesela ekibinizle bir toplantı yaptığınızı ve şöyle bir fikir ortaya attığınızı düşünelim, "Müşterilerimize boruları vaktinde yetiştirebilmek ve daha çok satış yapabilmek için ülkenin uzak bölgelerde müşterilerin toplaştığı yerlerde küçük atölyelere fason üretimler yaptıralım. Böylelikle maliyetlerden tasarruf ederiz."
Şimdi ekibiniz içinden bazıları bu fikrin olumlu yanlarını öncelikle değerlendirmeye başlayacaktır. Çünkü onlar faydaya ve olumluya odaklanan "yakınlaşmacılar"dır. Bir kısmı da hemen zorlukları saymaya başlayacaktır, "Bu nasıl olacak? Kaliteyi nasıl garantileyeceğiz. Müşteri buna tepki göstermez mi?...." Tehditleri ve tehlikeleri bir bir önünüze sereceklerdir.
İkisi de gereklidir. Görev dağılımı yaparken yakınlaşmacılara projeleri hazırlatıp uzaklaşmacılara da risk analizi ve denetim işlerini yaptırırsınız. Çünkü uzaklaşmacılar yapıları gereği önce hatayı arar bulurlar.

İŞ YAŞAMININ AHENGİ

Mesela ben yazılarımı yayınlamadan önce bir yakınlaşmacıya sonra da bir uzaklaşmacıya okuttururum. Yakınlaşmacı "Ahmet Bey, yine döktürmüşsünüz. Çok iyi noktalara değinmişsiniz..." derken uzaklaşmacı 5 dakika sonra hemen gelir, yazıyı baştan aşağıya kırmızı kalemle işaretlemiş. Onlarca hata bulmuştur. "Ne diyorsun?" diye sorarım "Şey.. ama çok hata var." "Peki ana fikrine, yani anlatmak istediğim konu için ne diyorsun?" "Hıı! Bilmem..." Çünkü ona dikkat etmemiştir bile...
İnsanların yıldız mı yoksa gezegen mi oldukları kadar yakışlaşmacı veya uzaklaşmacı olmaları iş yaşamının ahengi açısından hayati önem taşır.
İyilikle kalın


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.