Bir keresinde İzmir Genç İşadamları Derneği tarafından düzenlenen "Doğru İşe Doğru Eleman" konulu bir etkinlikte konuşma yapmak üzere davetliydim. 1 saat süren sunum tam bitmek üzereyken ön sıradaki izleyicilerden bir tanesi söz aldı, "Söyledikleriniz doğru ancak günümüzde bilgiye ulaşım çok kolay. Adaylar görüşmelere bizlerden çok daha iyi hazırlanıp geliyor. Bazen hangi soruyu soracağımızı önceden kestirip mükemmel cevaplarla karşımıza çıkıyorlar. Bu durumda hangilerinin samimi hangilerinin de sırf işi kapmak için düzmece yanıtlar verdiğini nasıl anlayacağız?" şeklinde bir soru sordu.
Öncelikle şu konuda anlaşalım. Eğer bir aday şirketiniz hakkında bilgi topluyor araştırma yapıyor, yüzlerce soru arasından hangilerini sorabileceğinizi öngörüyor ve bunlara hazırlanıp karşınıza çıkıyorsa bu takdire değer bir davranıştır. Zeki, çalışkan, araştırmacı ve istekli olmak aşağı yukarı her adayda aranan özellikler değil midir?
RAHATLATICI SORULAR
Diyelim ki boş pozisyonunuz için yüzlerce aday arasından 10 tane aday seçtiniz, mülakat şeklini ve hangi soruları soracağınızı belirlediniz, her bir adaya yeterli zaman ayırabilecekseniz ve adayları görüşmeye çağırdınız. Görüşmenin ilk bir kaç dakikası çok önemlidir. Bu sırada aday aşırı heyecanlı, stresli, sinirli ve çekingen olur.
Uzun süredir görüşmediğiniz bir arkadaşınızla buluşuyormuş gibi gülümser bir çehreyle görüşme odasına girmeniz, dostça elini sıkarak selamlamanız ve hal hatır sormanız onun üzerindeki gerginliği atmasına yardımcı olacaktır.
Adayın biraz rahatladığını hisseder hissetmez hemen kazık sorulara geçmeyin. Suya sabuna dokunmayan konularda adayı konuşturmaya çalışın. Bu aranızdaki buzları eritecek ve karşınızdakinin savunma bariyerlerini indirmesine yardımcı olacaktır.
Öncelikle şirketin geçmişi, gelecek planları ve yapılan işten bahsedebilirsiniz. Sizin faslınız bittikten sonra da adaya açık uçlu sorular sorarak konuşturun. Yani adayın evet veya hayır deyip kestirip atamayacağı onu konuşmaya zorlayacak sorular. "Nasıl oldu da işletme okumaya karar verdin?" veya "Bunu neden yaptın?" gibi sorular adayı önceden hazırlamış olabileceği yanıtları terk etmeye zorlayacak ve kendi cümlelerini kurmaya başlayacaktır.
İşte size bazı görüşmeye başlangıç soruları:
- Nasıl bir yöneticin olsun isterdin?
- Zamanını nasıl planlarsın?
- Kariyerindeki üç önemli başarıyı anlatır mısın bana?
Bu tür sorular size adayın zekası, işe bakışı ve bilgi birikimi hakkında ipuçları verecektir.
Yavaş yavaş esas sorulara geçmeye başladığınızda adayın söylediklerini değil söylemediklerini de gözlemleyin. sözsüz iletişim bazen ağızdan çıkanlardan daha yüksek sesle konuşur.
Aday sizin sorularınıza önceden hazırlanmış olabilir ancak söylediklerini beden dilinin de tasdik ediyor olması gerekir. Beden dili kendiliğinden gelişir ve kontrol etmesi çok zordur hatta imkansızdır. Çok çok çalışıp elinize kolunuza hükmetseniz bile göz bebeklerinize hükmedemezsiniz.
İşte bu yüzden İK'cılar sözsüz iletişim eğitimi almalı diyorum, mutlaka.
İyilikle kalın...