• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
2009’da Şair Eşref’in başına gelenlere bakın BÜLENT GÜRLÜK

2009'da Şair Eşref'in başına gelenlere bakın

bulent.gurluk@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24 Kasım 2009, 16:16
Ne düşünürdü Şair Eşref, bugün aramıza dönse? Ne düşündüğünü ve karşılaştığı muamele sonrasında nasıl dilini yuttuğunu, Semih Çelenk'in "Heccav Yahut Şair Eşref'in Esrarengiz Macerası" adlı oyununu kaçırmayanlar gördü. Geçtiğimiz cuma günü, Faruk Güvenç'in rejisiyle Ankara Ekin Tiyatrosu'nun sahnelediği oyunda, 2. Abdülhamit döneminde yaşayan ve istibdat dönemini yerin dibine sokan şiirleri yüzünden başına gelmedik kalmayan Şair Eşref'i izledik.
Manisa'nın Kırkağaç ilçesi Gelenbe kasabasında doğan ünlü şair, üstelik kaymakam olmasına rağmen, meşrutiyeti askıya alan ve muhaliflerine kan kusturan 'Kızıl Sultan'ı diline doladığı için hapse atılır. Her şiirinden sonra sorgu odalarına düşer, falakaya yatırılmaktan ayakları şişer...
Padişahın elinden çekmediği kalmasa da elini, dilini tutamaz. Ve sırf baskıcı devlet rejimine postasını koyduğundan, arkadaşları Tevfik Nevzad ve Hafız İsmail'le oturduğu rakı sofraları bile, 'fesat şebekesi' kurma suçlamasının odağı olur. Sağlam bir delil gösterilmeksizin 'Devleti yıkmak amacıyla çete oluşturmak'tan kendini kodeste bulur.

DÜZMECE MAHKEME
Tüm bunların hicvedildiği oyunda, hakimin bile yargı sistemini alaya aldığı bir düzmece mahkeme sahnesinde, yığılır kalır Şair Eşref... Ve hayali olarak 2009 Türkiyesinde açar gözlerini. Ama ne açmak... Yine sorgulanmaktadır ve devleti yıkmak için toplantılar düzenlemekle suçlanmaktadır.
Bir yandan AB kriterlerinin kıskacına alınırken, diğer yandan yakasını bırakmayan iki sorgucu tarafından dayatılan suçları kabullenmek zorunda bırakılır.
Şair Eşref şaşkındır. Çünkü hukuka siyaset bulaşmış, yargı bağımsızlığını yitirmiştir. Eşref, günümüzde yaşadıklarından sonra, Abdülhamit'in istibdat dönemine bile razı gelmiştir.

DİL VE KURGU
Semih Çelenk, Osmanlı döneminin kendine has dil özelliklerini koruyarak, izleyicinin kulağına aykırı gelmeyecek bir üslup yaratmayı çok iyi başarmış. Geçmiş ile günümüzün anlatım biçimleri arasında mükemmel bir kıvam tutturulması sayesinde, seyirci oyun dilinden hiç rahatsızlık çekmiyor.
Üstelik Şair Eşref şiirleri, oyunda dönemin siyasal tablosunu ve yazarın başına gelenleri dile getirmesi açısından doğrudan aksiyona hizmet eder şekilde kullanılmış. İyi bir güncelleme sayesinde, şiirlerin anlaşılmazlığından doğabilecek algılama riskleri de ortadan kaldırılmış.

TARİHSEL DOKU
Ayrıca 'Şair Eşref hicvi' oyunun tamamına sinmiş ve komedinin temelini oluşturmuş. Yani sahnede tam bir hiciv tiyatrosu yaratılmış. Öyle ki bir ara Semih Çelenk'in geçmişe yolculuk ederek oyunu Şair Eşref'e yazdırdığı izlenimine kapıldım. Haliyle yaşadığı dönemin diliyle yazan bir Osmanlı şairinin hayatını ve şiirlerini böylesine ustaca oyunlaştıran yönetmen Faruk Güvenç'i de ne kadar tebrik etsek azdır.
Sonuçta tarihsel bir kişiliği, canlı kanlı oyun kahramanına dönüştürmek, sıradan bir karakter yaratmaktan fazlaca uğraş gerektirir.
Oyunun üslubu kadar, gerçekçi ve düşlemsel boyutu arasındaki bağ da yine çok zekice kurgulanmış. "Heccav Yahut Şair Eşref'in Esrarengiz Macerası", hayal ürünü olan sahnelerde bile tarihsel dokusunu hiç yitirmiyor. Oyunda zaman yolculuğunun gerçekleştiği sahnede, şiirlerinde Abdülhamit'i tefe koyan Şair Eşref, bir duruşma sırasında düşüp bayılır ve düşünde pat diye kendini günümüzde bulur.

YENİDEN GELMELİ

Bu geçiş her ne kadar fantastik bir kurgu da olsa, Eşref'in günümüzde karşılaştığı siyaset ve hukuk yapısı ile kendi dönemiyle örtüşen tarafları tüm gerçekçiliğiyle sahneye getirilmiş.
Hatta padişahlık dönemindeki hukuk sisteminin bile, günümüzün sözde demokrasi toplumundaki gibi siyasetin boyunduruğunda olmadığı mesajı çarpıcı bir karşılaştırmayla aktarılmış.
Evet, bu oyun Atatürk Kültür Merkezi'nde iki gün sahnelendi. Ama Şair Eşref'in günümüze gelişini çok daha geniş kesimler izlemeliydi. Heccav Yahut Şair Eşref'in Esrarengiz Macerası, en kısa zamanda İzmirlilerle yeniden buluşmalı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.