Türkiye Renkleri'nin Muğla konserindeki aktarımlarıma devam ediyorum... Turneleri zevkli kılan özelliği, gittiğiniz yerde karşılaştığınız sürprizler ve birlikte zaman geçirdiğiniz insanların ilginç yönleriyle tanışmaktır. Her yerde renkli kişiliğiyle ilgi toplayan bariton Gökhan Koç, Muğla'da da başından geçen 'aykırı' olaylarla konserin perde arkasına damga vurmayı başardı. Sahnedeyken zaten performansına kimsenin diyecek bir lafı yok.
Ki kendisi yeteneğiyle kalmayıp şeytan tüyüyle etkilediği ünlü İtalyan soprano Paola Romano'nun, "Türkiye'de tanıdığım tek opera sanatçısı Gökhan Koç" diye gazetelere demeç verdiği bir baritondur.
Ayrıca etkilediği sopranoların o İtalyan sanatçıyla sınırlı kalmadığıyla ilgili rivayetleri de ağzından bal damlayarak dinledik ama şimdi o konulara hiç girmeyelim. Ya da bunların tamamının gençlik yıllarında kaldığını belirtelim...
***
Dönelim konsere sayılı dakikaların kaldığı anlara... Herkesten önce kostümünü giyerek kuliste sökün eden Gökhan Koç, bir yandan volta atıyor, diğer yandan "Bana bir şeyler oluyor. Galiba tansiyonum çok yükseldi" diyerek bedenindeki sarsıntıya bir anlam vermeye çalışıyor. Gerçekten de iyi görünmediği fark edilince, konser öncesinde bir müdahale gerekebilir düşüncesiyle sağlık ekibi çağrılıyor.
112 ambulansla kulise yetişen bir kadın doktor, tansiyon ve nabzının yükseldiğini tespit ettiği Koç'a soruyor. İlaç kullandınız mı hiç?
- Yooo fazla bir şey almadım. Bir ağrı kesici, bir alerji hapı, bir vitamin, bir sederjin, bir bilmemne...
O saydıkça, yüzü ekşiyen doktor parladı: Bir bir ne diye içtiniz bunca ilacı? Bunlar kalbe zararlı!
- Bilmem. Biraz kırıklık vardı da üzerimde...
Tabii doktor hanım, tahlillerin yapılabilmesi için kendisini hemen hastaneye davet etti.
***
Ama Gökhan Koç kadını delirtmeye kararlı. Başladı "Sahneye çıkamaz mıyım? Hastaneye gitmesem ne olur? Geleyim değil mi? Yok, kalsam daha iyi..." diye sayıklamaya. Sonunda ambulansın peşine takılan Opera Bale'nin aracı ile hastanenin yolu tutuldu.
Bu arada Türkiye Renkleri'ni kurduğu günden bu yana repertuara aldığı parçalardan sahne giriş çıkışlarına kadar her ayrıntı üzerinde titizlenen Demet Eytemiz hocayı bir anda ateş bastı. Baritonun rahatsızlığına mı yansın, saniyeler kala tüm programın bozulduğuna mı? Ayaküstü yeni bir akış belirlendi ve soprano Aytül Büyüksaraç'ın tek başına okuyabileceği parçalarla konser başladı.
***
Sonradan öğrendik ki Gökhan Koç acil serviste de gereğini yapmış. Oradaki doktorun koluna yapışıp "Önce benimle ilgilenin yahu! Ben operacıyım, Machbeth'im. Macbeth bekletilir mi" deyip durmuş. Hekimlerin tam acilden psikiyatri servisine sevk edecekleri sırada doktorlardan biri Gökhan Koç hayranı çıkmış. Şanslı tanıdık sayesinde özel hizmet uygulanarak konsere yetişmesi sağlanmış. Bu arada acildeki hastalar ise onun haline gülmekten acılarını unutmuşlar.
***
Gökhan Koç gelir gelmez kendini sahneye attı. Konsere hastaneden yetiştiği anons edilince alkıştan kıyamet koptu. Sanki bir saat önce nabzı 135'e vuran o değilmiş gibi 3 metre yükseklikteki sahneden atlayarak ön sıradaki genç kızları dansa kaldırmaya başlamaz mı! Peki ya yüz akıyla tamamlanan konser sonrasında, "Ayol sen nasıl hastasın, sahneden atlanır mı" diye soranlara ne dese beğenirsiniz. "Ne olacak canım, ben uçan baritonum. İki kadeh içince birşeyim kalmaz."
Bu söz üzerine, Gökhan Koç'un rahatsızlığını içkiye bağladığı için zaten gözlerinden alev saçan Erdoğan abiyi (Öztürk) kaç kişi zapt ettiğimizi hatırlamıyorum.