Geçtiğimiz pazartesi gecesi, Mavi Sanat Tiyatrosu'nun Atatürk Kültür Merkezi'nde galasını yaptığı 'Misafir' oyunundaydık. Gürol Tonbul'un yönettiği 'Misafir'i daha önce izlememe rağmen, oyun boyunca aynı duygu taşkınlığının etkisinden kendimi kurtaramadım. Bilgesu Erenus'un yazdığı oyun, bildiğiniz gibi 60'lı yıllarda ülkemizden Almanya'ya akın eden işçi göçünü ve Türklerin yaşadığı kültür asimilasyonunu anlatıyor.
İbrahim Raci Öksüz, Serdar Kamalıoğlu, Sadık Yağcı, Ahmet Dizdaroğlu, Musa Zindan, Devrim Akkaya ve Bilge Kuzu'nun müthiş performansını bir kez daha kutluyorum.
***
Bugün üzerinde durmak istediğim konu, Gürol Tonbul'un Mavi Sanat'la buluşma hikayesi ile bundan sonrası için nasıl bir rota belirledikleri... Çünkü İzmir'in tiyatro hayatındaki dar çerçeveyi kırmak ve kente yeni bir canlılık getirmek isteyen Gürol abinin kafasında sürekli projeler uçuştuğunu iyi biliyorum.
Nitekim önceki gün kendisiyle konuştuğumda, Mavi Sanat'la başladıkları serüvenin menzili konusunda yanılmadığımı gördüm. Tonbul, İzmir'i kozasından kurtaracak yeni planların parçalarını çoktan zihninde oturtmuş. Hedefleri arasında uluslararası festivallere katılmak bile var.
***
İzmir'in sahne dünyasına yeni bir soluk kazandırmak isteyen Mavi Sanat, 'Profesyonel' oyununu yönetmesi için Gürol Tonbul'a teklifte bulunmuş. Ama sonradan, Almanya'ya göçün 50'nci yılını doldurduğu ve ayrıca UNESCO'nun 'Küresel Göç' temasını benimsediği dikkate alınarak, Misafir'i oynama fikri ağır basmış.
Gürol abi, 'yaren' geleneğiyle sahnelenen Misafir'i, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü işbirliğiyle, bu kültürü hala yaşatan illerimize ve Türk cumhuriyetlerine götürmeyi de planlıyor. Umarım en kısa zamanda gerçekleşir.
***
Misafir'in 20 ve 27 Şubat'ta yineleneceğini müjdeleyen Gürol Tonbul; 'Ayrılık', 'Dikkat Kırılabilir' ve 'Profesyonel' gibi oyunları da önümüzdeki tarihlerde İzmirlilerle buluşturmak üzere sıralayıverdi.
Bu arada Hidayet Sayın'ın 'Köşe Kapmaca' adlı oyununu da çıkarmak isteyen Gürol abi, eseri 80 dakikaya indirerek köylere taşımayı ve iki traktör römorkunun üzerinde sahnelemeyi düşünüyor. Başarabilirse, ilginç bir 'Köy Tiyatrosu Festivali' yaratacağı kuşkusuz.
Gürol abinin amacı, profesyonel bir tiyatro çatısı altında, İzmir'i 4 mevsim oyunsuz bırakmamak. Nitekim Devlet Tiyatroları'nın haziranda kepenklerini indirmesiyle, her yaz İstanbul'dan gelecek grupların ağzına bakıyoruz.
***
Oysa İzmir'in, doğru projelerle ulusal ve uluslararası festivallerde kenti temsil edecek bir tiyatrosu olması gerektiğini aklına koyan Tonbul, "Bu sayede, İzmir'de oynama şansı bulamayan gerek DT sanatçısı, gerekse yeni yetişen tiyatrocu arkadaşlarımıza da fırsat doğuracağız. Ayrıca başka illerdeki tiyatrocularla buluşabileceğimiz bir dostluk çatısı oluşturmak da istiyoruz. Değişik bölgelerimizdeki oyuncuların katılacağı projeler sayesinde, 'tiyatronun vitrini' haline gelecek bir kent kimliği kazanmak İzmir'in hakkı" diyor.
Biz ne diyelim, 'Mavi' yolculuğunuzun önü açık olsun...