Bu 'UFO' tartışmaları bitmez...
Sınırsız evrende, bilmediğimiz canlıların ya da yaşam alanlarının olasılığı sürdükçe de bitmemelidir zaten.
Sonuçta araştırmak, kuşkulanmak, düşünce ve bulguları paylaşmak, 'uzaylı'ya değilse bile bizi yeni sırların kapısını aralayacak ipuçlarına sürükleyecektir.
Eğer aklımızın boyutları da evreninki kadar erişimsiz olmasaydı, insanlık bunca medeniyeti yaratabilir miydi? Bu yüzden gerçek ve hayalin belleğimizdeki sirkülasyonu, durmaksızın insanı bilinmeyene doğru çeker. Bilim de, sanat da o tamamlayıcılığın eseridir.
***
Ama bilim adamlarında 'kanıtlanmışlık' öyle bir şartlı reflekse dönüşmüş ki, düşüncelerindeki esneklik ve tahammül duygusu tamamen uçuşmuş. Bilimle açıklanmayan her olaya karşı alaysı bir yaklaşım içindeler.
Halbuki 'karşıcı' davranmak yerine kendi ellerinin ne kadar zayıf olduğuna baksalar ya... Örneğin, UFO'ya inanan ve uluslararası çapta dayanak oluşturacak veriler toplamaya hayatlarını adayan insanları küçümseyen bilim adamları, dünyanın ötesinde hiçbir canlının yaşamadığını bizlere kanıtlayabiliyorlar mı?
***
Evrenin sırlarını çözmede hiçbir kuşku ve ihtimale yer vermeyecek noktaya ulaştık mı? Bugün uzaylı gerçeği ne kadar 'varsayım' kabul ediliyorsa, yokluğu da o kadar 'varsayım'dan öte değildir.
Elbette bilim camiası, her yerde aynı biçimde kabul görülecek somut çıkarımlardan yoksunken UFO'ları, uzayda yaşamı kabullenmeyebilir. Ama bu olasılığı çürütecek bir bilimsel temele dayanmadıkça, konu üzerinde kafa yoranları değersizleştirmeye kalkışmak da ayıp değil midir?
***
Geçenlerde bir TV programında, dünyanın her yerinde uzaylıların görüldüğünü, hatta kalıntılarına rastlandığını iddia eden UFO fenomeni Haktan Akdoğan, istihbarat birimlerinin gizli raporlarını halkla paylaşmamasına rağmen, uzaylıların varlığını itiraf eden yabancı yetkililerin demeçlerini sıralıyordu.
Canlı bağlantıyla programa katılan Akdoğan'ın konuşmasının ardından, aklınca onu yermeye yeltenen bir stüdyo konuğu, "Hayal aleminde geziyor" deyiverdi.
***
Acaba o zevzek, bilim ve teknolojik alandaki keşiflerin 'hayal etmek'ten başladığını bilmiyor mu?
Bilim adamlığı, başkalarının hayallerini, inançlarını, uğraşlarını, arayışlarını alaya almayı mı gerektiriyor?
Belki de ABD dahil gelişmiş her ülkede ciddi araştırmaların yapıldığı 'uzayda yaşam'la ilgili öyle bulgular ortaya çıkarılır ki, bugüne dek evrenle ilgili bildiğimiz her şeyi temize çekmemiz gerekir. Sonuçta uzaylıların varlığını inceleyen kesimlerin de bilimsel çalışma yöntemleri var.
***
Bunun ötesinde, günümüzde UFO gördüğünü öne süren insanların sayısı yabana atılmayacak kadar çok. Onların anlatımlarında ya da farklı bölgelerde çekilen video kayıtlarında, benzer cisimlere, hareketlere ya da ışık kümelerine rastlanması son derece şaşırtıcı.
Ben hiç UFO adı verilen bir uzay aracı görmedim. Ama görenlerin anlatımlarının, aynı deneyimi yaşayan başka gözlemcilerin tarifleriyle bire bir eşleştiğini de hayretle dinledim. Hatta bunu aydınlatan birçok benzer görüntü de internet sitelerinde paylaşılıyor.
***
İnanmakta güçlük çekiyorum, şüphelerim var... Ama o ana dek delice bir hareketiyle karşılaşmadığım insanlar arasında uzaylıyla karşılaştığını, onlarla telepatik iletişim kurduğunu, hatta UFO ile ışınlandığını öne sürenlerin savlarına da saygılıyım.
Çünkü arayışa, bilinmeyene yönelmeye ve değişik boyutlarda gezinmeye de insanlığın ihtiyaç duyduğu fikrindeyim. Ne yazık ki çevremizde bilim adamı olup da 'adam' olamayan dünyalılara inat...