• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
New York’ta İngilizce bilmeden oyuncu olunur mu? BÜLENT GÜRLÜK

New York'ta İngilizce bilmeden oyuncu olunur mu?

bulent.gurluk@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06 Mart 2013, 18:28
Gözüme ilişen basit bir magazin haberine acı acı tebessüm ettim önceki gün. İlk bakışta ciddiye alınacak yanı yok gibi görünse de, aklıma getirdiklerini paylaşmaya değer buluyorum.
Efendim neymiş, hani son dönemde Can Bonomo ile yaşadığı aşk ve ayrılış haberleriyle sayfaları süsleyen, genç kuşağın dizi oyuncularından Berrak Tüzünataç, tiyatro dersleri almak üzere ABD'ye gitmiş ama New York'ta İngilizcesi yetersiz bulunduğu için önce dil kursuna katılması gerekmiş.
***
Berrak, gerçekten kısır İngilizcesiyle New York'a oyunculuk eğitimine gittiyse, karşılaştığı tepki ve dil kursuna yazılmak zorunda kaldığı yüzde yüz doğrudur.
Çünkü gelişmiş hiçbir toplumda, bırakın dillerini yarım yamalak konuşana oyunculuk öğretmeye kalkışmayı, oturma izni bile vermiyorlar günümüzde.
Hatta Almanya ve Fransa gibi, kendi dillerini sosyal iletişim sağlayabilecek düzeyde bilmeyenleri barındırmamak üzere yasa çıkaranlar var!
Siz hiç kendi dillerini tarzanca konuşan turistlere karşı bizim kadar hayranlık besleyen başka bir ülke gördünüz mü?
***
Bu yüzden, örneğin uzun yıllar Türk takımlarını çalıştıran yabancı teknik adamları dinleyin, ham hum şaralop tarzında gevelemenin dışında doğru düzgün Türkçe konuşmayı öğrenen yoktur. Varsa da özel merakı olduğu içindir, kendini bu topluma karşı sorumlu hissettiğinden değil. Çünkü öyle bir hisse kapılmalarını sağlayacak 'sahiplenme'den yoksunuz.
Oysa Fatih Terim Fiorentina kulübüne transfer olduğunda, neredeyse birkaç ayda İtalyancayı sökecek kıvama gelmiş, hatta daha sonra da Milan'ın başına geçmişti.
***
Yine, neredeyse sömürge gibi dört yanı yabancı kültür merkezleri ve dil okullarıyla kaplı olduğu halde, anadiline aynı özeni göstermeyen başka bir topluma rastlayabilir misiniz?
Bizim coğrafyamızda yabancı dil öğrenen veya yabancı dille eğitim alan öğrenciler, yurtdışına çıktıklarında apışıp kaldıklarını söylüyorlar hep. Neden? Çünkü tam bir saray beyefendisi tarzında öğretiliyor yabancı dil, dışarı gittiklerinde sokağın pratiğine ayak uyduramıyorlar. Oysa para verseniz, Türkçeyi o kadar güzel konuşamazlar!
***
Gayet eğitimli gençlerin birbiriyle ve ana babalarıyla diyaloglarına, yazışma ve mesajlaşmalarına bir bakın. Türkçeye ne kadar da benziyor değil mi! Birkaç nesil sonra, konuştuğumuz dille anlaşabilecek kimse bulamayacağız zaten. O kısaltmalar, garip telaffuzlar, gereksiz takılar ve İngilizceleştirilmiş kelimeler sayesinde evrim geçirmiş, 'kırma' bir lisan türeteceğiz bu gidişle.
Elbette bizim ucundan tuttuğumuz Türkçeye, el alemden saygı beklemenin anlamsızlığı da ortada.
***
Sevgili Tüzünataç da bizden biri. Yarım ağız İngilizcesiyle baş tacı edileceğini sandı demek ki. Üstelik bir oyuncu, bedeni kadar dili ve nüanslarını da enstrüman gibi kullanabilecek seviyeye getirmeli. Gerektiğinde hiçbir tonlama hatasına düşmeden yabancı şarkıları söyleyebilmeli. Tiyatro bir ifade biçimiyse, onu toplumla buluşturmanın en önemli aracı da lisandır. Tüzünataç mesleğini New York'ta sürdürecekse eğer, tarzanca bir yabancı dilin hiçbir kapıyı açmayacağını artık öğrenmiştir.
Zira popüler diye diksiyonu bozuk tipleri sahnelere çıkarmaya benzemez bu işler... Her yer Türkiye değil!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.