• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Köfte dudak, hoşgeldin! HAKAN URGANCI

Köfte dudak, hoşgeldin!

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25 Haziran 2011, 16:48
(Hatay'a sığınan Suriyelileri ziyaret eden Angelina Jolie, beklendiği gibi çok ilgi gördü. Pek çok komplo teorisini de beraberinde getiren Angelina, elbette yine güzelliğiyle de konuşuldu. Bir kamu kuruluşunda olayın ardından cereyan eden olası bir diyalog şöyle olmamış olabilir mi?)
- Amirim, sizi tebrik ederim!
- Hayırdır, Cumali?
- Nasıl diyorlar, tam bir kriz yöneticisisiniz...
- Puff, sorma vall , iyi idare ettik değil mi Ancelina krizini?
- Tabii. Ayrıca bu 'Dünyanın iyilik meleği, hoşgeldin' yazısına çok sevindi garibim ama bu kasapların pankartı için aynı şeyi söyleyemeyecem valla...
- Ben onu görmemişim valla, ne yazmışlar?
- Köfte dudak, memlekete hoşgeldin yazmışlar.
- Of, skandal valla! Allahtan Türkçe bilmiyor kadın!
- Yavv amirim, ne deyecem? Şimdi bu taş bebek gibi gadın Brad Pit denen sarı çiyanda ne buluyo Allasen?
- De mi? Üstelik göbeksiz erkek mi olur?
- Hiiç! Size bakışı da gözümden gaçmadı yalınız...
- Ehi ehi! Yook canıım, sana öyle gelmiş.
- Olur muu? Siz odacıyı fırçalarkene, bi de eteğinin altına girmeye çalışan Suriyeli bebenin gulağını accık büküverirkene size bakışını yakaladım ben. Yenge hiç kıskanmıyo mu yavv?
- Ehihi! Oğlum yengen ne kıskanacak? Biz unumuzu elemiş eleğimizi asmış adamız...
- Bırah amirim, yaa.. Neyse, o diil de bu avrat buraya esasen niye gelmiş, annadınız mı?
- Artist işte! Onlar da böle böle reklamını yapıyo, gündemde kalıyo..
- Amirim, gazteciler, bu casus masus diyollardı.
- O filmlerinde öle, oğlum. Bu gazetecilere bakma sen, haber lazım onlara! Gıybet günahtır, günah...
- Bi de bunun enternasyonal çocuk koleksiyonu varmış...
- Ha, bak o doğru.. Bu Brad kısır, diyorlar, günahı söyleyenlerin boynuna! Ondan bu kızcağız gittiği her ülkeden hediyelik eşya alır gibi çocuk evlat edinirmiş.
- E, beğenememiş mi bizim burulardan bişey?
- Sorma! Bizim kızı beğenmiş, Vietnamlı sanmış da hanım zor almış elinden valla!
- Geçmiş olsun. Ama büyüksün, amirim! Etten duvar ördürdün kadının çevresinde..
- Dört yanında, dört deve kestirdik, onu mu diyorsun?
- Yok be amirim, bu Ancelina burdan 'Maraba Televole ' dedirtilmeden, Sörvayvır'da Nihat'la yarışmadan, İzdivaç'ta başgöz olmadan, Hülya'ya elletmeden, Acun'a yetenek göstermeden gittiyse, hem vallah hem billah, senin sayendedir...
- Doğru... Gerçi Hatay'da silikonlu kadın patlaması yaşıyacaz ama artık o da bu işin kabul edilebilir hasarı...
- Amirim, vatandaş Ancelina'nın geçtiği sokağa isminin verilmesi için dilekçe vermiş. Bunu da internete haber yapmışlar.
- Vatandaş ne yorum yapmış?
- Heç sorma amirim, işte o fena!
- Söyle söyle!
- 'Ne Şam'ın şekeri, ne Ancelina'nın yüzü sokağı'...

Ezel ne güzeldin...
Türk dizilerinin çeşitli miladlarından biri olan Ezel, sona erdi. Güçlü bir oyunculuğu, gerilimli bir intikam öyküsüyle harmanlayıp Lost dizisinin zamanda ileri ve geri gitme formülünü uygulayan yapım, son yılların en bomba dizisisiydi.
Ezel'in rating başarısının sebebi de, ardından yaşadığı sıkıntının sebebi de, aynı şeydir: Entrika! Başından beri sürekli izleyiciyi ters köşeye yatıran, televizyonu aptal kutusu, izleyiciyi de pasif taraf olmaktan kurtaran bu dizi, kimselerin yapamadığını yapıyor, eğlenirken beynimizi çalıştırıyordu. En yakınları tarafından ihanete uğrayan jön, kimliğini değiştirerek intikamını almak için bir truva atı olarak gruba yeniden katılıyordu. Kanımca dizi beklenenin üzerinde bir ilgi görünce, uzatabilmek adına yeni ve daha güçlü bir düşmanı senaryoya dahil ederek eskiden düşman olan tarafları aynı safa geçirdi, senaristler.. Benim delikanlı halkım, işte tam da bu noktada diziye olan ilgisini yitirdi. Sağlam bir intikam bekleyen izleyici, Türk işi bir intikam yerine ince ve soğuk İngiliz siyaseti tarzı ayak oyunlarıyla karşılaşınca hayal kırıklığına uğradı. Nefret edilen tarafla kahramanı aynı safta dövüşürken görünce, kanal değiştirdi.
Gerçi, son zamanlarda senaryodaki oyun ve taraf değiştirmeler, haddini aşıp sıkıcı bir hale gelmişti. Buna rağmen Türk tv tarihinin bugüne kadarki en zeki dizisiydi, Ezel...
Kulislerde duayen politikacı Demirel'in bile siyasete tekrar ısındığının konuşulduğu şu günlerde, Ezel'e olan ilginin bir milletvekili hizmet dönemi kadar bile sürmemesi şaşırtıcıdır.

Survivor memleket
Taner olmak lazım bu memlekette, Nihat olmak hem de...
Deli olmak, başkaları çeksin kahrını diye...
Magazinel olmak lazım bu memlekette, tıntın olmak!
Elalem hamuduyla götürürken cambaza bakmak...
Basit konuşmak lazım memlekette, lüks yaşamak.
Ne kadar basitleşirsen o kadar prim yapmak...
Memnu aşklar aklanır, Fatmagüller ayaklanır.
Cazgır olmasan seni kim tanır?
Vezir olabilmek için Sülüman'ın sarayında
Sabah kuşağı stüdyosunda rezil olmak var memlekette...
Herşeyin canlısına talip olmak gerek bu ülkede.
Canlı para, gözler önünde gelin kaynana.
Kızımı kim kaçırdı, kim düttü kaynımı?
Dedektif olmak mümkünse, Müge olmak belki de.
Esra'da evlenmek gerek seninle...
Güttüğün iki keçinin hatırına, dağı taşı tutmalı ıslığın,
Psikopata bağlamalı, kimse olmamalı tırstığın.
Hayatta kalmak için işte bu ahval ve şeraitte
Survivor olmak lazım yalnız ve güzel ülkemde...

Etik ve etek
Fazla makyaj yaptığı ve mini etek giydiği iddiasıyla 2003 yılında HSYK'dan ihraç edilen Hakim Arzu Özpınar, sekiz yıllık mücadelesini kazanmış. Kıyafet serbestisini savunanlardan bu konuda da yorum beklerdik. Hakim hanım sessiz sedasız yıllarca mücadele vermiş. Etek savaşmış, kazanan etik olmuş bence...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.