DUR- O- DAHA-BİŞEY Mİ-CİLER
Kendi benlikleri bir türlü yetmeyen adamlardır bunlar. Çocukken yeteri kadar sevilmedikleri, her yaptıkları eleştirildiği için hırslanmışlardır. Çocukluklarında sergileyebildikleri tek başarı (!), amcalarına teşhir ettikleri pipileridir. Karşılarındakini kısaca bir dinler, ardından 'Kendilerinkinin daha büyük' olduğunu göstermek için harekete geçerler. (Üstelik cinsel bağlamda da yeterlilik duygusu gelişmemiştir.) Göreli insanların göreceli özgüvenleri vardır. Rekabetçi ve yarışçı yanları gelişkindir. Bu tip arabasına modifiye yaptırır, arka cama aidiyet ve taraftarlık belirten yazılar yapıştırır, egzosu bağırtır. Popüler sözleri: 'Sen duur, o daha bişey mi?' dir. En beceriksiz olanları, kadını ev işlerinde eleştirir, bu kez de temizlik ya da mutfak üzerinde iddiada bulunur. Son derece erkeksi görünmeye çalışsalar da aslında dişi yanı gelişkin tiplerdir ve bunu gizlemeye çalışırlar. Amerikan yaşam tarzını benimser, herşeyin büyüğünü severler. İki lira fazla verip büyük boy patates ve kola içeren kingsize mönüyü hep bunlar tercih eder.
AMATÖR KOMEDYENLER
Yıllar yılı en sevilen komedyenlerin yakınında yaşayanlar, bu tiplerin aslında ya suratsız, ya da çok aksi olduğunu söylerler. Siz de çevrenizde böyle pek çok tip bulacaksınız. En popüler, en esprili tipler, genellikle aile hayatlarında ketum ya da her şeye sinirlenen tipler. Bunlar ne yazık ki kendilerini ancak başkası üzerinden (aracılığıyla) sevebilirler. Kendilerini sevmek için sürekli güldürecekleri bir topluluğa ihtiyaçları vardır ve yakınları üzerinde doğal olarak bu büyü bozulmaktadır. Bu yüzden de içten içe yakınlarına öfkelidirler. Ne de olsa 'dünyayı' güldürebilmekte, ancak onlarda başarısız olmaktadırlar. Bu da beraberinde büyük bir yalnızlık duygusu getirir. Bunun acısını mutlaka çıkarırlar. Pasif agresif olan grup evde sessiz ve neredeyse küskünken, bir misafir geldi mi coşarak amatör Cem Yılmaz'a dönüşür. Dominant ve ekonomik üstünlüğe sahip grup ise, dışarıya ne kadar canayakın ve centilmense, evde bir o kadar tersidir. Öfkeli ve kırıcıdır.
İSTİFÇİLER
Bir aile büyüklerinden (ve muhtemel söz sahibi birinden) geçmiş yılların kötülüğü, fakirlik ve savaş hikayeleriyle büyümüşlerdir. Kıtlık bilinci dediğimiz bu durum, kimilerini aşırı pinti yapsa da kimilerinde de farklı bir etkiye yol açar. Bunlar paranoyak tiplerdir. Genellikle şehir dışında, -pahalı olmamak kaydıyla- kooperatif aracılığıyla güç bela edinilmiş villalarda otururlar. Bahçelerinde mutlaka günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar domates biber ekilidir. Eğer şanslılarsa, kendilerine benzeyen, idareli bir kadınla (toprak ana) evlenirler. Bu kadın, yazdan konservelerle salça yapar, turşu dizer, biber kurutur, tarhana hazırlar. Elektrikler idareli kullanılır, lüzumsuzsa kapatılır. Aşırı evhamlı tiplerdir. Çocukları mutlak bir kontrol altında tutmaya çalışırlar. Bu şekilde çocukta ebeveyne bağımlılık duygusu oluştururlar. İnternet bağlantısı da -mümkünse- sınırlandırılır. Çocuk, dış dünyanın etkilerinden korunmaya çalışılır. Market sıralarında bunların arkasında durmayı istemezsiniz. Her seferinde neredeyse altı aylık alışveriş yaparlar. (Hani ekspres kasaların da ilham kaynağı bunlardır desek, ileri gitmiş olmayız.) Her ne kadar istifçilerin kontrol delisi, zararsız da olsalara aşırı adamlar olduğunu söylesek de bir doğal afet ya da savaş durumunda siz önce ölürsünüz, onlar hamaböceği gibi, sizden sonraki baharları da görürler.
SEROTONİN KEŞLERİ
Yaz kış bronz gezenleri vardır. Zira hazır pahalı spor kulüplerine yıllık üyelikleri varken solaryuma da gireyim, derler. Doğal olmayan beyazlıkta (doktordan temiz) dişleri, şişkin olmayan uzun kasları vardır. Vücut geliştirmez, fit kalırlar. Bu tipler genellikle kalori hesabı yapmakta diyetisyenle yarışabilirler. Alkol almaz, sigara kullanmaz, seksi bile idareli yaşarlar. Çünkü onların asıl bağımlılık kaynağı, serotonindir. Outdoor olanları da ya trekking yapar, ya bisiklete biner ya da düzenli tenis oynar. Spor sonrası oluşan serotoninin verdiği mutluluk duygusuna öylesine bağımlıdırlar ki, sporun verdiği mutluluğu başka insanlarla beraber olmaya bile tercih ederler. Bunlar, kendilerine yeten tiplerdir. Doğumgünü partiniz olsa, ya da evlilik yıldönümünüz, o saatte spor randevuları varsa vallahi de billahi de gelmezler. Bir de bunu utanmadan yüzünüze söylerler. Sevişeceklerse bile nabızlarını alıştıkları aralıkta tutarak sevişirler.
HAFIZA ÇUBUKLARI
İngilizcesi Memory stick, Türkçe meali, hafıza çubuğu... Bu grubu siz Biscolata erkekleri (!) olarak tanıyorsunuz. Yakışıklı mı yakışıklı, karın kasları ben diyeyim baklava, siz deyin şöbiyet. Yani fizik, Yunan tanrısından hallice... Ancak akıl? Derinlik? Hımmm... isterseniz oralara hiç girmeyelim! Allah herşeyi de bana veririse size ne kalacak, değil mi a dostlar? Şaka şaka! Ben bu gruba girmiyorum. Yalnız gerçekten de Allah herşeyi herkese aynı anda vermez. Bunlarda da akıl biraz noksandır işte, n'apıcan? E mecbuur... Aynen hafıza çubuğu gibi 'boş'turlar. Yani tüm çekiciliklerine rağmen sadece yekpare bir gövdeden ibarettirler. Onları birer 'Hafıza çubuğu' yapan iki unsur bulunur.
1. Ancak bilgisayara bağladığında içine veri aktardığın hafıza çubuğu gibi bunlar da bir kadına bağlandıklarında (!) kadının bilgileri ile dolar, o verileri taşır, ancak bir kadının (bakınız, bilgisayar) verdiği ölçüde dolar, o ölçüde adam olabilirler.
2. Bilgisayara bağlanma örneğini tersinde okursak; bu erkek tipi özel anlarında (!) kadını öyle mutlu eder ki, kadınlarının hafızalarında (!) mutlaka önemli bir yer edinir.
