• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Bu tip toplantılar EXPO’yu halka daha da yakınlaştırır HÜROL DAĞDELEN

Bu tip toplantılar EXPO'yu halka daha da yakınlaştırır

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 09 Nisan 2012, 17:52
İzmir'in en büyük eksiği, bir işe el atıp, sonucunu getirememesi... Oysa iki özel örnek İzmir'in neler başarabileceğinin kanıtı... İlk Akdeniz Oyunları, ikincisi ise Üniversite oyunları...
Yani ciddi, yaratıcı ve halkın sahiplendiği bir çalışma, sonuç veriyor. İzmirli, bu tip organizasyonların kendisine döneceğine inanırsa sonsuz destek veriyor.
Şimdi önümüzde yine EXPO var. Hani ilkinde hüsrana uğradığımız, ikincisini ise umutla beklediğimiz dünyanın en önemli fuar organizasyonu...
İş dünyası, basın, yatırımcılar bu önemin farkında ama halk arasında hala "EXPO gelecek de ne olacak, İzmir olimpiyat ya da futbol şampiyonalarından birini üstlenseydi dah iyi olacaktı" söylemleri var. Herkes, "EXPO'nun sadece iş dünyasını canlandıracağına inanıyor.
Oysa gerçek öyle değil... Bunu, en iyi, iyi bir konuşmacı ve etkin bir organizasyonla anlamak mümkün...
***
Sabah Gazetesi'nin Ege eki olan "Sabah Egeli"nin düzenlediği "Sabah Toplantıları"nın ilki işte bu konuya ayrılmıştı: EXPO İzmir'e ne kazandıracak?
Konuk ise, Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener'di. Kendisi aynı zamanda 2020 olimpiyatlarının İstanbul'a kazandırmak için yoğun bir çaba gösteriyor. Swissotel Grand Efes'de düzenlenen etkinlik, iş ve basın dünyasının ünlü isimlerini bir araya getirdi. Güçlü bir fikir alışverişi oluştu, ışık verdi, bilgi sahibi yaptı.
Toplantıdaydım, bunu iyi hissettim.
Organizasyon konusunda dünyanın sayılı isimleri arasında yer alan, özellikle olimpiyat alanında hatırı sayılır bir isim olan Prof. Erdener, İzmir'in EXPO konusunda doğru bu bir şehir, başkan olarak da uluslararası deneyimi olan Mahmut Özgener'in en doğru seçim olduğunu belirterek şu uyarıları yaptı:
***
- Eğer projeniz doğruysa, tanıtım çalışmanızı, kampanyanızı başarılı bir şekilde yürütmüşseniz, doğru insanlarla doğru işleri yapmışsanız, sonuç olumlu yansır.
- Hem 2020 İstanbul Olimpiyat Oyunları hem de 2020 İzmir EXPO'sunun, birbirlerine köstek olmak yerine, olumlu etkileyeceğini düşünüyorum. Bir büyük organizasyonu izlemek için gelenlerin, programlarını mutlaka diğerini izlemek için ayarlayacaklarını düşünüyorum.
- Daha önce İstanbul'un 4 kez olimpiyatı, bir kez de İzmir'in EXPO'yu kaybetmesi kimseyi umutsuzluğa sevk etmesin. Bugün Türk ekonomisi artık daha güçlü... İki organizasyonu da birarada yapacak gücü var. Unutmayalım hem İstanbul hem de İzmir daha önce düzenlenenen uluslararası organizasyonlardan güçlenerek çıkan iki şehir.
- Önemli olan hazırlayacağınız dosya. Nitelikli bir çalışma, EXPO'yu ülkenize getirir.
***
Şu kesin... EXPO'yu kazanmış bir şehir, kaderini de değiştirecektir. Yıllardır bir çıkış kapısı arayan ve kendine henüz bir kimlik bulamayan İzmir için de EXPO, bulunmaz bir fırsat...
Daha önce de yazdım, bu büyük imkanı yakalamak doğru insanlarla çalışmakla mümkün... Evet Mahmut Özgener, doğru bir isim ama yapacağı çalışmalarda İzmir'i arkasında hissetmeli...
İzmirli ona güç vermeli...
Bildik isimlerle değil, doğru bir ekiple yola çıkmalı... Ekip vizyonu geniş, iki ya da üç yabancı dili konuşabilen uzmanlardan oluşmalı...
Zira EXPO sadece iş dünyası değil, İzmir'in yenilenmesi, çağdaş bir vizyona kavuşabilmesi için de etkin bir adım...
İzmir bunu birçok kez başardığına göre, EXPO'nun da üstesinden gelir.
Yeter ki toplum sahiplensin.
Sabah Egeli, bu sorumluluğu hissetti ve bunun için öncü oldu. Bu toplantılar, kenti bilinçlendirme yolunda etkin bir başlangıçtır.
Emek verenler sağolsun.

GÜNÜN SÖZÜ
Para ve insan arasındaki karşılıklı ilişki şöyledir: İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın.
Benjamin Franklin

Yemek yediğin yerde "güven" çok önemli

Yemeklerde "klasikçi" bir adamım. Öyle, çeşit çeşit, bol soslu, İtalyan ya da Fransız usulu tatlar yerine, geleneksel Türk yemeklerini tercih ederim.
Bizim hanım bundan şikayetçi ama yapacak birşey yok. Bu damak meselesi... İşte bu yüzden, öğle zamanı Çankaya ve çevresinde güvenerek gittiğim iki lokanta var. biri Şaban Usta'nın Yeri, diğeri ise Çankaya Lokantası...
Bunlar, bana mide sıkıntısı yaşatmayan, yemek yediğim her an, kendimi evimde hissettiren yerler... Hele Şaban Usta'nın Yeri'nde yaklaşık 20 yıldır yemek yerim. Bir kez olsun "of" demedim.
Midem hassas çünkü, "arızalıyı" reddediyor.
Birçok arkadaşım da benim gibi düşünüyor.
***
Ancak, geçen gün bir arkadaşımın uyarısıyla Kemeraltı'nda gittiğim bir lokanta da bana bu hazzı yaşattı. Adı Alaturka, Hisarönü civarında...
Sevimli, güleç, işini bilen bir çift işletiyor burayı; Aytaç'la Seçil...
Yemekleri belirli sayıda yapıyor ve ne kullandıkları yağ ne de salçadan şaşıyorlar. Hepsi de el yapımı... Hepsinde kendi emekleri var.
Her sabah iş yerine gelip yemekleri hazırlıyor ve aynı güçle müşterilerine hizmet veriyorlar.
O gün, başta patlıcan olmak üzere midemi yoracak yemeklerden sipariş verdim ve inanın hiç rahatsızlık yaşamadım.
İşte bu, insana verilen değerdir, aldatmamaktır.
***
At eti, domuz eti, ithal et, hormonlu gıda iddialarının tavan yaptığı günümüzde, güvenilir yemek mekanı bulmak çok zor...
Ama yine de vicdan sahibi, işini iyi yapan, suistimal etmeyen işletmeler var.
İkisi hayatımdaydı zaten, şimdi onlara biri daha eklendi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.