Çok yönlü, farklı kültürleri bağrında taşıyan ancak sorunları ve mutluluklarında akla gelmedik boşluklar yaşayan bir ülkeyiz.
Çok sorunumuz var ama başarılarımız da...
Çok yalnızlığımız var ama birlikte başardıklarımız da...
İşte o "birlikte başarma" son yıllarda yerini "bireyselliğe" terk etti. Hala toplumsal gücümüz zayıf. Bu yüzden çevremizden başka kimseleri görmez olduk. Oysa, biz büyük bir ülkeyiz ve sevincimiz, gururumuz kadar; acılar çekenimiz, yokluklar yaşayanımız da çok...
Şöyle içten içe baktığımızda görünen manzara bu... Yani önce bakmasını bilmemiz lazım...
***
"Yapılan iyilik söylenmez, söylenirse değeri kalmaz" diye bir anlayış var toplumsal bilincimizde... Hoş, bu duyguyu abartan, gözümüze sokan, çıkarına kullanan çok olsa da ülkemizde, sevdiğim, değer verdiğim bir yaşama bakıştır bu...
Evet iyilik, gizli kalmalı... Buna sonuna kadar katılıyorum. Aşmak için tek şartım var, topluma iyi örnek olmalı; iyilik yapan ya da yapanlar; çıkar, şöhret peşinde koşmamamalı...
Tamamen insanı bakışla, "hızır" olmalı...
İşte o hızır içimizden çıktı; hem de sabırla, inatla, sevgiyle ördüğü insani duygularını, bir kardeşlik köprüsü kurma uğruna, ihtiyaç içinde olan bu ülkenin çocuklarına, bir baba, bir vatan sıcaklığı yaşatma adına yaptı bunu...
Sevgi dolu kucağını açtı, kucakları ülkemin çocuklarını...
***
Sözünü ettiğim kişi Ayhan Mengüloğlu... Yıllardır tanıyorum onu, başarılı bir sayfa sekreteri, yürekli, mütevazı, çalışkan bir insan...
Kars'a doğup büyümüş ama yüreği Türkiyeli.. Acı hangi köşeden gelirse gelsin, yüreğide yaşayan bir Atatürk çocuğu...
Onun yüreği ülkemin dört bir köşesinde... Her terör haberinde yüreğinden ağlayan, şehit olan her Mehmetçiğe gözyaşı döken duygusal bir insan Ayhan...
Her gün konuşuruz onunla, toplumsal olaylardan, dinden, terörden, kardeşlikten...
***
Bir gün bir projesini açtı bana Ayhan, "Benim doğup büyüdüğüm şehirde, yokluk çeken okullar, öğrenciler var. Allah bana imkan verirse onların yardımına koşmak istiyorum" dedi ve çok geçmeden okulu da belirledi; Kars-Susuz Ermişler Köyü İlköğretim Okulu... Çocukların birçok kırtasiye ihtiyacı vardı, fotokopi makinesi, giyim ve daha birçok öğrenci kaynağı...
Önce bizleri harekete geçirdi, aramızda para topladık. Sonra da, çalıştığımız medya kuruluşu Turkuvaz başta olmak üzere, pek çok işyeri ona destek çıktı.
Sonra da Ramazan Nogay... Ramazan da Yeni Asır'ın emektarlarından... O da aslen Karslı ve Ayhan'ın yakını...
Dostluğuna güvenebileceğin, yürekli, coşkulu bir insan... Ayhan, hep onu buldu yanıbaşında... O da kendi çevresini, birlikte çlaştığı arkadaşlarını harekete geçirdi. Sonuçta önce bir miktar parayla başlayan süreç, koliler dolusu eşyaya, kırtasiye malzemesine, fotokopi makinesine dönüştü.
Ayhan çok kısa sürede, insan sevgisiyle, İzmir'den bir dostluk köprüsü kurmuştu Kars'a...
Bunu her gün birebir yaşadım, başarma sevincini, mutluluğunu, umudunu... Gözlerindeki ışığı...
***
Sonuçta o gün geldi... Çocukluğumuzda dilimizden düşürmediğimiz, "Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür" şiirinden de esinlenerek, Kars'taki ilkokula umut ve kardeşlik götürmeye gitti Ayhan ve Ramazan...
Kars-Susuz Ermişler Köyü İlkokulu öğrencilerinin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için başlattıkları eğitim kampanyasını hayata geçirmenin mutluluğunu paylaştılar, gün boyu...
Karslı çocuklara, sadece iş camiasından değil, Batı'daki öğrenci arkadaşlarından da destek gelmişti, onlar da harçlıklarını paylaşmıştı yaşıtlarıyla...
Bu konuda Gaziemir Atatürk İlköğretim Okulu ve Buca'da Şehit Astsubay Ümit Başaran İlkokulu öğrencileri öncü olmuştu.
Bunu şöyle anlatıyor Ayhan, "İzmir'deki çocuklarımız, Doğu'daki yaşıtlarına yardım yapabilmek için adeta yarıştılar. Bunu gözlemlemek beni bu ülke için daha çok umutlanmaya itti. Kısa sürede topladıkları kitapları, uzak bir köydeki tanımadıkları yaşıtlarına göndererek paylaşmanın, zor durumdaki insanlar için bir şeyler yapabilmenin hazzını yaşadılar. Bu duyguyu yaşamak, herşeye değerdi."
***
Bakın, o okulun öğrencileri, öğretmenleri adına konuşan okul müdürü Sezen Urlunç ne diyor bu özel paylaşma günü için: "Sizlerin yaşında olan fakat aynı olanakları taşımkayan öğrencilere destek olduğunuz için tüm İzmirli çocuklara, ağabeylere, ablalara çok teşekkür ediyoruz. İzmir'in bu içten davranışı, umarız birçok bölgeye örnek olur. Çünkü biz kardeşiz. Hiçbir güç bunu bağı koparamaz."
Bu iyilik ateşini Ayhan Mengüloğlu yaktı, belki maddi gücü sınırlıydı, hepimiz gibi orta halliydi ama yüreği kardeşlik köprüsünü kuracak kadar güçlü ve sevgi doluydu.
Şimdi o köprünün ayakları çok güçlü... Çünkü sevgiyle, inançla kurulan bir bağ var. Bu yapmacıklıktan uzak, halkça, hakta kurula bir bağ...
Bunu anlamak için Ayhan'ın şu sözlerine kulak verelim:
"Hürol ağabey, onların gözlerindeki ışığı gördüm. Yalnız olmadıklarını hissettirdiler bana... Bu ışığın içinden sevgi ve minnet süzülüyordu. O anı yaşamak çok güzeldi."
İşte hayat budur, yardımlaşma budur.
GÜNÜN SÖZÜ
Hayat bir öyküye benzer, önemli yanı eserin uzun olması değil iyi olmasıdır.
Seneca