Bir ülkede kadın yürüyorsa, bu ciddi bir uyarıdır. Eskiden mutfak yangınıydı bu tepki, şimdi ruhsal ve bedensel özgürlük için...
Cuma ve cumartesi günleri İzmir caddeleri akın akın kadın yürüyüşcülerle sarıldı. Ellerinde dövizler, seslerini çıkarabildikleri kadar avaz avaz haykırıyorlardı:
- Kürtaj haktır, Uludere cinayet.
- Kadına kalkan eller kırılsın.
- Kadına şiddete hayır.
- Geceleri de, sokakları da, meydanları da istiyoruz.
Bu ve buna benzer sloganlarla, zılgıt çekerek, düdükle, çanla uyara uyara, caddeleri arşınladılar.
İstedikleri tek şey, özgürlüktü, insanca, hakça yaşamaktı.
***
Bir ülkede kadın yürüyorsa, bir şeyler ters gidiyor demektir. Geçmişte, kadın tepki gösterdiğinde, devlet yöneticieri tedirgin olurdu, "nerede yanlış yaptım" sanrısı sarardı beyinlerini...
Kuşku kemirdi her yanlarını...
Çünkü kadın yürüyorsa ciddi bir ikaz vardır ortada...
Bu nedenle, bu yürüyüşü ciddiye alın. Gelir geçer tarzda değil bu... Yanlarına kadar sokuldum, hissettim bunu...
Bu fotoğrafı da o an çektim...
***
Yüreklerinde Atatürk var onların... İstiyorlar ki, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve çağdaş lideri gibi, mantıklı, özgürlükçü, her türlü bağnazlıktan arınmış yönetimleri olsun, modern düşünen devlet adamları...
İstiyorlar ki, kadına şiddet son bulsun. Zehirli kafalar kuma gömülsün. Sözlerde, demeçlerde, kadını aşağılamak için kelime oyunları olmasın.
Herkes delikanlı olsun, dürüst olsun, politika yapmasın.
Özellikle erkeklere bu çağrı...
Kadınlar haklarına sahip çıkmak için yürürken, yol kenarından onları dudak bükerek, bıyık altından gülerek izleyen erkekleri gördüm.
Ne yalan söyleyeyim, kadınların cesaretini kıskandım.
Hemcinslerime söyleyecek bir sözüm yok, onlar sadece izliyor.
GÜNÜN SÖZÜ
İlham diye bir kavramın varlığı kesin; önemli olan insanı çalışırken yakalaması.
Pablo Picasso
Tweet sorumsuzluğu!
Elimize bir şey geçti mi, onu lehimize kullanmak, dedikodu aracı yapmakta üstümüze yok.
Bu konuda ahlaksız bir toplum olduk, kesin.
Okudunuz Behzat Uygur'un yaşadığı isyanı... Biri bir teweet atmış "Nejat Uygur öldü" diye bir anda binlerce insan geri dönmüş...
Nejat Uygur'un oğlu, telefonlara, "Hayır haber yalan, babamız yaşıyor" demekten helak olmuş...
Şimdi düşüne biliyor musunuz, bu insanın yaşadığı tramvayı...
Bir gezi zekalı, kendisini tatmin etsin diye, insanların gururuyla oynuyor ve buna dur diyen yok...
Abukluk sadece bununla da kalmıyor.
Futbol maçlarından sonra, tweet yoluyla atılan zehir oklarının ise, haddi hesabı yok.
Sözün özü, başka toplumlardan düşman aramamıza gerek yok. Biz de bu sorumsuzluk ve insanlık dışı zihniyet varken...
Arı kadar olamadık!
Siz, "Ben herkesten çok çalışırım" deyin hala...
500 gram bal için arılar 3 milyon 750 bin defa çiçeğe konup kalkıyor. Bir kilo bal için ise 40 bin arı, 6 milyon çiçeği dolaşıyor. Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 10 milyon çiçeğin nektarını emiyor ve 100 bin kilometre kanat çırpıyor. Bu deli çalışmanın arasında dönüp "Öber arı benim kadar çalışıyor mu" kontrol gereği de duymuyorlar. Birbirlerine tam bir güven içinde sadece hedeflerine odaklanmışlar.
***
Neredeyse kölesi olduğumuz bilgisayar saniyede 16 milyar aritmetik işlem yaparken, bilgisayarın doğadaki rakibi bal arıları, bu sürede daza az enerji harcayarak 10 trilyonluk işlem yeteneğine sahip. Demek ki bilgisayarda hala Bill Gates'in keşfedemediği bir şeyler var!.. Bir koloninin pazarlanacak 1 kilo bal üretmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için 8 kilo bal tüketmesi gerekiyor. Bu da koloninin 6 kez dünya çevresini dönmesi demek...
***
Onlar bu işi canla başla yapıyor ve genetik olarak nesilden nesile akmtarılmış bir tembellik asla söz konusu olmamış... Buarı cumhuriyetinde cinlik yapmak için "Birkaç gram bal da kendime saklayayım" diye peteğıi hortuimlayana da şimdiye dek rastlanmamış... Hepsi güneşin "kalk" ziliyle çalışmaya başlayıp güneşin paydas ziliyle dinlenmeye çekiliyorlar. Hiçbir arı "Kraliçe arı bu işin kaymağını yiyecek diye ben geberene kadar çalışmam abi" dememiş... Birlikten ve kovandan çıkınını alıp başka yollara düşüp, başka bir kovanda cumhuriyet kurmayı düşünmemiş... Karşı kovandakileri kıskanıp o peteğe dadanmamış. Siz hiç arıyı sokan bir arı biliyor musunuz?
***
Şimdi durup düşünmek gerek... Başkasının emeğinde gözü olan mı yoksa neslini korumak için sürekli üreten mi hayvan?