İzmir'in şirin, yeşil, sakin ilçesi Tire. Sessizlik öyle sarmalıyor ki insanı, birden mutluluğun adı oluveriyor. Tarihle özdeşleşen şirin ilçede geçmişle günümüz arasında gidip geliyor insan.
Yeni açılırken eskiyle, gelenekselle iç içe olmak anlayabilene çok şey anlatıyor. Henüz mimari özelliğini yitirmemiş ilçede, dar sokaklarda, taş binalar arasında gezerken tarihi solumanın insana verdiğini başka bir şeyin verebileceğini düşünmek olanaksız.
* * *
Savaş Ünlü anlatıyor:
Taş döşeme sokaklarda gezinirken karşınıza çıkan nalbur, urgancı, semerci, kalaycı, keçeciler yüz yıllar öncesinin kokusunu nasıl da insanın iliklerine işliyor, bir bilseniz. Keçeciler derken bir keçe atölyesinde söyleşiyoruz zanaatçı dostlarla. Cemil, Mehmet, Arif Cön kardeşlerin mekanındayız. Keçeye can verildiğini görmek bizleri hayrete düşürüyor. Bildiğimiz keçe mindere, terliğe, yeleğe, gelinliğe, atkıya, fulara, anahtarlığa dönüşmüş, çok da güzel, ilginç olmuş.
***
Yıllarını bu zanaata vermiş Arif Cön anlatıyor: "Eski ilgi yok. Bizler keçeciliğin son temsilcileri olacağız. Yeni kuşak bu zanaata pek kulak asmıyor. Her yıl Avrupa ülkelerinden staj yapmak ve öğrenmek için onlarca öğrenci geliyor yanımıza. Bizler ilçeden bir kişiyi bulamıyoruz. Kendi çocuklarımız bile ilgilenmiyorlar. İlçemizde yüz yıl sonra bile olsa urgancılık, nalbantlık, demircilik, keçecilik yaşamalıdır. Yükseltileri bol olan Tire'de, motorun, arabanın ulaşamayacağı yerler var. Oradaki ürünlere ancak katır, at, eşeklerle ulaşıp pazara getirebilirler. Yüzyıllar öncesinden günümüze gelen keçecilik de yaşasın istiyoruz. Onu çağdaş sanatla kaynaştırıp güncele taşıyoruz. Keçeden yaptığımız gelinlik tüm dünyada yankı uyandırdı. Tek isteğimiz resmi, özel kurumlardan biraz destek almak. Belediyeler, fabrikalar, özel kurumlar üç beş çocuğa maddi destek sağlasa, aylık verip geleceğini garanti altına alsa zanaatımız yüzyıllar boyunca daha yaşar."
İnsanın gözünü kamaştıran el emeği, göz nuru işler gözünüzü alıyor. Renkli kök boyalarla süslenmiş keçelerin çoğunu almak istiyorsunuz. Zanaat sanata dönüşüyor. Nasıl bir emektir o... Şaşıp kalıyorsun!
ege'den
Güzelbahçe, kışa hazır
Güzelbahçe'deki dere yatakları, yağmur suyu kanalları temizleniyor, kışa hazırlanıyor.
Güzelbahçe Belediyesi, ilçedeki tüm yağmur kanallarını, ızgaralarını ve dere yataklarını temizliyor. Ayrıca özellikle Yelki mahallesinde dere yataklarının bulunduğu yerlerin üzerinden geçen yolların altına beton künkler döşeniyor.
Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, kent içindeki derelerin temizlenip ıslah edilmesiyle birlikte sel baskını olma ihtimalinin tamamen ortadan kalkacağını söyledi. İnce, "Özellikle yaşam kalitesini arttırmak için altyapı çalışmalarına büyük ağırlık veriyoruz. Vatandaşlarımızı yazın tozdan, kışın çamurdan kurtarmak için yol ve kaldırım yapıyoruz. Su baskınları yaşamamak için de dere ıslahlarını gerçekleştiriyoruz. Yağmur suyu kanallarının temizliğini yapıyoruz. Belediyemizin ve İZSU'nun koordinasyonunda gerçekleştirilen çalışmalarla sorunsuz bir kış geçireceğiz" diye konuştu.
Akçay, bütün Yunan televizyonlarında
Akçay Deniz Hudut Kapısı'nın yeniden faaliyete girmesiyle birlikte ilk çıkışı Yunanistan'ın Lesvos (Midilli) Adası'na yapan Akçay Belediye Başkanı Cahit İnceoğlu başkanlığındaki heyet adada yoğun ilgi ile karşılanmıştı.
Vali, Belediye Başkanı ve diğer yetkililer ile görüşen Başkan İnceoğlu ve Akçay heyetine Yunan televizyon kanalları ve gazeteleri de yoğun ilgi gösteriyor. Başkan İnceoğlu'nu Midilli Limanı'nda karşılayan televizyon kanalları Kuzey Ege Valisi Nasos Giakalis, Lesvos (Midilli) Belediye Başkanı Demetrıos Phokıonos Vounatsos ve diğer yetkililer ile yapılan görüşmeleri de yakından takip ettiler. Yunanistan devlet televizyonu EPT, adada yayın yapan TVN ve Archipelegos Tv ile adada yayınlanan gazeteler Belediye Başkan Cahit İnceoğlu'nun yanı sıra heyette yer alan milletvekilleri ile röportaj yaptılar. Başkan İnceoğlu, verdiği röportajda birbirine çok yakın iki komşu halkın dostluğuna vurgu yaptı. Yeniden faaliyete geçen Akçay Deniz Hudut Kapsı ile gidiş-gelişlerin daha da artacağını belirten İnceoğlu, Yunanlı konukları Akçay'da daha sık görmek istediklerini söyledi.
günün fıkrası
Bir de ne görsün?
Amerikalı ciklet kralının üç oğlu vardı. Üçünü de severdi ama bir şey canını sıkıyordu. Çünkü, hiçbiri kendisine bir torun vermemişti. Bir gün üçünü bir araya toplayıp konuştu:
"Çocuklar bu böyle devam edemez. Birinizin baba olmasını bekliyorum. Karar verdim, hanginiz bana bir torun verirse servetimi ona bırakacağım. Kadehimi bu mutlu kararın şerefine kaldırıyorum."
Dedi ve kadehini dikti, sonra yerine koydu ki ne görsün?
Etrafında kimseler yok!..