Üzerinde DİSK eski Genel Sekreteri, DEHAP Kurucu Başkanı, TBMM Başkan Vekili ünvanları bulunan Şanlıurfa eski Milletvekili Fehmi Işıklar, CHP'nin "Karanlıklar Prensi" Ahmet Kadıbeşegil, İller Bankası eski Genel Müdürü Emre Tekinbaş ve Mustafa Karagöz'ün de bulunduğu bir ortamda, "PKK'yı ve yöntemini onaylamıyorum" dedi.
Yer Foça... Bu deniz beldesinin füsunkar havası içindeki sohbetten artakalanları "Karanlıklar Prensi" şöyle özetliyor:
"Fehmi Işıklar, Türkiye'deki Kürt ve PKK sorununun doğru tanımlanması gerektiğini söylüyor. Sorunu PKK'nın ortaya çıktığı süreçten bu yana değerlendirmenin yanlış olduğunu, Kürt sorununun 1930'lardan bu yana var olduğunu, bu iki olgunun birbiri ile karıştırılmaması gerektiğini belirtiyor. Cumhuriyetin kurucu unsurlarından biri olan Kürtlerin sorunlarının demokrasi ve onun kuralları içerisinde çözümlenmesi gerektiğini vurguluyor. Çözüm arayışlarında sık sık politika değiştirmenin sorunu çözümsüzlüğe iten en önemli faktör olduğunu belirten Işıklar çözüm isteyenlerin buna dikkat etmeleri gerektiğini belirtiyor ve 1989'da hazırlanan Kürt raporu uygulansa idi bu günkü duruma gelinmezdi diyor. Bunu söylerken, 'bu rapor içi dolu ayakları yere basan bir belge idi' vurgusunu yapıyor. İlginç yaklaşımları olan F. Işıklar, sorun çözücü bir 'Akil Adamlar' grubunda yaklaşım ve görüşlerini paylaşabileceği mesajını da veriyor."
hayattan
Milan Baros'tan acı ders
Her gün terör kurbanı şehit haberleriyle sarsılıyoruz. Şaşaalı törenler düzenliyor, veciz konuşmalarla, "Ah-vah edebiyatı" yaparak ailelerin güya acısını paylaşıyoruz. Oysa ateş düştüğü yeri yakıyor. Şehitlerin kiminin evlatları yetim kalıyor, kimi zaman bakmakla yükümlü oldukları aileleri geçim derdine düşüyor.
Şehit ailelerine yardım için biz üzerimize düşen görevi yapıyor muyuz? Kimse bu soruyla "evet" diyemez. Galatasaray'ın Çek futbolcusu Milan Baros, belki de kendimize gelmemizi sağlayacak bir kampanyanın öncüsü oldu.
Ünlü futbolcu şehit ailelerine 50 bin TL bağışladı. Ve bu bağışı yaptığını medyaya duyuran menajerini de kovdu. Yapılan yardımın gizli kalması gerektiğine de ne güzel bir örnek. Ama benim öğrenmek istediğim şu: Hali vaktinde yerinde olanlarımız, Baros'un yaptığı gibi şehit ailelerine ne zaman yardım elini uzatacaklar. Milan Baros inşallah bize örnek olur da şehit ailelerine yardım konusunda fazla geç kalmayız.
egeden
Tire'de Kitap Fuarı
Tire Belediyesi Kurtuluş Şenlikleri kapsamında bir dizi etkinliği yaşama geçiriyor. Tire halkının ilgi gösterdiği şenliklere çevre ilçe ve köylerden gelenler de katılıyor. Geçen yıl başlatılan Çocuk Kitapları Fuarı çocukların oldukça ilgisini çekiyor. Tire Genç Kırtasiye ile birlikte yürütülen Kitap Şenliği bu yıl ikinci defa yapılacak. Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, "Yıllardır yapılan kurtuluş şenliklerimizde çocukların ihmal edildiğini düşündük. Geçen yıl başlatılan kitap şenliğimize ülkemizin, ilçemizin söz sahibi yazarları davet ediliyor. Gelecek yıllarda daha geniş kapsamlı, gelenekselleşmiş kitap fuarlarımızı çocuklarımızla buluşturmak istiyoruz. Güzelliğin, yeşilin simgesi olan Tire'de yazarlarımızı ağırlamaktan mutlu olacağız" diyor.
Bu yıl ikincisi yapılacak çocuk kitapları şenliğine Mehmet Erdoğan, Cahit Kaya, İrfan Mutluer ve Savaş Ünlü katılacaklar. Bugün ve yarınki söyleşiler, imza günleri, belediyenin çocuklara ücretsiz kitap dağıtma etkinlikleriyle sürecek. Kitap fuarında ülkemizin ünlü karikatür sanatçısı Mehmet Selçuk da bir sergi açacak. Yengeç adlı karikatür kitabını ilgilenenlere imzalayacak.
küpe
Gerçek liderler motivasyonu kendileri yaratmazlar, sedace kilidini açarlar.
John W Gardner
fıkra
Eşeğin ölümü
Bir köylünün sık sık dayak attığı eşeği öldü. Köylü, nazar değmesin düşüncesiyle, eşeğin başını kesip bir ağaca astı.
Köylüyü tanıyan gün görmüş bir ihtiyar oradan geçiyordu. Eşek başını görünce güldü. Bostan bekçisine şöyle dedi:
"Şu zavallı eşek dayaktan kurtulamadı da, yara bere içinde öldü. Şimdi onun kuru kafası mı bu bostanı kem gözlerden koruyacak?"
tarihten
Edebiyatçı baba
Necip Fazıl, oğlu Mehmet'ı kırmaz ve getirdiği ev ödevini yapar. Ödevden "orta" not alan Mehmet eve geldiğinde üzüntülü bir şekilde babasına sitem eder:
"Baba bu nasıl iş? Herkes seni edebiyatçı biliyor."
"Ben ise senin yaptığın ev ödevinden zar zor orta aldım."
Üstadın tebessümü dudaklarına yayılır:
"Üzülme evlat... Şarlo da kendisine benzeyenler yarışmasında sonuncu olmuştu."
