Önce 6 yıl CHP İlçe Başkanlığı, aralıksız 14 yıl Aliağa Belediye Başkanlığı ve ardından 5 yılı bulan milletvekilliği...
Ve Hakkı Ülkü bu tabloya göre kısa sayılacak bir moladan sonra finale hazırlanıyor.
"N'olacak şimdi?" dedik ve Hakkı Ülkü'den şu yanıtı aldık:
"Bu kentte yaşadığıma göre, bu kentin havasını soluduğuma göre ve bu kentin geçmişinde büyük emeğim olduğuna göre halkımız isterse partimiz organları da onay verirse 2014 yılında yapılacak olan yerel seçimlerde tabii ki belediye başkanlığına aday olurum. Eski güzel günleri, dönemimizin gençliğine şimdiki gençlere ve Aliağa halkına iddialı olarak yeniden yaşatırım."
Hakkı Ülkü, aktif siyasete verdiği "mola" günlerini de şöyle anlatıyor:
"Boş durmayı sevmeyen bir insanım. Boş duranı Allah da sevmez derler. Ben de bu beş yılın içerisinde çeşitli faaliyetlerde yer aldım. Hatta öğrencilik yaptım. Mesela, AÖF Sosyal Bilimler ve Davranış
Bilimlerini bitirdim. 12 Eylül 1980'de darbecilerin beni mağdur ettiği ve yarıda bıraktırdığı İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'ne aftan yararlanarak girdim. Önümüzdeki yıl dördüncü sınıfa devam edeceğim ve oradan da bir diploma almış olacağım. Demek istiyorum ki kimileri para istif eder, Hakkı Ülkü de diploma istif ediyor. Tüm bunların yanında tabii ki siyasete de ilgisiz kalmadım. Bazen ilçe kongrelerinde bazen il kongrelerinde bazen de kurultaylarda boy gösterdim. Yani Cumhuriyet Halk Partililiğimi hiç unutmadan üye olarak, delege olarak çalıştım."
ege'den
Ürkmez'de deniz ölü balık deposu
Ürkmez, İzmir'in en güzel köşelerinden biri.
Yeşil ile mavinin kucaklaştığı harikulade bir İzmir sahili. Yakın yıllara kadar buraları binlerce Egelinin akın ettiği bir sahildi.
Tatil siteleri, yalı boyunca serpilmiş evleri ve kamplarıyla şimdi de aynı canlılığı taşıyor ve yaşıyor. Ama artık hayallerde yaşayan o güzellik bir anı oldu.
Mesela, Ürkmez'deki Çiçek Tatil Sitesi'ni çevreleyen deniz ve buraya ulaşan dere bütün güzellikleri alıp götürüyor.
O güzelim deniz, atılan çöpler yüzünden pislik ve mikrop yuvası olmuş. Deniz tuvalet gibi kokuyor. Sahiller ölü balıklarla dolu. Kıyıya vuran ölü balıklar, deniz üzerinde bir tabaka oluşturmuş.
Ayrı tabloyu biraz ileriden denize dökülen derede de görmek mümkün. Bu derecik de bir ölü balık deposu.
Bu çirkinliğin sorumlularına sesleniyoruz:
Ürkmez'e kıymayın.... Orada yaşayanlara da yardım edin.
hayattan
Metin Kurt, İzmir'de anılıyor
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Metin Kurt, İzmir'de de anılıyor.
Türk futbolunun bu karizmatik delikanlısı, spor kariyerinin yanı sıra devrimci kişiliğiyle de tanınıyordu.
Hemen belirtelim, bu devrimci kişiliğini ömrü boyunca sürdüren Metin Kurt hiçbir zaman siyasi hesaplar içinde olmadı.
Düzgün bir hayat sürdü. Ezilen arkadaşlarına kanat gerdi. Hep yardım etti ve kimseye de sızlanmadı.
Futbolumuzun bu kendine özgü delikanlısı yarın İzmir'de anılacak.
Ege Kültür Platformu'nun düzenlediği bu anma etkinliğinin konuşmacıları gazeteci-şair-yazar Okan Yüksel ile yine bir gazeteci olan Hakan Dilek.
Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ndeki Ziraat Mühendisleri Odası gerçekleşecek anma töreni 15.30'da başlıyor.
Muz şakası
Rahmetli Ekrem Hakkı Ayverdi çok neşeli ve nüktedan bir insandı. Bir gün çok sevdiği ve şakalaşmaktan zevk aldığı yaşlı kayınvalidesi Pakize Hanım'a bir sürpriz hazırlar. Soyduğu bir muzu yedikten sonra boş kabuğuna mutfaktaki patates püresini doldurur. Ardından buzdolabına koyarak dondurur. Pakize Hanım muz isteyince de dolaptan çıkartıp yedirir. Kadıncağız muzun tadında bir tuhaflık sezer ama sesini çıkarmaz.
Sonra:
"Nerede eski meyveler. Ahir zaman muzlarının tadı patates püresini andırıyor" diye konuşur.
küpe
Acıların en acısı kendi kendimize çektirdiğimizdir.
Sophokles
fıkra
O dazlak kim?
Yağmurlu bir öğleden sonra, evin orasını burasını karıştıran çocuklar, bir aile albümünü ele geçirmişlerdi.
En küçük yumurcak resimlerden birini parmağı ile işaret ederek sordu:
"Şu üzerinde kürek çektiğin fotoğraf ne zamana ait?"
Anne hülyalı bir tavırla:
"Yirmi yıl öncesine ait oğlum" diye mırıldandı.
"Ya beline sarılmış olan yakışıklı delikanlı da kim?"
"O da baban yavrum..."
"Peki, bizimle oturan şu dazlak kafalı şişko kim oluyor?"