Bugünün kuşakları, açıkhava sinemalarını net bilemeyebilir.
Açıkhava sinemaları, televizyonun hayatımızı esir etmediği yıllarda, yaz aylarının en önemli eğlencelerinden biriydi.
Sadece İzmir'de 200'den fazla böyle sinema vardı. Şimdi herbirinin yerinde devasa apartmanların dikildiği açıkhava sinemaları, sıcak yaz akşamlarının büyük bir keyfiydi. Hangi film gösterilmiş hiç önemli değildi.
Önemli olan, ailece güzel bir akşam geçirmekti. Girişte kocaman bir külahta ayçiçeği çekirdeği (çiğdem) alınır, sonra da tahta sandalyelere oturulup gece boyunca çıtlatılırdı. Aralarda mutlaka soğuk birer gazoz içilirdi.
* * *
Açıkhava sinemelarında sosyal bir kaynaşma da sağlanırdı. Milyonerle asgari ücretli yanyana oturur, birbirlerinden hiç gocunmazlardı. Bu mekanlar, sosyal ve ekonomik egoların da törpülenmesine vesile olurdu.
İzmir'de şu anda sadece iki tane açıkhava sineması kaldı. Biri Çeşme Ilıca'da Site Sineması, diğeri de Seferihisar Ürkmez'de Elif Sineması. Elif Sineması'nı 55 yıldır bu meslekle uğraşan Tarık Vardar (70) çalıştırıyor.
Ürkmez'de kendine ait bir arsada, para kazansa da kazanmasa da bu mesleğini aşkla sürdürüyor. Kızının adını verdiği sinemayı da ölünceye kadar açık tutmaya kararlı.
Tarık Vardar, aslen Buca'lı. Önce Buca'nın bütün sinemalarını birer birer çalıştırmış, sonra da İzmir'de çalıştırmadığı sinema kalmamış. İzmir Sinemacılar ve Filmciler Derneği'nde üyelik, genel sekreterlik ve başkanlık yapmış. Altın Portakal Film Festivali Onur Üyesi. Çok kereler Cannes'a gitmiş.
* * *
Tarık Vardar, açıkhava sinemalarına bir zamanlar gösterilen ilginin, insanların basit şeylerle mutlu olabilme yapılarıyla ilgili olduğunun altını çiziyor. "Filmler de önemliydi. Mesela Avare filmini haftalarca oynattığımızı hatırlarım. Keza Türk filmleri de büyük ilgi görürdü. Fatma Girik, Türkan Şoray, Ayhan Işık başroldeyse sinema dolar taşardı. Ama insanları o filmlerden çok, açıkhava sinemasının ambiansı mutlu ederdi. Yine de ertesi gün insanlar, bir gece önce izledikleri filmden söz ederek bir sohbet mönüsü oluştururlardı. Açıkhava sinemaları, 24 saat hayatımıza girerdi" diye anlatıyor.
pazar siyaseti
CHP'den gizli tamim
CHP, bazı aday adaylarından şikayetçi.
Bu aday adayları, birbirleriyle anlaşmış gibi siyah takım elbise giyiyor, rugan ayakkabılarıyla caka satıyor, lüks arabalarla seçim propagandası yapıyor.
Bazılarının da beyaz çorap giydikleri söyleniyor.
CHP, bu aday adaylarının partilerini "zengin partisi" imajıyla sunmalarını istemiyor. Bir de seçim büroları açarak bu büroları çay kahve içilip dedikodu yapılan yer konumuna getiren aday adaylarını "Bu işi aday olduktan sonra yapın" demeye getiriyor.
Ancak yine de ağızdan ağıza yayılan bu gizli tamimin pek dikkate almadığı gözleniyor. Siyah takım elbise, aday adaylarının olmazsa olmazı. Hemen hepsi marka giyinmiş durumda.
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin'in sürekli gri takım elbise ile dolaşması boşuna değil anlaşılan.
pazar gırgırı
Aşırı dikkat
Adam karısı ile kaldırımda yürürken karşı yönden gelen dünyalar güzeli bir kızla karşılaşmışlardı. Kız geçer geçmez kadın konuştu:
"Şu kadınları, kızları anlayamıyorum. Gümüş gerdanlık, iki bilezik, telkari küpeler takmış, takıştırmış. Tırnaklarına Cutex oje sürmüş, kulak arkalarına Chanel 5 sıkmış, Yves Saint Laurent çantası var."
Kocası:
"Hepsine nasıl dikkat ettin yahu? Şu kadınlardan korkulur, vallahi..."
Karısı lafı yapıştırmış hemen:
"Sen dikkat etmedin mi, sanki?"
Adam, "Yooo" diye karşılık verdi ve ekledi:
"Sadece uzun bacakları, küçücük poposu, dolgun göğüsleri vardı ve yüzüğü de yoktu."
