Bu seçim aslında tam bir taktik savaşları seçimi olarak geçiyor. Partiler taktik hamlelerle rakiplerine üstünlük sağlamaya çalışıyorlar. Niçin taktik savaşı da strateji savaşı değil? Bunun basit bir nedeni var: Taktik mücadele kolay, stratejik mücadele zor ve zahmetlidir. Zaten partiler belirlenmiş bir strateji üzerinden kampanya yürütüyor olsalardı bugün, küfürbazlıkları değil projeleri konuşuyor olurduk.
CHP ve MHP hatırı sayılır seçim beyannameleri hazırlamalarına rağmen o konularda neredeyse hiç konuşmuyorlar, sadece taktik hamle peşindeler. Bu seçimde belli bir stratejiyi seçim alanına yansıtan belki sadece AK Parti var, bana göre o da tam uygulayamıyor. AK parti'nin belli bir strateji üzerinden kampanya yürütmesinin elbette bir nedeni var: Çünkü iktidar partisi ve yine iktidara gidiyor.
***
Taktik savaşları dedim, peki nasıl taktik savaşları? Hangi araçları kullanıyor partiler? Bir kere ilginç bir durum var, iki parti de, yani CHP de, MHP de hedefe AK Parti'yi almış durumda. Bunlara BDP'yi de ekleyebiliriz. Çünkü AK Parti İç Anadolu'da MHP ile, kıyılarda CHP ve MHP ile ve Doğu ve Güneydoğu'da BDP ile tek başına kapışıyor. İkincisi, her parti aynı araçları başka amaçlar için kullanıyor. Açarsak, mesela hem CHP hem de MHP listelerine Ergenekoncu adaylar yerleştirdiler. CHP'nin bunu yaparken amacı devlet bloğunu AK Parti'ye karşı yanına çekmek olabilir. MHP ise, ismi terörle mücadelede öne çıkmış bir askeri aday yaparak Kürt meselesine duyarlı çevreleri etkilemeyi amaçlamıştır.
***
Diğer taraftan, partiler AK Parti'yle ve Başbakan Erdoğan'la kutuplaşma taktiği uyguluyorlar. Ama muhalefet partileri adaylar konusunda olduğu gibi, bu işi farklı amaçlarla yapıyorlar. Mesela CHP lideri Başbakan'ı küfür etmek de dahil, taciz ederek kızdırmaya ve başka partilerdeki AK Parti karşıtı oyları kendine çekmeye çalışmakta. MHP ise aynı şekilde, Başbakan Erdoğan'la aşırı bir polemik diyalogu yaratarak kendi tabanını kemikleştirmek ve yüzde 10 barajı tehlikesinden uzaklaştırmak istemekte. Esasen partiler bu taktik hamleleri başarıyla uygulamaktaydılar. Ama Başbakan Erdoğan da elbette boş durmuyor. Kendisine dönük taktik hamlelere karşı o da stratejik bir hamle yapıyor ve "İstanbul'a ikinci boğaz" bombasını patlatıyor. Tüm taktik saldırılar bir anda etkisizleşiyor. Üç gündür Türkiye "çılgın proje"yi konuşuyor. Bu arada muhalefet taktik savaşı verirken yol kazalarına uğruyor. Önce Kılıçdaroğlu" ananı..." skandalı yaratıyor, ardından MHP'nin çapkın vekilleri gündeme düşüyor. Muhalefet bir yığın çabayla sürdürdüğü taktik hamlelerini biraz Başbakan'ın attığı stratejik bomba ile biraz da kendi eliyle şimdilik etkisizleştirmiş görünüyor.
Ama daha seçime çok uzun zaman var, bakalım başka ne tür hamleler göreceğiz.