Türkiye haftaya, üç hafta önce yaptığı bir seçimin sonuçlarını tam olarak yaşayamadan giriyor. Çok muhtemeldir ki yemin krizi bu hafta sonuna kadar çözülecek. Çözülecektir ama daha şimdiden anlaşılıyor ki önümüzdeki yasama yılı ve genel siyaset çok gergin bir zemin üzerinde sürdürülecek. O bakımdan önümüzdeki dönemde Türkiye dünyaya bir birinin zıddı iki farklı fotoğraf verebilir. Fotoğrafın biri, yüzde 11 büyüme eğilimine girmiş, işsizliği giderek azaltan, refahı arttıran ve dış politikada küresel etkilerini hissettiren bir Türkiye. Diğeri ise, içerde siyasi çekişmelerin yeniden kan davasına dönüştüğü, Kürt meselesinin çıkmaza girdiği kareleri yansıtan bir fotoğraf. Ümit ederiz birinci fotoğraf çıkar ortaya, zira Türkiye'ye yakışacak olan resim o.
***
Sözünü ettiğimiz fotoğrafın karakterini bir bakıma siyasi partiler belirleyecek. Örneğin AK Parti'nin ne yapacağını, nasıl bir siyaset yürüteceğini şimdiden öngörmek mümkün. Bir kere AK Parti her zaman yapıcı, uzlaşmacı, diyalogdan yana bir rol oynayacaktır. Bunun iki temel sebebi var: Birincisi, 12 Haziran seçimi AK Parti'ye yüzde 50 oyla uzlaşma siyaseti görevi vermiştir. İkincisi, AK Parti iktidar partisidir. 9 yıldır devleti yönetiyor ve önümüzdeki 4 yıl için de halktan vize almıştır. Bütün partilerden daha güçlü olduğu gibi sorumlulukları da kat be kat fazladır. O nedenle, Başbakan Erdoğan'a bir arkadaşı hatırlatmalıdır, ilk konuşmasının başında muhalefete yönelik haklı eleştirileri ve meydan okuma üslubuyla, konuşmasının sonunda dile getirdiği Edebali öğütleri bir biriyle çelişiyor.
***
Yeni dönemde diğer partiler nasıl davranacaklar? CHP anlamsız ve tuhaf yemin krizi içinde boğuluyor. Eminim bu hafta silkinecek ve ilk yarayı almış bir biçimde yoluna devam edecek. Şimdiden haber verelim, CHP asla anayasa filan yaptırtmayı düşünmüyor. Bu parti sanki politika dışı bir odaktan ihale almış gibi davranıyor. CHP'nin önümüzdeki dönemde ülkeye hiçbir faydasının olmayacağını şimdiden söyleyebilirim. MHP için iyimser olmak için de kötümser olmak için de çok neden var. Bir kere MHP Türkiye'ye gerekli görüşümüzü tekrarlayalım. Ama hemen arkasından, MHP'nin bu yönetiminden ülke yararına pozitif bir siyaset çıkmayacağını herkes görüyor olmalı. Meclis'te yemin ettikten bir gün sonra Cumhurbaşkanı'na savaş açması, yapılan açıklamalar bu partinin önümüzdeki dönemde kavga siyaseti yapacağını gösteriyor. BDP'ye gelince. CHP'nin Meclis'e girmemesi, bu partinin tezgahladığı taktik oyunu boşa çıkardı. Şimdi tekrar Ankara'ya yöneldiler ve kapıdan pencereden bir yerden Meclis'e girmenin yollarını arıyorlar. Bu partiyi herkes çok ciddiye alıyor, bense hiçbir ciddiyetlerinin olmadığı kanaatini taşıyorum. Zira, iradesiz, sadece kışkırtma üzerine programlanmış hain ruhlu bir sürü tip canlanıyor kafamda. İmralı'daki tosunu izlemek daha gerçekçi.