• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

Devletin intikamı

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18 Ekim 2011, 19:07
Amerikalı profesör Fukuyama, Sovyet düzeni yıkılınca bir kitap yazdı. Kapitalizmin komünizm karşısında kesin bir galibiyet elde ettiği fikrinden hareketle "Tarihin Sonu" adını verdi yazdığı kitaba. Fukuyama'ya göre liberal kapitalizmden sonra herhangi bir yeni sistem ortaya çıkmayacaktır. Liberal kapitalizmin bu kesin ve4 mutlak zaferi tarihin sonu demekti. Bir başka iddiası daha vardı Amerikalı ünlü analizci profesörün. Diyordu ki: "Devlet kurumuna artık eskiden olduğu gibi ihtiyaç yok, dolayısıyla devletler küçülmeli ve yetkilerini kapitalizmin hücrelerine, yani şirketlere devretmelidir." Mealen söylenen buydu. Bu tezler dünyayı etkiledi. Özelleştirmeler, yetki devirleri 90'lı ve 2000'li yıllara damgasını vurdu. Herkes dünyanın daha bir yöne doğru gideceğini umut ediyordu bu yıllarda. Ama umut edilen olmadı, ortaya bambaşka bir tablo çıktı. Peki aslında ne oldu?
***
Aslında ne olduğunu yazımın sonunda "Tarihin Sonu" kitabını yazan Francis Fukuyama'nın dilinden söyleyeceğim. Ancak bugünlerde dünya bir çağ değişiminin tüm emarelerini sergiliyor. Aslında yeni dönemin karanlık yüzü Sovyetlerin dağılması ile birlikte Rusya'da kendini gösterdi. Sovyet döneminin tüm birikimi üzerine bir heyula gibi mafya çöküverdi. Tam bir yağma yaşandı Rusya'da. Ta ki Putin olaya el koyana kadar. Rus devlet geleneği sert mizacını sergileyince Rusya kendini toparladı. Batı ve kapitalist dünyada da ilginç gelişmeler yaşandı. Soğuk savaş sonrası dünyanın daha güvenli olması beklenirken küresel terör diye bir olgu girdi hayatımıza. 2001'in 11 Eylül'ünde dünya kapitalizminin ve ABD askeri gücünün mabetlerine terör uçakları çakılınca insanlığın başına ne geldiğini anlamaya başladık. Diğer yandan kapitalizmin kesin egemenliğini ilan ettiği bir dünyada zenginlik ve refahın artacağını öngören görüşler yanılmamıştı, refah gerçekten artmıştı, ancak aynı öngörü sahiplerinin hiç öngöremediği bir başka gelişme daha olmuştu: Gelir dağılımı adaletsizliği korkunç boyutlara ulaşmıştı. Yani zengin daha zengin oluyordu fakat yoksulluğun tabanı alabildiğine genişliyordu. Çünkü para sahiplerinin merhameti ve vicdanı hiçbir zaman devletin sosyal koruyuculuğunun yerini tutamamıştı. Ve bugün bu sürecin sonuçlarını kapitalist dünyada en canyakıcı bir biçimde görüyoruz. Önce bir kriz dalgası vurdu geçti kapitalist sistemi. Büyük bankalar, küresel şirketler ve kapitalizmin finans altyapısı kağıttan kuleler gibi çöktüler. Şimdilerde aynı dalganın uzantıları devletleri resmen batırıyor. Ve arkasından Batı sokakları hareketleniyor. Wall Street'teki halkayaklanması ikiz kulelere çakılan uçaklardan daha ürpertici görünüyor kapitalist sistem için.
***
Tekrar yukarda sorduğum soruyu soruyorum: Peki aslında ne oldu? Bu sorunun cevabını da Fukayama'dan alıyoruz: Francis Fukuyama "Tarihin Sonu" kitabını yazdıktan on yıl sonra kitapta yazdıklarının hiçbirinin gerçekleşmediğini gördü ve yanıldığını itiraf etti. Çıkardığı sonuçları "Devletin Yeniden İnşası" adlı yeni bir kitap yazarak ortaya koydu. Kitapta çok özetle şöyle diyordu yazar: "Devletin küçülmesi ve işlevsizleşmesi iki sonuç yarattı, birincisi dünyanın güvenliğinde gedikler açıldı ve küresel terörü kontrol altına almak zorlaştı. İkincisi yoksulluk arttı ve gelir dağılımında adaletsizlik çığ gibi büyüdür." Kısaca devlete yeniden ihtiyacımız olduğu ortaya çıktı diyordu Fukuyama. Aslında bu yazıda Fukuyama'ya atıfta bulunmamın sebebi onu ciddiye almamdan değil, onu tarihin sonu metaforunu hayatımıza sokan ve bir yanılgı timsali adam olarak gördüğüm içindir.
Sonuçta demek istediğim şey şu: Bu ayaklanmalar, bu krizler, bu telaşlar boşu boşuna olmuyor, tüm bunların bir hikayesi var.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.