Giriş Tarihi: 23 Şubat 2014, 20:05
Ben yolsuzluk ve hırsızlık suçlaması yüzünden adı "şaibe hanım"a çıkarılmış ve en verimli çağında siyasetten koparılmış bir kadın siyasetçiyle çalıştım.
Cumhuriyetin ilk kadın siyasetçisiydi o.
İki çocuk annesiydi ve bir de eşi vardı.
Bir ailesi vardı sizin anlayacağınız.
Siyaseten sağlam durunca ve demokrasi yolundan ayrılmayınca yargı yoluyla tasfiye etmeye çalıştılar onu.
Tofaş- Tedaş- Parsadan- Eroin kaçakçılığı filan buydu işte.
Bu kadın politikacının, siyaset uğruna atılan iftiralar yüzünden geceler boyu elem dolu gözyaşları döktüğünü bilirim ben.
Tansu Çiller'di o kadın politikacı...
Ama asıl vurgulamak istediğim ibret vesikası şudur: Tansu Çiller, 12 yıldır siyasetin dışında, evinde oturuyor ve hiçbir dokunulmazlığa sahip değil. Onunla ilgili üretilen iddiaların hiçbiri gerçek çıkmadı, diğer bir değişle iftira olduğu ortaya çıktı.
Ama bu iftiralar yüzünden Çiller gibi bir vatansever kadın politikacı erken yaşta siyasetten ayrılmak zorunda kaldı.
İftira mekanizması bugün de işliyor.
Hedef dün Menderes, Özal, Erbakan, Çiller'di...
Bugün Tayyip Erdoğan.
Asıl mevzuya gelirsek:
Aziz Kocaoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki söz düellosunda Aziz Kocaoğlu'nun takındığı tavrı kendisi açısından hiç akıllıca bulmuyorum.
Binali Yıldırım karşısında ezilmeye ve kaybetme duygusu içine girmeye başlayınca bel altı vuruşlara başladı.
İttifak halinde olduğu cemaatin hükümet devirme aygıtlarını kullanıyor.
"Havuzların zekatını verdiniz mi?" diye soruyor Binali Yıldırım'a.
Binali Bey efendi adam, susuyor...
Kalksa dese ki "Aziz Bey, benim hakkımda açılmış bir dava yok, kendi sesimin yer aldığı herhangi bir tape de yok, esasen beni ilgilendiren akçalı bir iş de mevcut değil ama buna karşılık sen ve arkadaşların İzmir Ağır Ceza da 400 (yazıyla dört yüz) yıl hırsızlık ve yolsuzluk suçuyla yargılanıyorsunuz. Hatta bazı dosyalardan ceza almanızda kuvvetle muhtemel", ne diyecek Aziz Kocaoğlu?
Ben Kocaoğlu'na bir tavsiyede bulunayım:
30 Mart seçimlerini kirletme, bu ülkeye büyük hizmetler etmiş insanları karalama, iftira atma!..
Sen sıradan, başarısız bir insansın, Binali Yıldırım daha şimdiden tarihin sayfalarında bir büyük hizmet adamı olarak yerini almış bir kişi.
Bu iş gelir seni vurur!
Ayrıca, insan biraz nezaket sahibi olur; hatırlasana, senin hakkında 2011 seçimlerinin hemen öncesinde yolsuzluk ve hırsızlıktan dava açıldığı vakit, Binali Bey nasıl tepki göstermişti bu duruma?
Yazık, İzmir'i iki dönemdir yöneten adam da centilmenliğin ve şövalye ruhun esamesi yok!
Bu da İzmir'in kadersizliği işte...
AZİZ BEY İÇİN DİVAN EDEBİYATINDAN DERSLER...
Şehrimizin hali hazırdaki Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun sanatla edebiyatla fazla bir ilişkisi olmadığını biliyorum ama yine de insanları karalayarak centilmenlik dışı siyaset yapmanın nasıl tehlikeli bir şey olduğunu divan edebiyatından örnek vererek anlatayım kendisine:
Şeyhülislam Yahya, bir şiirinde, Nef'i için "kafir" kelimesini kullanır.
Nef'i, Şeyhülislam Yahya Efendi'nin tacizini affetmez tabii, zeka dolu nükteli bir cevabı patlatır ve der ki:
"Bize kafir demiş müfti efendi
Tutalım ben ana diyem Müselman
Varılınca yarın ruz-ı cezaya
İkimiz de çıkarız anda yalan"
İZMİR SEÇİMLERİNDE REKLAMLAR... ADAYLAR... FİKİRLER...
Siyasi partilerin seçim kampanyalarını severim. Görsel yaratıcılığın sınırlarını zorlarlar reklam ve PIAR şirketleri.
Ortaya çok güzel ürünler çıkar.
Akıl dolu sloganlar, siyasete cazibe katan sunumlar...
Mesela Aziz Kocaoğlu'nun kullandığı slogana bakalım: "İzmirliyiz, Yaparız"
Bana göre slogan çok güzel, kim bulduysa tebrik ederim; ancak bu güzel sloganın bir tek arızası var; altı boş... Bu sloganın önüne veya arkasına Aziz Bey'in resmini ve belediyecilik hikayesini koyduğunuz vakit o güzelim sloganın etkisi balon gibi sönüyor.
Geriye bir tek şey kalıyor zihinde:
Nasıl yani?..
Mesela "İzmirliyiz, Yaparız" sloganını Binali Yıldırım kullansaydı, hani derler ya, "cuk" otururdu.
AK Parti adayı Binali Bey'in sloganına gelince:
Hiç fena değil, "Binali Yıldırım'la Çok Kolay" sloganı adayın üzerine de belediye seçimleri mantığına da, İzmir gerçekliğine de uyum sağlamış.
Bu sloganı profesyonellerin bulmadığını öğrendim, bence gücü biraz da burda.
Ama ben asıl Binali Yıldırım'ın İzmir'le ilgili vizyonunu yansıtan reklamlarını beğendim.
Bugün açıklayacağı 1414 projenin duyurusunu da yapan gazete reklamlarında "Yüzyılın Şehircilik Hareketi Başlıyor" sloganı kullanılmış.
Bugün, Binali Yıldırım'a oy verecek birisi olarak, Kaya Termal Otel'deki bu proje tanıtım toplantısına gideceğim.
Türkiye için büyük işler yapmış olan bir adayın İzmir vizyonunu izleyeceğim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.