Çok hoş bir hikayedir, anlatılır hep. Mustafa Kemal Paşa'nın yanında bulunmuş onbaşı terhis olup kasabasına dönünce her daim anlatır dururmuş Paşa'yı hemşerilerine.
"Dev gibi bir adamdı Paşa, sofrada bir kuzuya bana mısın demez alimallah" sözleriyle tarif edermiş Mustafa Kemal'i.
Bir gün Mustafa Kemal'in yolu o beldeye düşmüş, "şu bizim onbaşıyı da bir görelim" demiş.
Paşayı heyecanla bekleyen kalabalık ilk şoku yaşamış, zira Paşa öyle onbaşının anlattığı gibi iri cüsseli biri değildir.
Neyse, yemeğe oturmuşlar, herkes ortaya gelen kuzunun Paşa tarafından nasıl götürüleceğini izlemek istiyor.
Fakat ne görelim, Paşa nar gibi kızarmış kuzudan bir lokmacık alıp kenara çekilmiş ve sigarasını yakmış.
Bizim onbaşı pek mahzun tabi.
Az sonra kahveler içilecek, sorulmuş Paşa hazretlerine:
"Kahveniz nasıl olsun efendim?"
"Şekerli" deyince, Paşa'nın sadık onbaşısı dayanamamış ve yöresel ağızla şöyle demiş:
"İşte bunu etmücedin baa Mıstakemal."
Bu hikayeyi İzmirli CHP'lilerin içine düştükleri zor durumu anlatmak için yazdım.
CHP Ekmeleddin İhsanoğlu'nu cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etti.
Temiz ve iyi bir insan Ekmeleddin Bey, buna şüphe yok, ancak minnacık bir kusuru var: O bir İslamcı, hem de donanımlı ve çok şuurlu bir İslamcı. Babası da dahil, kendisi ve bütün ailesi CHP'nin savunageldiği tüm değerlere karşı hayatları boyunca mücadele etmişler. Daha dün "Ben CHP'li değilim" dedi. Bu bakımdan herhangi bir tutarlılık sorunu yok Ekmeleddin Bey'in.
Sorun onu aday yapan CHP ve CHP'lilerde.
Ortaya CHP açısından tam bir tutarsızlık, ilkesizlik ve oportünizm sorunu çıkmıştır.
Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleyen MHP yine durumu biraz kurtarıyor kendince. Milliyetçi bir kayınpedere sahip olmak, bir vakitler Merhum Türkeş'e tercümanlık yapmışlığı filan MHP'lileri bir nebze teselli ediyor.
Ama CHP'liler için bu meselede bir teselli kaynağı üretmek imkansız. İmkansız, zira aslında bir kimya mühendisi olan İslamcı aday köklü gelenekleri olan CHP'nin bütün kimyasını altüst etmiş durumda.
En fazla da İzmirlilerin tabii.
Şimdi Ekmeleddin Bey'e nasıl oy verecek İzmirli CHP'li?
İzmirli Atatürkçü?
İzmirli Ulusalcı?
O zaman soracaklar insanlar: İyi de kardeşim o vakit Binali Yıldırım'a niye oy vermediniz?
Bu soruya cevap vermek CHP'liler bakımından "sana ne kardeşim, istediğime oy veririm" diyebilecekleri bir durum değildir, tam olarak 'ahlaki' bir meseledir.
AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK!
Tamam, farz edelim ki CHP'liler Ekmeleddin İhsanoğlun'a bütün genel merkez dayatmalarına rağmen ahlaklı duruş sergileyip oy vermediler.
Peki oylarını nereye verecekler?
Tayyip Erdoğan'a verebilirler mi mesela?
Benim samimi kanaatim şu: Eğer bu İzmir Çaka Bey'in İzmir'iyse, eğer bu İzmir'de 9 Eylül ruhu hala yaşıyorsa ve eğer bu İzmir'in yönü hala yerli ve milli olana dönükse, bana göre mevcut üç aday içinden gözü kapalı Başbakan Erdoğan'a vermeli oyunu.
Yaşar Nuri Öztürk gibi Erdoğan muhalifi bir ilahiyat profesörü bile, "Oyum hiç olmazsa denenmiş biri olan Tayyip Erdoğan'a" dedikten sonra, İzmirli CHP'liler rahat rahat vermeliler oylarını Erdoğan'a.
Küçük bir ihtimal diyelim ve bu seçeneği geçelim.
Geriye bu günlerde bazı beyaz Türklerin, sosyalistlerin ve bazı ulusalcıların umudu haline gelmiş olan Kürtçü Selahaddin Demirtaş kalıyor.
Ve ortaya şöyle bir denklem çıkıyor ister istemez:
İzmirli CHP'liler tutarlı, değerlerine sadık ve tabi ahlaklı insanlar oldukları için genel merkezin dayattığı İslamcı adaya oy vermeyecekler.
Tamam...
Aslında ontolojik olarak tüm İzmirliler için en kolay oy verilebilecek aday olan Tayyip Erdoğan'a da bildiğimiz önyargılardan dolayı oy vermeyecek İzmir'in CHP'lisi.
Bu da tamam...
Eee.. geriye iki şık kalıyor:
Ya Kürtçü aday Selahaddin Demirtaş'a oy verecek İzmir'in CHP'lisi; ya da sandığa gitmeyecek!..
Başka bir seçenek görünmüyor.
İşte onun için diyorum "nedir bu İzmir'in çektiği?" diye.
Bunu yapmayacaktınız İzmir'e...