Eski usul casusluk filmlerini sever misiniz? Ben bayılırım. John le Carre'nin romanından uyarlanan "Köstebek" bu tarz casusluk filmlerinin en iyilerinden biri. Az aksiyon, bol zeka ürünü. Soğuk savaş döneminde İngiliz Gizli Servisi içindeki köstebek avını alan film konusu kadar sıkı oyuncu kadrosuyla da ilgiye mazhar oluyor.
Casusluk dünyasını olanca serinkanlılığıyla aktaran filmin konusu şöyle: Birimin başındaki isim olan Control'ün sağ koluyken, görevden uzaklaştırılan İngiliz casusu George Smiley, hükumet tarafından gizlice tekrar kiralanır. Zira, İngiliz Gizli İstihbarat Servisi Sirk'in içinde Sovyetler Birliği için çalışan 'köstebek' bir ajan olduğu şüphesi tüm örgütü sarmıştır... Smiley şimdi gözden çıkartılan kafatası avcılarını himayesine alma pahasına Budapeşte'den İstanbul'a uzanan bir ihanet hikayesini çözerek itibarını geri kazanmaya çalışacaktır...
LE CARRE USULÜ
Casusluk edebiyatı içinde John le Carre' ya ayrıcalık kazandıran en önemli şey aksiyondan, yapay gerilimden ve teknolojik yeniliklerden uzak durmasıdır. Casusların dünyasını abartıdan soyutlayarak gerçekçi bir üslupla anlatmasıdır. Kuşkusuz bunda yazarın 1950-60 yılları arasında -başka bir isimle- İngiliz İstihbarat Servisi'nde çalışmış olmasının payı büyüktür. "Köstebek (Tinker, Taşlor, Soldier, Spy) tıpkı yazarın diğer kitapları gibi gerçek kaynaklara dayanan bir kitap. 1960'larda Cambridge Beşlisi olarak anılan ve çift taraflı olarak çalışan gerçek Sovyet köstebeklerinin deşifre olma sürecine denk düşüyor.
PARANOYAK DÜNYA
"Köstebek" te casusluk dünyasındaki paranoya öne çıkıyor. Daha ilk sahnede silahlar patlıyor. Filmin açılışına damga vuran bu sahne filmin kilit noktasını oluşturuyor. İlerleyen sahneler tamamen bu sahneye bağlanacağı için bunu hafızanıza kazımanız gerekiyor. Çünkü (gerçeğinde) neredeyse dünya tarihinin akışını bile değiştirebilen bu tarz bir olayın bilgisi izleyiciye kolayca verilmiyor. Filmin kahramanı Smiley ile birlikte adım adım köstebeğe ulaşıyorsunuz.
"GİR KANIMA"
İlk filmi "Gir Kanıma" ile hatırı sayılır bir seyirci kitlesine ulaşan İsveçli yönetmen Tomas Alfredson yazarın dünyasına sadık kalarak, romanın ruhuna yakışacak bir uyarlamaya imza atmış. 1970'lerin dünyasını çok başarılı bir şekilde sinemalaştırmış. Aksiyondan ziyade casusların psikolojileriyle ilgileniyor. Yani hiçbirisi filmlerde izlediğimiz klasik kahramanlara benzemiyor. Casuslar da da normal insanlar gibi seviyor, aşık oluyor, ihanete uğruyor.
Film, Budapeşte, Londra ve İstanbul'da geçiyor. Her üç şehir de 70'lerdeki gibi kirli, karanlık, derbeder görünüyor. Hatta film sanki 70'lerde çekilmiş hissi bile yaratıyor. Bundaki payın görüntü yönetmeni Hoyte von Hoytema'da olduğunu hemen söylemek gerekiyor. Filmin yönetimi gibi görselliği de dört dörtlük.
GÖVDE GÖSTERİSİ
Böyle bir kadro ancak "Köstebek" filminde bir araya gelebilirdi. John Hurt, Mark Strong, Benedict Cumberbatch, Ricki Tom Hardy, Toby Jones, Colin Firth ve Ciaran Hinds tam bir takım oyunculuğuyla büyük bir iş çıkarıyorlar. Ama Smiley rolüyle Gary Oldman -Oscar'ı kazanamasa bile-sinema tarihine geçiyor. Zeka ürünü, inceliklerle örülmüş bir casusluk filmi izlemek istiyorsanız "Köstebek"i kesinlikle kaçırmayın.
Haftanın Filmi
Senden Bana Kalan
Toprak sahibi zengin bir baba olan Matt King eşinin trajik bir bot kazası geçirmesinden sonra, geride kalan iki kızı ile ilişkisinin hiç de hayal ettiği gibi olmadığını fark eder. Matt, kızları ile olan ilişkisini düzeltmeye kararlıdır fakat gittikçe kötüye giden akıl sağlığı onun için hayatı oldukça zorlaştıracaktır. George Clooney bu filmdeki rolü ile Oscar adayı. Duygusal film sevenlere...