• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ÖZKAN BİNOL

Beyazperde kıpkırmızı

ozkan.binol@sabah.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22 Mart 2013, 19:20
Osman Sınav demek "Süper Baba", "Ekmek Teknesi", "Kurtlar Vadisi" dizileri demek. Osman Sınav demek "Deli Yürek", "Pars: Kiraz Operasyonu", "Uzun Hikaye" filmleri demek. Ama Türk Sineması'nda "kadın" filmleri demek hala ve hala "Atıf Yılmaz" demek. Bu nedenle Osman Sınav keşke kadın filmi yapmaya soyunmasaymış.
Neden mi? Osman Sınav, TV'de efsane olmuş dizileri her zaman sinema tadı vermiş bir yönetmen. Onun dizileri kalitelidir, sıcaktır, keyiflidir.

TARTIŞMAYA AÇIK
"Yalancı", "Gerilla" gibi başarılı filmleri olan Sınav son yıllardaki sinema çalışmalarında aynı başarıyı yakalayamamıştır. Aksiyon ağırlıklı filmleri TV dizisi tadındadır. Son filmi "Uzun Hikaye"nin başarısı da tartışmaya açıktır doğrusu. Yönetmenin iyi niyetine rağmen demode bir sinema diliyle arzu edilen sonuca ulaşılamamış, yarım bir başarı olarak kalmıştır.

ÜÇ KİŞİLİK AŞK
"Uzun Hikaye"nin ardından kısa bir sürede Osman Sınav imzalı bir filmin geliyor olması hem şaşırtıcı hem de sevindirici. Üstelik hikaye kadın ağırlıklı ve üç kişilik bir aşk filmi. Filmin iddiası daha isminden başlıyor: Aşk Kırmızı. Aynı iddiayı cast'ta da görmek mümkün. Anlayacağımız Osman Sınav beklenti çıtasını yükseğe koymuş. Keşke sonuç da böyle olabilseydi. "Üç kişilik bir aşkı yaşamak mümkün müdür? Birini çok seviyorsan, onun sevdiğini de sever misin? gibi eskitilmiş söylemlere ne Osman Sınav'ın ihtiyacı var ne de Türk Sineması'nın. Sınav'ın popüler film yapmaya da ihtiyacı yok. Varsın, filmin gişesi az olsun ama o film öz olsun, meselesi olsun. Osman Sınav da hakkını vere vere o meseleyi anlatsın.

HER ŞEY KLİŞE
"Aşk Kırmızı"da başta tipler olmak üzere her şey klişe. Ferhat iki kadın arasında kalan evli bir erkek, Nazlıgül baştan çıkaran öteki kadın ve Zeynep masum, sevgi dolu eş. Karakterlerin hiçbir derinliği yok, hepsi yüzeysel. Hayatta hep "mış gibi" yapan tipler. Ya bu tiplerin kendilerini ifade ediş tarzları... Çok zorlama (deyip geçelim).

YEŞİLÇAY ÇOK İYİ
Rahmetli Atıf (Yılmaz) Bey "Dul Bir Kadın", "Kadının Adı Yok" gibi filmlerde daha 80'li yıllarda bu tarz filmlerin en haslarına imza atmıştı. O filmleri aşamadıktan sonra "Aşk Kırmızı" gibi bir filme neden ihtiyaç olsun. Hem de 2013'de! Eskort kız Nazlıgül'ün eski sevgilisi Ferhat'a "ben ...puyum ya, aşağıla tabii beni" ifadesini Türkan (Şoray) Hanım, "Seni Seviyorum" filminde en baygın, en etkileyici şekliyle Cihan Ünal'a söylemişti. Hem de 80'lerde. Hala mı aşamadık mı bu söylemleri.
"Aşk Kırmızı" filmini bir de başka yönden ele alalım. Mesela Osman Sınav bu konuyu mizahi tarzda ele alsaydı, aşkın rengi tamamen farklı olurdu. Hatta Ertem Eğilmez'in "Arabesk" filmi gibi sinema tarihine geçebilirdi. Fırsat kaçmış.
İçerikteki tüm bu sorunlarına karşın "Aşk Kırmızı"daki Nurgül Yeşilçay'ın oyunculuğu, filmin sanat yönetimi ve sinematografik başarıyla afişteki yaratıcılık göz ardı edilmemeli.

Haftanın Etkinliği
Kouyate, Fransız Kültür'de

İzmir Fransız Kültür Merkezi, kariyeri Afrika Kıtası'ndan Paris'e uzanan oyuncu Sotiqui Kouyate'yi filmleriyle anıyor. Batı Afrika'da halk ozanlarına verilen, Kouyate ailesinin 13. yüzyıldan bu yana sahip olduğu griot ünvanını Batı Afrika kültürünün en büyük temsilcisi olarak taşıdı. Kouyate'nin "Küçük Senegal", "Yaradılış", "Modern Bir Halk Ozanı" adlı filmlerini bugün ve yarın saat 18.00/20.00 seanslarında Fransız Kültür'de izleyebilirsiniz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.