• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Evli olmak kadının aleyhine!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19 Ocak 2011, 19:38
Neden derseniz, çünkü evli olmak kadının çalışma hayatında yer almasını engelliyor. Örneğin kentli evli kadınların işgücünü katılım oranları yüzde 15, hiç evlenmemiş bekar kadınlarının yüzde 35.
Evli kadınlarda iş gücüne katılım oranı yüzde 20.9 iken, bu oran hiç evlenmemiş olanlarda yüzde 55'e kadar çıkıyor.
Oysa erkeklerin medeni duruma göre işgücüne katılımları kadınlardaki gibi bir farklılaşma göstermemesinin ötesinde, evli erkeklerin katılımları hiç evlenmemiş erkeklerinden kısmen daha yüksek.
20-44 yaş gurubundaki neredeyse tüm eğitim seviyelerindeki evli erkekler için işgücüne katılımın evrensel bir durum olduğunu (her eğitim seviyesinde evli erkek katılım oranları yüzde 100 civarında) ancak aynı yaş gurubundaki evli kadınlarla katılım farkının her bir eğitim seviyendi korunduğunu görüyoruz.
Bu yaş gurubunda cinsiyet katılımının uçurumunun en az olduğu üniversite seviyesinde bile 255 puanlık bir fark bulunmaktadır.

BEKAR KADIN AVANTAJLI

Üniversite mezunu hiç evlenmemiş kadın ve erkeklerin işgücüne katılım oranları neredeyse eşitlenmişken, evlilikle birlikte üniversite mezunları arasında bile fark oluşması, evlilik ve çocukla birlikte kurumsallaşmış olan cinsiyete dayalı iş bölümünün somut bir göstergesi.
Kadın-erkek işgücüne katılım oranları arasındaki uçurum, özellikle evli 20-44 yaş gurubu kent nüfusunda ilköğretim mezunu ve ilköğretim altı eğitimli kadınlar ve erkeklerin katılım oranları arasında 77-82 puanla zirve yapmaktadır.
İstatistiklere baktığımızda üniversite mezunu kadınların oranlarının oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Ve bu kadınlar iş ve aile yaşamında uzlaşmayı sağlamışlar. Yani ev işleri yükünü omuzlarından düşük eğitimli kadınlara göre atmayı başarmışlar. İlkkaracan'a göre bunun iki sebebi var:
*Birincisi, diğerlerine oranla daha yüksek ücret aldıkları için, çocuk bakımı ve ev işleri için bir başkasından hizmet alabiliyorlar.
*İkincisi, yüksek eğitimli oldukları için çalıştıkları iş yerleri, sektörleri yasal haklardan yararlanmalarına izin veriyor, doğum ve emzirme izninden faydalanabiliyor ve doğum yapsalar bile işlerine geri dönebiliyor, emeklilik haklarını alabiliyorlar.

AİLE EN ÖNEMLİ SORUN

Düşük eğitimli, özellikle de ilkokul ve altı kadınların en önemli sorunu ise kayıt dışında kalmaları. 2009 verilerine göre kent istihdamında ilköğretim ve altı eğitimli kadınların yüzde 64.4'ü kayıt dışı işlerde istihdam edilirken, bu oran lise mezunu kadınlarda 23.6, üniversite mezunlarında sadece yüzde 6.2'dir.
Ne var ki üniversite mezunlarının sayısı az. Üniversite mezunları, yetişkin kentsel kadın nüfusunun sadece yüzde 7'sini, lise mezunlarının ise yüzde 16'sını oluşturuyor.
Resmi veriler, kadınların çalışma hayatında kalıcı olmadıklarını da gösteriyor. Bunun nedeni aile içi yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olmaları.
2008 verilerine göre, daha önce bir işte çalışmış, kentte yaşayan ilköğretim ve lise mezunu kadınların yarısına yakını, son işinden ayrılma nedeni olarak "evlilik, eşinin istemesi, hane halkı bakımı" göstermiş.
Üniversite eğitimlilerde bu oran biraz daha düşük olmasına rağmen, üniversite mezunu olup da işini bırakmış kadınların üçte birinden fazlası bu tip ailevi nedenleri göstermektedir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.