Aşklarıyla yılın çifti olmaya aday Ece Erken ve Davut Güloğlu çiftini konuşmaya devam edelim. Bildiğimiz Ece Erken'in yakın arkadaşının aşkına aşık olduğuydu. Bir televizyon programında kendilerinden duyduğuma göre, aslında aşkları yedi yıl öce başlamış. Aralarında bir elektriklenme olmuş ama parlamadan sönmüş. Bu kıvılcım bu yaz yeniden başlamış.
Davut Güloğlu, taşfırın erkeği olarak ünlendi. "Aslında taşfırın erkeği değilim ama bu isimle olan parçam sevildiği için, ben de Karadenizli olduğum için bağlantsı oldu, yakıştırıldı, hiç rahatsızlık duymuyor, espriye alıyorum," diyor ama "Yeri geldiği zaman bayağı taşfırın erkeği oluyorum." itirafında da bulunuyor.
Hayata erken başlayanlardan. 18 yaşında evlenmiş, 19 yaşında baba olmuş. "Aşk sizin için ne ifade ediyor?" sorusuna, "Aşk bazı insan için bir gül. Yaprağı açar, rüzgar esince, saçılır biter. Benim için aşktan önce inanç olması lazım. Güven. En büyük aşklar güvenle başlar. Bir insana güveniyorsanız o aşk bitmez. Aşk, güven kaybolduktan sonra biter. Soğuma ve şüpheler başlar. Bu doğrultuda bazı anlaşmazlıklar başlar."
ÖNEMLİ KRİTERLER
Aşık olduğu zaman aşkı doyasıya yaşayan bir insan olduğunu söylemekten de geri kalmıyor. Dış güzelliği önemsemediğini söylüyor ama bir kadının önce yüzüne, gözüne sonra da hareketlerine bakıyor. "Yani oturması, kalkması, çay kahve içmesi, yemek yemesi çok dikkatimi çeker, bakarım, yakışan olması lazım. O gözle bakınca yakıştırıyorsunuz."
Bir kadında hiç sevmediği hareket, toplumda bağırarak, sesli bir şekilde konuşup, hareketlerine dikkat etmemek. "Mesela birini gördüğü ben buradayım zaman bağararak bir anda fırlarlarya bu beni acayip rahatsız eder. Bir kadının hanımefendi olması lazım. Yanındaki erkeğin neye kızıp kızmayacağını bilmesi, zeki olması lazım. Bir erkekte çıktığı zaman onun kızdığını neleri sevip sevmediğini öğrenmesi lazım. Erkeğin kalbine girme yolu bilmeli."
MECBUREN
Peki, erkek! Erkek de kadının neyi sevip sevmediğini bilmek ve yapmak zorunda değil mi?
"Tabii ama erkek çaktırmadan yapar. Öğrenir, çok güzel yerlerde yapar. Her zaman yaparsa değeri kalmaz. Özel günlerde farklı şeyler yapmayı severim. Mesela sevgilier gününü kutlamayı sevmem. Bunu benden istedikleri zaman bir yük geliyor. Sevgililer gününü ben seçerim. Tanışma gününde kutlanmasından yanayım."
Peki, o günü hatırlıyor mu?
"Hatırlamazsam bile zaten hatrılatıyorlar. Bir ay önceden başlıyorlar hatırlatmaya. Ölmek istemiyorsan, uzun yaşamak istiyorsan hatırlayacaksın. Mecburen hatırlıyorum ben de. Çünkü sabah kalkıp da huzursuz olmanın anlamı yok. Bir evde zaten duvarlar var, bir de yürüyen duvarlar görmek istemezsiniz."
2007 yılında yaptığım bu söyleşiyi niye hatırlattım? Gündemdeki Davut Güloğlu ve Ece Erken aşkı konuşulurken, çoğunlukta olduğunu düşündüğüm erkeklerin bakış açısını göstermek için.