Giriş Tarihi: 18 Aralık 2011, 19:35
'Aile içinde şiddet' derken şimdi de karakolda şiddetle karşı karşıyayız. Ne denebilir ki? Söylenecek söz var mı?
Bir kadın, erkek de olabilir, karakola götürülmüş, elleri bağlı. Karşısındakilerle eşit değil. Zaten sayı olarak eşit değil, cüsse olarak eşit değil. Her türlü saldırıya karşı kendini savunacak bir konumda değil. Tek yapabildiği bağırmak.
Karakollar niçin var? Vatandaşı korumak için, suçluları yakalamak, asayişi önlemek için. Ama genelde herkes yolu karakola düşsün istemez, kapısından içeri girerken çekinir, çünkü neyle karşılaşacağımızı bilemeyiz. Korkarız. Kötü muamele görmekten, polisler karşısında savunmasız olmaktan, tutuklamaktan, derdimizi anlatamamaktan, kendimizi savunamamaktan korkarız.
Bunda ne kadar haklı olduğumuzu "Bir Ankara Polisiyesi/Behzat Ç" adlı televizyon dizisinde de görüyoruz. Elbette, o bir dizi ama orada yaşananların gerçeklerle ne kadar örtüştüğünü de yolu oralara düşenler çok iyi biliyor. Tekme tokat giriyor polisler, karşısındakine savunma hakkı bırakmıyorlar, kızgınlıklarını, öfkelerini vatandaştan çıkarıyorlar.
Karabağlar'da da böyle olmuş. Emniyet kendini savunmak için kadının konsomatris olduğunu söylüyor. Yani, kadının kimliğinden yola çıkarak onu sulamaya çalışıyorlar. O bir konsomatris, o zaman dövülür, dövülmeyi hak eder mi denmeye çalışılıyor? Bize ne kadının mesleğinden? Mesleklere göre davranış şekilleri mi var?
KONSOMATRİS OLSA NE OLACAK?
Aslında konsomatris olsa, ona en yakın davranan polisler olmalı. Zaten kadının etrafında bir sürü dert, sorun vardır, onlardan koruyacak olanlar da polisler olmalıyken dayak yiyor.
Diğer polislerin seyretmesi, müdahale etmemesi ise ayrı bir sorun. Biliyorum birçok polis, "Siz ne zannediyorsunuz, her gün onlarca kişiyle uğraşıyoruz, onları karşımıza alıp sorguya çekerek sorunları çözeceğiz, tabii ki tekme-tokat girişeceğizdiyordur. İşte sorun bu zihniyet. Sorun sadece kadının dövülmesi değil, erkeklerin de şiddet görmemesi. Hiç kimse şiddetle karşılaşmasın. Hele ki karakolda hiç karşılaşmasın. Suçluları konuşturmanın yolu sadece şiddet kullanmak mı? Bundan başka bir yöntem bulamıyor muyuz? Polisler "Biz yakalıyoruz, mahkeme serbest bırakıyor, bari hıncımızı alalım, dövelim, rahatlayalım mı?", diyorlar.
Uygar bir yaklaşım
Valinin polisler tarafından dövülen kadından özür dilemesi ise alışık olmadığımız bir durum. Vali Cahit Kıraç, "Elleri bağlı, çaresiz bir kadına yapılan kötü muamelenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Mağdur aileye psikolojik destek vermek istiyoruz. İzmir Valisi olarak Sayın Fevziye Cengiz'den özür diliyorum" dedi biliyorsunuz. Kendisini bu örnek davranışından dolayı tebrik ediyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.