Yani demek istiyor ki; Güzelim, akıllıyım, dişiyim, seksiyim, güçlüyüm param da var ama ben bir kadınım. Erkekler ne kadar akıllı, zeki, yakışıklı, eğitimli olsalar dahi kendilerini kadınlardan üstün görüyorlar. Evde ve dışarıda ailenin reisi olduklarını herkesin görmesini istiyorlar. Onların dediği olsun istiyorlar. Ev işi yapmaktan, çocuk bakmaktan hoşlanmıyorlar. Ben de kocamdan bunları istemiyorum ve ona kendini ormanın kralı aslan gibi evin kralı olduğunu hissettiriyorum. Yanlış da olsa sen haklısın diyorum, en iyisini sen bilirsin diyorum, onun istemediği bir şeyi yapmıyorum vs...
Budur erkek egemen anlayışın bakışı. İster Amerikalı olsun, ister İtalyan, ister Arap fark etmiyor, muhafazakar anlayışın kadın ve erkeğe bakışı bu...
O KRAL, SİZ KRALİÇE
Akıllı kadın, erkeğe kendini güçlü hissettiren kadındır, derler. Hele bir de eline erkek eli değmezse ideal... |
İDEAL GELİN ADAYI
O yüzden akıllı kadın, erkeğe kendini güçlü hissettiren kadındır, der büyüklerimiz. Bunu ustalıkla yaparsanız, hele bir de elinize ondan başka erkek eli değmezse, geçmişinizde flört, nişanlılık, evlilik yoksa erkeğin ailesi için de ideal bir gelin adayı olursunuz.
Yoksa isterseniz dünya güzeli olun, ilişkileriniz magazin basının diline düştüyse, podyumlarda salınıp yürüdüyseniz ve de filmlerde, dizilerde oynadıysanız, istenmeyen gelin olursunuz bir anda. Hele Miranda Kerr gibi Victoria's Secret mankeniyseniz, iç çamaşırlarla podyuma çaktıysanız, çırıl çıplak resimleriniz etrafta dolaşıyorsa hiç şansınız yok.
Hiç çıplak poz vermeseniz, mazbut yaşasanız bile değil mi ki evlenip boşandınız veya dedikodular çıktı hakkınızda, yine olmaz.
O yüzden bizim ülkemizin erkekleri, ki bunlara sinema ve sahne sanatlarıyla ilgilenenler de dahil, popüler kadınlarla çıkar, eğlenir, dillere destan aşklar yaşarlar ama iş evliliğe gelince, kendilerine ailelerinin onayladığı bir gelin alırlar. Erkeklikleri aşklarının peşinden gitmelerine, sevdikleri kadını ailelerine kabul etmelerine yetmez. Çünkü onlar da aynen aileleri gibi düşünürler...