Belediye başkan adaylarının açıklanmasına az bir zaman kaldı. Partiler birer ikişer adaylarını ilan ediyor. Aralık ayının başında bütün adaylar belli olmuş olacak. Bakacağız adayların ne kadarı kadın? Biliyorsunuz son seçimlerde 2 bin 950 belediye başkanının yalnızca 26'sı kadındı.
Bu ne demek biliyor musunuz?
Kadınların seçilme hakkını kullanamaması demek. KA.DER Genel Başkanı Çiğdem Aydın'ın dediği gibi, "1930'dan bu yana seçme hakkımızı kullanıyoruz ama seçilme hakkımız gasp ediliyor."
İşte KA.DER her seçim döneminde olduğu gibi, yerel yönetimlerdeki kadın sayısının artması için bir kampanya düzenledi.
Üç lideri hedef alan kampanyada liderlerin alınlarına yapıştırılan post-it ile "Kadın Adayları Unutma!" deniliyor. Cinsiyet eşitliğini hem tüzüklerine hem de programlarına almış olan BDP'nin kampanyada yer almadığını ve onların bu duruşunun diğer partilere örnek olmasını isteyen Çiğdem Aydın, basın toplantısında şu hususların altını çizdi:
SÜREKLİ FRENE BASILIYOR
. Adaylıkların genel başkanların ya da genel merkez yöneticilerinin tekelinde olduğu bir aday belirleme yöntemiyle, kadınlar aday gösterilmiyor, dolayısıyla seçilemiyor.
. Nüfusun yarısının yok sayıldığı, yönetime katılımdan yoksun bırakıldığı bir ülkede, adalet, demokrasi ve eşitlikten söz edilemez. Ne yazık ki kadınlar, yaşadıkları yere ait kararlarda söz sahibi olamıyor. Bu yüzden bu kampanyamızda liderlere sesleniyoruz ve onlara 'Kadın Adayları Unutma!' diyoruz.
. İktidarda muhafazakar bir hükümet varken, kadınların ve kadın hareketinin ilerlemesi, sürekli frene basarak yol almaya çalışan bir arabanın durumuna benziyor.
Osmanlıdan bu yana kadınların nasıl olması gerektiğine dair, her iktidarın ve iktidardaki erkeklerin bir fikri olduğunu söyleyen Çiğdem Aydın, "Bundan çok sıkılmış olmakla birlikte, bu filmi 150 yıldır seyreden kadınlar olarak epey birikmiş tecrübemiz var" diyerek, kadınların yaşamlarına kimsenin karışmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
KADINDAN YOKSUN BELEDİYELER
Aydın'ın değindiği bir husus da, kadın bakış açısından yoksun olan belediyelerin kentlerin geleceğini şekillendiremeyeceği. Kadınların karar mekanizmasında olmadığı belediyelerin bugünkü tablosu hiç açıcı değil zira.
Günümüzde yerel yönetimler, erkek siyasetçilerin genellikle 'iş ve gelir alanı' olarak baktıkları bir rant alanına dönüştü. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre geçtiğimiz yıl yerel yönetimlere 53 operasyon yapılmış, yolsuzluk yüzde 1,19 artmış.
TOPLUMDA CİNSİYETÇİ YAPI
Kadınlar için ucuz, ulaşılabilir ve kaliteli kreşler, okuma-yazma kursları, yaşlı bakım evleri, meslek edindirme kurslarının sayısı çok az. Spor olanakları ve tesisleri erkeklerin ihtiyaçlarına göre şekilleniyor. Spor tesislerine yönelik yatırımlar "halı sahalarla" sınırlanmış durumda.
Kent planlaması ve organizasyonu, kent içi ulaşım ve konut politikaları belirlenirken kadınların ihtiyaçları göz önüne alınmıyor. Sokak aydınlatmaları yetersiz olduğu için kadınlar, geç saatlerde evlerine korku içinde gidiyor.
Engelli bireylerin toplumsal hayata katılımı sınırlandırılıyor. Yaya kaldırımlarının birçoğu engelli bireylere yönelik olarak tasarlanmıyor.
Görüldüğü gibi toplumsal yaşamın tüm kuralları bu cinsiyetçi yapıya göre şekilleniyor. Oysa yerel yönetimlerin, "kadınların", "yaşlıların", "engelli bireylerin" ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hizmet etmesi gerekiyor.
