Sorunun kaynağı işçi maliyetleri
Türkiye'de bir işveren çalışana 100 TL ödediği zaman bunun ona maliyeti vergi, pirim ve kıdem gibi kesintilerle birlikte 173 TL civarında oluyor. Aynı işveren 100 TL'yi Kore'de öderse maliyeti 134, Amerika'da 114, Meksika'da 128, Almanya'da ise 159 TL civarında oluyor. Yani Türkiye'deki bir işçinin işverene maliyeti Kore'dekinden iki kat, Amerika'dankinden 4 kat ve Meksika'dakinden üç kat fazla. Öncelikle bu çarpıklığın giderilmesi lazım.
İŞ KAZALARI
Mevcut yasaya göre, ana çalışma konularında taşeron işçi çalıştırılması yasak. Yani bankaya gittiniz diyelim işleminizi bir banka memuru yerine güvenlik görevlisi yapıyorsa bu kanunen yasaktır. Şirketler temizlik, güvenlik veya yükle gibi bir işyerinin asıl işinin dışında kalan tamamlayıcı veya destekleyici yan işlerde alt işveren yani taşeron kullanabilirler. Ancak uygulama farklı. İşveren taşeron işçiyi her işe koşuyor. Bu böyle olmasa Türkiye'de meydana gelen iş kazalarının yüzde 90'ının taşeron olan işyerlerinde olması başka nasıl açıklanabilir?
Türkiye'de kamuda 661 bin, özel sektörde 572 bin taşeron işçi bulunuyor. Taşeron işçilerinin tabi olduğu yasal haklar aslında kadroludan farklı değil. Ama taşeronun kıdem tazminatı, izin hakkı, sendikal hakkı kullanılamıyor.
Taşeron işverenler istihdam ettikleri işçilerle genellikle bir yıldan kısa süreli sözleşmeler yaparak işçilerin başta kıdem tazminatı olmak üzere tüm yasal haklarını kullanmalarına engel oluyorlar. Kıdeme bağlı haklarını vermiyorlar, sendikal faaliyetler içerisine girmelerine engel oluyorlar.
BUNDAN SONRA NE OLUR
Bu sakıncaların önüne geçilmesi için hükümetin başlattığı yeni düzenlemeler var. Bu düzenlemeye göre taşeron işçisinin, kıdem tazminatını asıl işveren yani devletten isteyeceği hükmünü getiriyor. Çalışan açısından önemli. Diğer yandan kamu kurumları da kıdem tazminatı yükü altına girecekleri için zamanla gereksiz taşeron kullanımından kaçınacaklar.
Yıllık ücretli izin hakkı için de çalışma var. Buna göre taşeron işçisinin, aynı işyerinde ilk işe girdiği tarih esas alınarak, alt işveren değişse bile, yıllık ücretli izne hak kazanılmasının önü açılacak.
Diğer yandan, asıl işverene, alt işveren işçilerinin ücretlerini aylık olarak kontrol etme sorumluluğu verilerek, taşeron tarafından ödenmeyen ücretin doğrudan işçinin banka hesabına yatırılması sağlanacak.
Son bir düzenleme de, süreklilik arz eden hizmet alımlarının bundan sonra kamu işyerleri için üç yıllık yapılacak olması, böylece kısa süreli ihalelerin, dolayısıyla sözleşmelerin önü kesilerek çalışanların kıdeme bağlı haklarını kaybetmeleri engellenecek.
Umarım bu düzenlemeler sorunları çözmeye yeter.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.