“Atlar büyük boy anne gibidir, vazgeçemezsiniz”
Bir kez ata binen bir daha vazgeçemez diyen Nazım Serbes, “Sol dizinizin altında kalp atışı duymak, oturduğunuz yerde bir canlıyı hissetmek müthiş bir duygudur. Bir ritmi vardır. Bedeniniz o ritme ayak uydurur. ‘Atlar çok büyük boy anneler gibidir’ derler. Bu çok doğru” dedi
- Pazar
- Giriş Tarihi: 14 Temmuz 2019
Yaz geleli çok oldu. Ama hala tatile çıkmayanlar var. Yaz aylarında akşamüstleri kendimizi atabileceğimiz yeşil alanlar arıyoruz. Özellikle de çocuklu aileler için evde olmak işkence. Şehir içinde hem çocuklara hem de ebeveynlere hitap edecek yer arayışına giriyoruz. Ben İzmir'de böyle bir yer keşfettim. Aslında yeni bir yer burası. İsmi, Elvni. Sabah kahvaltısından akşam yemeğine, hatta gecenin geç vakitlerine kadar vakit geçirebileceğiniz bir mekan. Çocuklar atlarla, tavuklarla iç içe çimlerde koşup oynarken siz de çayınızı kahvenizi rahatça yudumlayabilirsiniz. Tüm bunların yanında asıl önemli özelliği buranın bir binicilik kulübü olması. Evet buradaki atlar sadece çocuk gezdirmek için değil. Ata binmeye meraklı kişiler için de hizmet veriliyor. Gerçek anlamda binicilik dersleri alabiliyorsunuz. Hem çocuklar hem de yetişkinler için ders veriliyor. Üstelik herkesin ulaşabileceği fiyatlara. Ata binmeyi bilenler ise at kiralayıp binebiliyor. Kendisi de bir at tutkunu olan Engin Tarhan İzmir'de ata binebileceği, çocuklarıyla vakit geçirebileceği alkolsüz bir yer bulamadığı için açmış burayı. Ortağı Nazım Serbes ise Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Atçılık ve Antrenörlük Bölümü mezunu. Binicilik derslerini Nazım Bey veriyor. Ben Nazım Bey'e hem kendim hem de sizler için merak edilenleri sordum...
KASTAN BEYİNE İLETİM
At eğitimi almanın şartları neler?
12 yaşından büyük herkese at eğitimi veriyoruz. Bunun yanı sıra, çok ağır hasta ya da özel ekipman gerektiren durumlar dışında, belli şartları sağlayan özel durumu (otistik, down sendromlu, belli bölgeleri felçli ya da tam anlamıyla kullanamayan bireyler) olan insanlara da hizmet veriyoruz; bu gibi durumlarda atla terapi çok iyi oluyor. Ben daha önce bununla ilgili 1 yıl Eskişehir Tepebaşı Belediyesi'nde, 4 yıl da İzmir Karşıyaka Belediyesi'nde çalıştım. Orada çok sayıda çocuğa bu konuda yardımcı oldum. Hatta öyle bir yere geldik ki talebi karşılayamaz durumdaydık.
Atla terapi nasıl gerçekleşiyor? Gerçekten faydası var mı?
Atla terapi gerçekten özel durumlu bireyler üzerinde onarıcı bir durum, yani atın hisli davranışı ve kas yapısı, biniciyle olan uyumuyla 'tersten iletim' dediğimiz olayı sağlıyor. Yani beyinden giden emirle çalışmayan kas, tersten bir iletim alarak (kastan beyine) beyine iletiyor. Yani beyin orada bir kas olduğunu hatırlıyor. Mesela sağ ayağı iyi tutmayan bir çocuk ya da yetişkinin beyni zamanla unutuyor oraya ileti göndermeyi. Ancak ata bindiği zaman kastan beyine bir ileti gidiyor ve böylece beyin, bu kası hatırlayabiliyor. Tabii yüzde 100 bir iyileşme söz konusu olamıyor. Asla tek başına bir tedavi süreci değil.
Peki bunun için kaç seans gerekli?
Duruma göre değişir. 5-6 seans da olabilir, 30-40 seans da olabilir. Çünkü her engel aynı seviyede ya da aynı durumda değil. Otizmlilerde sadece rahatlatıcı etkisi var. Otizm daha farklı bir durum olduğu için onların her zaman gelip gitmesi gerekiyor. Hayvanlarla iletişim onlara iyi geliyor. At duygusal ve hisli bir hayvan olduğu için onlarda bir ders sınırı yok.
BİNİCİLİK İÇİN İDEAL YAŞ 12
Kaç yaşına kadar çocuklar ata binebilir? Çocuklara da veriyor musunuz eğitim?
Evet, 3 yaşından başlamak üzere çocukları atlı tur olacak şekilde ata bindiriyoruz. Ancak eğitim 12 yaştan sonra oluyor. 8 yaşından sonra başladığımız çocuklar da var. Çocuğun gelişimine göre bu kararı veriyoruz. Kimi çocuk 8 yaşında biraz daha küçük olduğu için atla eğitime müsait olmuyor. Kimi çocuk daha gelişkin oluyor. Biniciyi gördüğümüzde uygun gördüğümüz takdirde 8'den de başlayabiliyoruz. Ama genellikle 12 yaş ideal. Atlı turlara ise 3 yaşında başlıyoruz. Çünkü 3 yaşından önce oluşabilecek bir travma çocukta soruna yol açabilir. Bir çocuğu ailesinin zorlamasıyla ata bindirmiyorum. Çünkü travma yaşatabilir, çocuğu bütün hayvanlardan soğutabilir; küçük yaşta yaşanan şeyler çocuklarda uzun zaman atlatılamayan yaralara yol açıyor. İşte bu yüzden 3 yaşından küçükleri ata bindirmiyoruz. Çocuğun çok istekli olduğu zamanlar istisna olabilir. Ama süreyi kısa tutarım çünkü fiziksel gelişimi kötü etkilenir.
Nasıl yani?
Atın üzerinde çocuk 10-15 dakika kalırsa çocuğun fiziksel gelişimi olumsuz etkileniyor, böyle bir sıkıntı da var. Bunlar az bilinen şeyler. Çocukların kemik gelişimi 12 yaşına kadar sürdüğünden biz eğitimde o yaşı baz alıyoruz.
Örneğin ben 38 yaşındayım ve at eğitimi alıp ata binmek istiyorum. Kaç seans eğitim almam gerekiyor?
Ben, hoca olarak attan korkmayan birine 8 seansta at binmeyi öğretirim. İleri seviyeye gelecek kadar öğretirim. Tam anlamıyla her şeyi 8 derste bitiririz. Hatta bazı öğrencilerde bu süre daha da erken olabiliyor. 'Attan korkmayan birine 8 derste at binmeyi öğretirim' iddiam var. Ancak korkan birine öğretmek zor. Çünkü korkuları yenmek çok zor. Ben ona at binmeyi öğretirim ama o korktuğu için binemeyecektir. Tekniği, her şeyi öğrenir.
Mesela 8 ders ücreti ne kadar?
- 8 derslik fiyatımız normalde 1000 TL idi. Ancak biz bu yeni oluşum sebebi ile 700 TL'ye kadar düşürdük. Normalde saat ücreti 150 TL olması gerekirken şu anda onu da 100 TL'ye düşürdük. Yani gelip ata binmek isteyen biri 1 saatini burada geçirip 100 TL verip gidebilir.
TÜRKİYE'DE ATA SOLDAN BİNİLİR
Binicilik kulüplerinde binicilik etiketi olarak Türkiye'de ata soldan binilir. Sol ayak üzengiye takılaraktan vücut yukarı doğru çektirilir. Ve sağ bacak üstüne atılarak, eğerin üzerine oturulur. Dizginler ele alınır.
OMUZ, BAŞ KALÇA AYNI HİZADA OLMALI
Atın üstünde öyle bir duruş hayal etmelisiniz ki; omzunuz, başınız, kalçanız ve topuğunuz bir hizada olmalı. Sanki ayakta duruyormuş gibi oturmalısınız. Dengenizi kendi bacağınızla sağlamaya devam etmelisiniz.
YÖN VERİRKEN VÜCUDUNUZU KULLANIN
Ata ellerle ve dizginlerle yön verilir cevabı beklenir. Ama aslında vücudumuzla yön veririz. Sadece ellerle olmaz.
DOZUNDA ÜRKÜTMEK ATI HIZLANDIRIR
Peki atı nasıl hızlandırırız?
Atın pratikte ürken bir hayvan olduğunu ve ürktüğünde ise durup kavga etmek yerine kaçmayı tercih ettiğini bilirsek, atı bir miktar tahrik etmek, harekete geçirmek için azıcık, ürkütmek yoluna gidilebilir. Belki bacaklarımızı kapatırız. Belki birazcık baldır yardımında bulunur, muhtemelen kamçımızı kullanırız ya da mahmuzun ucunu değdiririz.
DURDURMANIN YOLU ÇEMBERE ALMAK
At durmazsa ne yapabiliriz? Nasıl durdururuz?
Böyle felaket senaryolarını konuşmayı çok sevmiyorum ama bu mümkündür. Bazı durumlarda elimizdeki dizginler yeterli olmayabilir. Eğer alan müsaitse hayvanı bir daireye almak, dairede döndürmek daireyi giderek küçülterek hayvanı durdurmak bir çözüm olabilir. Bir başka yol, daha sağlam oturmaya çalışmaktır.
MANEJ TRAFİĞİNİN DE KURALLARI VAR
Aklı selim davranmak çok önemli. Manej içinde Türkiye'de sol yan gidenin manej yolu üstünlüğü vardır. Demek ki atımızla sol tarafa doğru giderken manejin dış kenarını kullanmak hakkı bize ait oluyor. Sağ yan gidenin içerden gitmesi gibi bir kural var. Trafik kuralı gibi değil ama ona yakın bir kural. Gerçek güvenin size yakın atlarla yapabileceğiniz şeyleri yapmakla sınırlı olduğuna inanıyorum.
SAVAŞA GİDER AMA KELEBEKTEN KORKAR
Atları ürkütmemek için onlara kontrollü yaklaşmak, şaşırtmamak gerekiyor, sürünün bir parçası olmak gerekiyor. Atlar panik hayvanlardır, ama aynı zamanda çok da cesur hayvanlardır. Bir savaş ortamında düşman topuna karşı koşan at, havada uçan kelebekten korkabilir.
ATLARDAN ÖĞRENECEĞİMİZ ÇOK ŞEY VAR
Atların karar alma aşamasında uyguladıkları "3 adım metodu", karar alma mekanizmamızı önyargılarımızdan sıyırmamıza olanak veriyor. Önyargısız ve dürüst geribildirim veren atlar; duygu ile davranış arasındaki farkı da belirleyebiliyor. Bu noktada, örneğin kendisine yaklaşan bir jaguarın aç olmadığını algılayan at, onu tehlike olarak görmüyor.
- Atların gözleri arasındaki mesafe 15 derecelik bir görüş kaybına neden oluyor. Aynı görüş kaybı kuyruk bölgesinde de olduğundan, 330 derecelik bir alanı kesintisiz görebiliyorlar. Bu kadar geniş bir bakış ve algılama açısı, çevrelerini doğru şekilde algılamalarına olanak sağlıyor.
- Atların sezgi alanı içerisinde çevresel alan, bağlantı alanı ve kişisel alan olmak üzere 3 farklı alan bulunuyor. Bu alanların her birinin sınırına yaklaştığımızda ise atlar bize tepki veriyor. Bu sınırların ve tepkilerin bilincinde olmak, aslında insanlararası iletişim kurarken de oldukça önemli bir nokta.
- Atların profesyonel hayata katkısı ise, 30 bireyden oluşan ekiplerindeki hiyerarşi kurma metotlarına bakılarak görülebilir. Normalde bir hiyerarşiyle yaşamayan atlar, ihtiyaç durumunda en tecrübeli olanı seçerek takip ediyor.
BURCU ILGIN