Dünyanın en büyük tur şirketinin müşterileri tarafından dünyanın en iyi golf, en iyi spa ve en iyi entegre oteli seçilen Antalya'nın göz bebeği Cornelia Diamond'da karşıladık 2010 yılını.
Balo salonunda 1500 konuk vardı. Yarısından çoğu bizim için gelen Türk müşteri, diğerleri de çoğu İngiliz, yaş ortalaması yüksek golf tutkunu yabancılar...
Ben balo salonlarında müzik yapmaktan pek hoşlanmam. Ama Cornelia Diamond'ın balo salonu mükemmeldi. 7'den 77'ye değişik yaşlardan, değişik kültürlerden, farklı zevklerden 1500 kişiyi memnun edebilmek için dört saate yakın müzik yaptık. Kimi Arjantin tangosu istedi, kimi rock'n roll, kimi misket istedi, kimi vals, kimi halay çekti kimi de yanak yanağa dansetti. "Bizi uçurun" diyen de vardı, "kendi şarkılarınızı istiyoruz" diyen de... Dünyanın en zor işidir bu kadar değişik yelpazedeki eğlenmeye gelen insanları mutlu edebilmek. Pes dememek için çok yorulursunuz. Ama her birini memnun etmiş olmanın hazzı tüm yorgunluğunuzu alıp götürür. Aynen öyle oldu...
Program sonrası birlikte resim çektirmek için bekleyen onlarca insan, sizinle ilgili anılarını paylaşmak için yolunuzu gözleyenler... Hepsi emeklerinizin, kazandığınız saygınlığın geri dönüşü. Bundan büyük mutluluk düşünemiyorum.
Hele, 10 küsur yıldır Antalya'da yaşayan turizimci bir Tunuslu'nun, sabaha karşı çorbamızı içerken yanımıza gelip söyledikleri... "Bunca yıldır dünyanın dört bir yanında müzik dinledim. Ama siz çok farklısınız, şarkıların gerçekten hakkını veriyorsunuz" deyişi yok mu!
Altı yıl önce Kuşadasında Aydın ve Nurdan Orhan arkadaşlarımızın evinde tanımıştık Recep ve eşi Tuğba Yazıcı'yı. Hoş bir ahbaplığımız olmuştu. Türkiye'nin en zengin insanlarından biri olduğu halde gördüğümüz en mütevazi insan olarak dikkatimizi çekmişti Recep bey... Cornelia Diamond iki yıl önce onun oteli olarak açılmış, 2009'u ailesiyle bu harika otelde karşılamıştı o mütevazi insan... Otelinin geçen ay dünyanın en iyisi olarak kazandığı ödülleri görmek Recep Yazıcı'ya kısmet olmadı. Ani gelen bir hastalık bu muhteşem insanı 2009 yılı içinde üç ayda aramızdan alıp götürdü. Geçen yılbaşı gecesi oturdukları masada bu yıl anıları paylaşan gözü yaşlı ailesi vardı...
Bizim için bu yönüyle de farklı duygular yaşadığımız bir geceydi. Otelin genel müdürü Zafer Alkaya'ya ve Quattro Ajans'ın sevgili patronu Sedat Aktaş'a bizi bu yılbaşı Cornelia'ya davet ettikleri için ayrıca teşekkür etmek istiyorum... Yılbaşı yine Antalya'da dostlarla buluşmamızı sağlayan bir vesile oldu. Ne demişler:
Her hayal yabir can bulur. Her dügerçeklebir umut bulur. Kolay bulunmayan tek güzel bir dostluktur...
Yılbaşı gecesi
On yedi yaşıma kadar birbirinden çok farklı olmayan ama hepsinde ailemin sıcak atmosferini anımsadığım mutlu yılbaşı geceleri yaşadım. Aile büyüklerinin keyifle demlendiği, birlikte şarkılar söylenen, tombalalar oynanan, sevgi ve neşe dolu gecelerdi onlar
İlk farklı yılbaşını 1964'ü, 1965'e bağlayan gece yaşadım.
O yıl Erol Balık, Metin, Ali Caba kardeşler, Müşfik Ateş ve Okay Erzin ile birlikte "Sputnik 6" adında bir orkestra kurmuştuk. Yılbaşı gecesi Büyük Efes Oteli'nde çaldık. Hem de iki İtalyan orkestrasıyla dönüşümlü olarak Efes'in üç ayrı salonunda. Saat 21.00'de lobide başlayıp, "Roof" da devam edip, son olarak gece kulübünde, sabahın beşine kadar
İzmir'in en elit insanlarıyla birlikte olmak, onlara müzik yapmak, onlarla eğlenmek, onları izlemek, yaşadığım ilk farklı yılbaşı gecesinin unutulmayan anıları. Ve henüz yaşım on yedi.
Tam 45 yıl önce yeni yıla Türkiye'nin en popüler otelinde müzik yaparak girmişiz. Ya o günden 45 yıl sonra?