Bir otel, bir film
***
Evvelki hafta Kocaeli Üniversitesi'ndeydik. Geçen hafta ise iki günlüğüne Bursa'ya gittik. İlk gün Bursa Gazeteciler Cemiyeti'nin organizasyonuyla Nilüfer ilçesindeki Uğur Mumcu Sahnesi'ndeydik. İkinci gün Uludağ Üniersitesi'nde. Üniversitelerin kampüsleri müthiş. Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek henüz bir yıllık ama özellikle konservatuar için ciddi yatırımlar yapmış. İki aya kadar bitecek binayı gezdim ve herşeyiyle ciddi bir biçimde planlanan konservatuara, konser salonuna hayran kaldım.
***
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de müthiş işler başarıyor. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı da örnek alınması gereken bir Cemiyet kurmuş. Yıllardır yaptığı faaliyetler ve üyeleri için yarattıkları kaynaklarla alkışı hakediyor. 2008'den beri Hüsamettin Kurt'un organize ettiği "Yüz Yüze Söyleşileri" ile Bursalılara her yıl dört ay boyunca harika bir kültür hizmeti sunuyorlar. Emeği geçenlere alkışlar.
***
Bursa'da sıradışı bir butik otelde misafir ettiler bizi. 1800'lü yılların sonlarında yapılan, geçirdiği büyük yangından sonra uzun süre metruk halde kalan, 1996'da yeni sahibiyle buluşan, önce Kitap Evi olarak açılan, sonra otele dönüştürülen bir muhteşem mekanda. 13 odası var "Kitap Evi"nin. Sabah kahvaltımızı ıhlamur ve manolya ağacı altındaki avlusunda yaptık. Yüzyıl önceki eşyalarla donatılmış odaları, konumu, rahatlığı ve servisi ile bizden tam puan aldı. Sahibi Dilek hanım yurtdışındaymış, tanışamadık. Her odanın ayrı bir güzelliği var ama Çatı odası tam romantikler için. Bursa'ya giderseniz "Kitap Evi"ne mutlaka uğramalısınız. Kalmasanız da restoranında yemek yemeli, oranın atmosferini yaşamalısınız. Temmuz'da Bursa'da konserimiz var ve biz şimdiden üst kattaki odanın rezervasyonunu yaptırdık...
***
Bir süredir sizlere film tavsiyesinde bulunmadım. Bu hafta mutlaka görmeniz gereken bir filmi şiddetle öneriyorum.
Filmin afişindeki şu söz aslında filmin tam özeti:
"Güneşi göremedim diye ağlarsan, yıldızları da göremezsin"
Gösterildiği her yerde müthiş ilgi gören "Can Dostum-Intouchables" Fransa'da gişe rekorları kırdığı gibi dünyada da en fazla izlenen Fransız filmi oldu. Aynı zamanda da İngilizce dışında yabancı bir dilde tüm zamanlarda en fazla gişe hasılatı elde edilen film olarak da sinema tarihine geçti.
Gerçek bir hikayeden uyarlanan "Can Dostum"u şimdiye kadar 38 milyona yakın seyirci izlemiş. Filmin başrol oyuncusu Omer Sy, en iyi erkek oyuncu dalında da Cesar Ödülü kazandı.
***
Film, hayatın daha önce görmezden gelinen güzelliklerinin fark edilmesini sağlıyor. Zenginliğin, eğitimin, aile yapısının, din, ırk farklılıklarının aslında hiç önemli olmadığını üstelik bir de izleyiciye kahkahalar attırarak anlatıyor...
Özetle, bu filmi kaçırmamalısınız...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.