Başlığa aldanıp bir film ya da diziden bahsedeceğimi sanmayın.
Konumuz; ne 1966'da Claude Lelouch'un yönettiği, Francis Lai'in müziklerini yaptığı o güzelim Fransız filmi "Un Homme et Une Femme", ne de televizyonda dikkat çeken Demet Evgar'la Emre Karayel'in oynadığı "Bir Kadın Bir Erkek" dizisi...
***
Kadın güzeldi, çok iyi şarkıcıydı ve ülkemizin yetiştirdiği değerli bir sanatçıydı. O'nu geçen hafta 83 yaşında kaybettik. 40 yıllık arkadaşımdı, ablamdı. 70'lerin başlarında İzmir Fuarı'na geldiğinde gece programı bitince "Ali beni güzel müzik dinleyebileceğimiz bir yerlere götür" derdi. O dönemde İzmir pavyonlarında çok kaliteli müzik yapan orkestralarımız vardı ve ben onu iyi müzik dinleyebileceğimiz pavyonlara götürürdüm. Başka arkadaşlar da katılır, cümbür cemaat giderdik. O zamanlar yoz arabesk değil, caz müziği ve günün en kaliteli popüler müziği çalınırdı İzmir'in pavyonlarında...
Arkadaşlığımız yıllarca devam etti. Birbirimize çok uzun zaman rastlamasak da arada bir telefonum çalar, ablam bana bir şeyler danışır, ben ona fikir verirdim. Bana inanır, güvenirdi. Ne zaman bir organizasyona davet etsem, geri çevirmezdi. Kitabımda onu, Sevinç Tevs, Rüçhan Çamay ve Tülay German'la birlikte caz dünyamızın kare asından biri olarak anlatmıştım. Onun boşluğunu her zaman içimizde hissedeceğiz. O güzel kadın Ayten Alpman'dı...
***
Başlığımızın erkeği ise Halit Kıvanç. Hem ustam, hem hocam, hem de 45 yıllık arkadaşım. Geçen hafta Beşiktaş Belediyesi'nin düzenlediği "Ustalara Saygı" gecesinde beraberdik. Aydın Boysan, Türkan Şoray, Uğur Dündar, Müjdat Gezen, Sami Kohen, Selahattin Beyazıt, Ali Kırca, Atilla Dorsay, Bedri Baykam, Güven Taner, Nebil Özgentürk ve Sunay Akın'ın anılarıyla Halit abiyi anlattığı geceye Aysun'la ben de davetliydik. Hem anılarımızı paylaştık hem de Rıza Silahlıpoda eşliğinde söylediğimiz birkaç şarkıyla Halit abinin yanında olduk...
Bugüne kadar yüzlerce şarkıcıyı sunan, dostluk kuran ve tonla anı paylaşan Halit abimizin böylesine özel bir gecede Aysun'la beni de yanında görmek istemesi bizim için büyük onurdu...
Ben, hepimize yaşattığı güzellikler için "What A Wonderfull World" dedim. Aysun, "Arkadaş-Kördüğüm-Kaybolan Yıllar" dan oluşan bir potpuri sundu. Sonunda da birlikte "Ben Sana Vurgunum"u seslendirdik.
Sunay Akın, Halit abinin oyuncak müzesine armağan ettiği Pele imzalı futbol topunu getirmişti. "Maç spikerliğini yıllar önce bırakan Halit Kıvanç'a yeniden maç anlattıracağım" dedi ve Uğur Dündar'la Müjdat Gezen'e sahnede maç yaptırıp Halit abiyi yeniden spikerliğe döndürdü. Ortalık kahkahadan yıkılırken, artçı deprem Aydın Boysan'dan geldi. Gece Nebil Özgentürk'ün hazırladığı belgeselle başlamış, sahne alan konukların kolkola söyledikleri "Samanyolu" şarkısıyla noktalanmıştı...
Hayatımızda çok önemli bir yeri olan Halit Kıvanç ağabeyimize daha nice sağlıklı yıllar ve programlar diliyoruz...
Yönetmen John Madden'i 7 Oscar'lı "Aşık Shakespere" ve "Corelli'nin Mandolini" filmlerinden hatırlıyorum. Bu kez bir yaşlılık komedisine imza atmış. Orijinal adı: "The Best Exotic Marigold Hotel". Bizde "Hayatımın Tatili" adıyla gösterime girdi. Cuma günü izledim ve etkilendim. Genç, olgun ve yaşlı herkesin ders alacağı neşeli ve tempolu bir film. "Slumdog Millionaire" filmiyle tanıdığım Dev Patel ve sevgilisi dışında başrol oyuncularının hemen hepsi 75 yaşın üstünde. Judi Dench'den Maggie Smith'e... Film tüm insanlara harika bir mesaj veriyor: "Hayatın tadını her yaşta çıkarabilirsiniz ve aşkın yaşı yoktur." İzlemenizi tavsiye ederim. Film insanın içini ısıtıyor.
***
Yıllardır Atatürk Lisesi'nin pilav gününe gitmek kısmet olmadı. Bu kez 6 Mayıs Pazar gününü çok önceden kapadım. Bir de okulumuzda müze açılışımız varmış. O günü lise arkadaşlarımla geçireceğim. Bu durumda bana yeni bir İzmir seferi görünüyor.
