Geçen hafta sonu, iki gün bir gecelik İzmir ziyaretimiz dolu dolu geçti. Kısa sürede çok iş yaptık, ziyaret, program ve eğlence derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık...
***
Kordon'daki Fransız Konsolusluğu binasına 1965'te girmiştim ilk kez. Orkestramız Sputnik-6'la müzik yapmak için. 47 yıl sonra ikinci kez girdim. Lucien Arkas'ın muhteşem resim koleksiyonunu görmek için...
Osmanlı topraklarının ilham verdiği Oryantalist sanatçıların başyapıtlarından oluşan, 150 yıllık zaman dilimini kapsayan ve "Batılının Fırçasından Ege'nin Bu Yakası" adını taşıyan serginin açılışına katıldık Cumartesi akşamı. Bu önemli sanat etkinliğine katılmak için Galatasaray'ın Beşiktaş maçını izlemekten bile vazgeçmiştim. Yağmur imdadıma yetişti ve Pazartesi'ye ertelenen maçı yine dostlarla birlikte Hıncal Hocam'ın tekkesinde izleme şansını yakalayabildim.
***
Lucien Arkas ülkemizin en önemli işadamlarından biri olmanın yanı sıra Türkiye'nin sayılı sanat koleksiyonerlerinden de biri. 20 yıl önce başlamış resim toplamaya ve bugün 1000'e yakın resmin sahibi. Resimlerini iki ana başlıkta topluyor. Türk resmi, Avrupa resmi...
Ve, 7 Eylül 1875 tarihinde Fransız Hükümeti'ne verilmiş, İzmir'in 1'inci Kordon'unda bulunan, Fransız Konsolosluğu olarak bilinen tarihi bina, Lucien Arkas tarafından yenilenerek Arkas Sanat Merkezi haline getiriliyor geçtiğimiz yıl. Açılışı da 19 Kasım 2011'de Arkas'ın koleksiyonundan seçtiği "Post Empresyonist Eserler" adlı sergi ile yapılıyor... Restore edilen bina Fransız Konsolosluğu olarak da kullanılmaya devam ediyor...
***
1854- 1929 yılları arasında 75 yıl yaşayan, 1891- 1910 yılları arasında 19 yılını Türkiye'de geçiren ve II. Abdülhamid'in saray ressamı olarak bilinen Fausto Zonaro'nun resimlerine hayranımdır. Tam 25 eserini gördüm sergide. Üstelik "Bayram" adlı tablosu da ilk kez sergileniyordu. Kimlerin eserleri yoktu ki. Alexander Gabriel Decamps'dan, Edouard Richter'e, Gyula Tornai'den De Mango'ya ve Henri Schelesinger'e... 52 oryantalist ressamdan 109 yapıt...
Sergi 30 Haziran'a kadar açık. İzmirliler bu büyük fırsatı kaçırmamalı...
Teşekkürler Lucien Arkas. O muhteşem resimleri bizlerle de paylaştığın için ve İzmir'e böylesine görkemli bir sanat merkezi kazandırdığın için...
***
İzmir'e geliş nedenim öncelikle Kitap Fuarı'nda Doğan Kitap standında "Hey Gidi Dünya Hey" adlı kitabımı imzalamak içindi. Cumartesi günü bardaktan boşanırcasına yağan yağmura rağmen İzmirlilerin kitap fuarını doldurması çok hoştu. Bursa'da da birlikte kitap imzaladığımız, genç kızların hayranı olduğu hemşehrim Doğu Yücel ve yemek kitaplarıyla hayran kitlesi oluşturan Aynur Tartan'la yan yana oturup kitaplarımızı imzaladık, bol bol fotoğraf çektirdik, güzel bir gün yaşadık.
Akşam sergi açılışından sonra, İstanbul'dan birlikte geldiğimiz arkadaşımız modacı Ayla Dümer'in doğum gününü Yengeç'te kutladık. Damadı Ercan Canmutlu ve Yengeç'i yeniden hayata geçiren Kerim Özsoydan bize yine bir lezzet şöleni sundular. Yengeç Restoran başını aldı gidiyor. Çorbasından, tatlısına kadar lezzetinde de, hizmetinde kusursuz. Gece bize katılan ressam arkadaşımız Metin Ünsal da ızgara mırmırla birlikte parmaklarını yedi...
***
Pazar sabahı Radyo Ege'de Eylem Aslan ve Eray Bozkurt'la "Bay Nostalji" programında beraberdik. Canlı programa Öcal Uluç abimizi bağlamaları da çok güzel bir sürpriz oldu. Radyonun ve televizyonun genel müdürü Mehmet Karabel'le de hasret giderdik. Öğlen vapurla Karşıyaka'ya, oradan faytonla Bostanlı'ya, deniz kıyısında bir kafede kuzenlerle buluşma, akşamüstü kısa bir Deniz Restoran keyfi, 'başka otelde kalırsanız bozulurum' diyen sevgili Timur'un Kordon Otel'de her zamanki odamızda bizi konuk etmesi İzmir seyahatini yine keyifle geçirmemizi sağladı...
Bu hafta New York'a gideceğini söyleyen Timur Gönülşen beni kıskandırmayı da ihmal etmedi. Charles Aznavour, Barry Manilow ve Neil Sedaka konserlerini izleyecek orada. Yani şimdi New York'ta olmak vardı...
***
İstanbul'a döner dönmez "Ya Sen Ya Hiç" adlı Galatasaray şarkımın kayıtlarını bitirdim. Galatasaray TV'den genel müdür Hasan Tankaya ve Selim arkadaşımız hemen klibini hazırlattılar. Bu gün saat 15'de Galatasaray TV'de şarkının öyküsünü anlatacağım. Klip de ilk kez yayınlanacak. Akşam Arena'da Fenerbahçe maçından önce de yazdığım bu şarkı çalınacak. 2000 yılında "Milenyum Galatasaray" şarkısını bestelediğimde UEFA'yı ve Süper Kupa'yı kazanmıştı Galatasaray.