Çocuktum... Alsancak'ta cumbalı evimizin bulunduğu 1462 sokağın adı Şerafettin Bey Caddesi'ydi.
Bir ucu Alsancak Garı'nın karşısından başlar, diğer ucu şimdiki Kıbrıs Şehitleri Caddesi'ne ulaşırdı.
Her iki uçta da birer tabelada "Şerafettin Bey Caddesi" yazardı.
Aslında cadde değil sokaktı...
Sonraları o tabelaların yerine sadece "1462 sokak" yazan tabelalar kondu.
1993 yılında Konak Belediyesi İzmirli sanatçılara bir jest yapıp bir zamanlar yaşadıkları sokaklara onların adını verince, bizim 1462 sokak, "Ali Kocatepe Sokağı" oluverdi...
Sonra o tabelalar da yok oldu ve Muzaffer Tunçağ'ın Başkanlığı sırasında adımı ve fotoğrafımı taşıyan bir plaket uzun yıllar yaşadığım, 90'larda sattığımız evin kapısına asıldı. O ev şimdi "Tayfa Balık"...
Benim plaketim hala kapısında duruyor...
Peki kimdi Şerafettin Bey?
Büyük taarruz başladığında Mustafa Kemal'in başkomutanlığında ordumuz Afyon'dan İzmir'e akıyordu.
Öncü olarak Birinci Süvari Alayı görevlendirilmişti. Ve başlarında bir yüzbaşı vardı. İşte o yüzbaşının adı Şerafettin'di...
9 Eylül 1922'de Bornova'ya girdiler.
Oradan Halkapınar'a geçerlerken pusu kuran düşman 3 erimizi şehit etti.
Geri çekilen Yunanlılar her yeri ateşe veriyor ve yangın çıkarıyordu.
Yüzbaşı Şerafettin 80 askeriyle birlikte doludizgin 10.30'da Alsancak'tan Kordon'a çıktı.
Geçtiği sokak benim çocukluğumu ve ilk gençlik yıllarımı yaşadığım, sonradan onun adını taşıyacak sokaktı. O zamanki adıyla Alioti sokak...
Kordon'a vardıklarında kurşun ve şarapnel yağmuru altında Pasaport'a ilerlediler.
Müfrezesinden 40 askerini daha kaybetmişti Yüzbaşı Şerafettin. Önünde patlayan bomba atını parçalayınca kendisi de yara almasına rağmen başka bir ata binip Hükümet Konağı'na yöneldi.
Askerlerinin ve halkın etkisiz hale getirdiği Yunan mangasını yararak eline aldığı Türk bayrağıyla balkona çıktı. Yaralıydı, kan kaybediyordu ama kendi kanının bulaştığı Türk bayrağını göndere çekmişti.
3 yıl, 3 ay, 24 gün sonra 9 Eylül 1922'de İzmir Yunan işgalinden kurtarıldı.
Bu tarihi günü, tüm gelişmeleri Belkahve'den izleyen Mustafa Kemal Paşa, İsmet ve Fevzi paşalarla birlikte 10 Eylül sabahı İzmir'e adım attılar...
Mustafa Kemal Paşa, kahraman yüzbaşıya adıyla birlikte İzmir'i kullanmasını önerdi. Yüzbaşı Şerafettin İzmir, soyadı kanunundan sonra da "İzmir" soyadını aldı...
1944 yılında Albay olarak emekliye ayrılan Şerafettin Bey 1951'de vefat etti. Ölüm nedeni için kalp yetmezliği dendi... Kızı Gönül Manioğlu hayatta ve 87 yaşında...
Şerafettin Bey'e Atatürk'ün hediye ettiği, Şerafettin Bey'in ölümünden sonra eşi Siret Hanım'ın "İnkılap Müzesi" ne armağan edilmek üzere İstanbul Valiliği'ne verdiği ve kayıplara karışan manevi değeri çok yüksek bir kılıçın peşinde... Kılıç hala bulunamadı...
EGE'DEYİZ
1 Eylül'de Aliağa'dan başlayarak hemen her gün bir Ege ilçesinin kurtuluş günü var. 17 Eylül 1922'de son kurtarılan yerler Karaburun ve Mordoğan olmuş.
"Seferberlikten Cumhuriyet'e Şarkılar ve Türküler" konser projemizle bu akşam Seferihisar'da, yarın Urla'da ve 14 Eylül Çarşamba da Dikili'de olacağız...
Kurtuluş günleri konserlerimize bekliyoruz...