Ünal Gürel’in alkışı bol olsun
Başarılı oyun yazarı Emel Bala ile tiyatrocu eşi Rüçhan Gürel'in, yıllardır İzmir'in acımasız koşullarına rağmen ayakta tuttukları Han Tiyatrosu ne mutlu ki kendi sahnesine kavuştu.
Profesyonel çapta 'özel tiyatro' eksiği yaşayan kentimizde özgün bir yer tutan Han Tiyatrosu, sadece kendi oyunlarını sahneleyecekleri bir salon değil, kültür hayatımıza zenginlik katacak bir merkez yarattı aslında...
***
Yarattı diyorum... Çünkü tiyatronun sahibi Emel Bala ile Genel Sanat Yönetmeni Rüçhan Gürel, Alsancak Kıbrıs Şehitleri'nde aldıkları harabe halindeki bir yapıyı baştan aşağı yenilemek zorunda kaldılar. Ne yazık ki toplumsal hayatımızın son sırasına layık gördüğümüz 'sanat' gibi geri dönüşümü kestirilemeyen bir sektörde, bütçelerini aşan bir yatırıma imza attılar.
Rüçhan Gürel'in, rahmetli babası Ünal Gürel'in adını verdiği sahneyi daha yapımı sürerken ziyaret etmiş, mimari tasarımından çok etkilenmiştim. Mekanın planlaması yapılırken, her karesi 'işlevsel' açıdan değerlendiriliyordu.
***
Kemal Sunal filmlerinin unutulmaz siması, tiyatro sanatçısı Ünal Gürel'in anısını yaşatacak salonun fuayesi bile, sergilere ve çeşitli kutlamalara ev sahipliği edecek tarzda dizayn edilmişti. Işıklandırma tesisatından, görüntü estetiği, yer kaplaması ve seçilen spotların kalitesine kadar son derece şık bir sanat galerisi havası estiriliyordu...
Ayrıca salonun girişinde misafirleri son derece sıcak bir kafeterya ortamı karşılıyordu.
110 kişilik sahnesi ise havalandırma, ses ve ışık sistemleri ile bunları besleyen güç kaynakları açısından son teknolojiyle donatılmıştı... Henüz son şeklini almadığı haliyle bile hayranlık uyandırıcıydı.
***
Ve nitekim "Han Tiyatrosu Ünal Gürel Sahnesi" geçtiğimiz cuma akşamı törenle açıldı. O gece, Yazı İşleri'nin seçim sürecindeki iş yoğunluğu yüzünden Gürel çiftinin nazik davetine katılamadım.
Ama onların heyecanını ve İzmir'e güzel bir sanat mekanı kazandırmalarının gururunu yüreğimde hissettim.
İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncusu Rüçhan Gürel, o geceki konuşmasında, 2007 yılından beri çocuk ve yetişkin oyuncular yetiştirdiklerini, birçok oyun sahnelediklerini belirterek, "Gelecek nesillere sanat aşılamak, tiyatroyu sevdirmek bizim en kutsal görevimiz. Fakat ne yaparsak yapalım unutuluyoruz. İstedik ki Ünal Gürel ismi hafızalardan silinmesin. Bu salonu yaşatmak için elimizden geleni yapacağız" demiş.
***
O gece açılış kurdelesinin kesilmesinden sonra, Ünal Gürel'in hayatını konu alan barkovizyon gösterimi ve Han Tiyatrosu oyuncularının hazırladığı "Yeraltılı" adlı oyunun prömiyeri yapıldı.
Sürekli yeni oyunlar üreten ve genç sanatçılar yetiştiren Gürel çiftinin serptiği tohumlar, umarım yeni kurdukları sahnede çok daha derin kökler salar. O fideler sanat hayatımıza yayıldıkça ve boy attıkça, ufkumuzu yeşertecek sanat ormanı da o denli zengin ve gür olacaktır.
Ünal Gürel Sahnesi'ne bol alkışlı temsiller ve iyi şanslar diliyorum. Emeği geçen herkesi kutluyorum. En kısa zamanda, ben de geleceğim...
Profesyonel çapta 'özel tiyatro' eksiği yaşayan kentimizde özgün bir yer tutan Han Tiyatrosu, sadece kendi oyunlarını sahneleyecekleri bir salon değil, kültür hayatımıza zenginlik katacak bir merkez yarattı aslında...
***
Yarattı diyorum... Çünkü tiyatronun sahibi Emel Bala ile Genel Sanat Yönetmeni Rüçhan Gürel, Alsancak Kıbrıs Şehitleri'nde aldıkları harabe halindeki bir yapıyı baştan aşağı yenilemek zorunda kaldılar. Ne yazık ki toplumsal hayatımızın son sırasına layık gördüğümüz 'sanat' gibi geri dönüşümü kestirilemeyen bir sektörde, bütçelerini aşan bir yatırıma imza attılar.
Rüçhan Gürel'in, rahmetli babası Ünal Gürel'in adını verdiği sahneyi daha yapımı sürerken ziyaret etmiş, mimari tasarımından çok etkilenmiştim. Mekanın planlaması yapılırken, her karesi 'işlevsel' açıdan değerlendiriliyordu.
***
Kemal Sunal filmlerinin unutulmaz siması, tiyatro sanatçısı Ünal Gürel'in anısını yaşatacak salonun fuayesi bile, sergilere ve çeşitli kutlamalara ev sahipliği edecek tarzda dizayn edilmişti. Işıklandırma tesisatından, görüntü estetiği, yer kaplaması ve seçilen spotların kalitesine kadar son derece şık bir sanat galerisi havası estiriliyordu...
Ayrıca salonun girişinde misafirleri son derece sıcak bir kafeterya ortamı karşılıyordu.
110 kişilik sahnesi ise havalandırma, ses ve ışık sistemleri ile bunları besleyen güç kaynakları açısından son teknolojiyle donatılmıştı... Henüz son şeklini almadığı haliyle bile hayranlık uyandırıcıydı.
***
Ve nitekim "Han Tiyatrosu Ünal Gürel Sahnesi" geçtiğimiz cuma akşamı törenle açıldı. O gece, Yazı İşleri'nin seçim sürecindeki iş yoğunluğu yüzünden Gürel çiftinin nazik davetine katılamadım.
Ama onların heyecanını ve İzmir'e güzel bir sanat mekanı kazandırmalarının gururunu yüreğimde hissettim.
İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncusu Rüçhan Gürel, o geceki konuşmasında, 2007 yılından beri çocuk ve yetişkin oyuncular yetiştirdiklerini, birçok oyun sahnelediklerini belirterek, "Gelecek nesillere sanat aşılamak, tiyatroyu sevdirmek bizim en kutsal görevimiz. Fakat ne yaparsak yapalım unutuluyoruz. İstedik ki Ünal Gürel ismi hafızalardan silinmesin. Bu salonu yaşatmak için elimizden geleni yapacağız" demiş.
***
O gece açılış kurdelesinin kesilmesinden sonra, Ünal Gürel'in hayatını konu alan barkovizyon gösterimi ve Han Tiyatrosu oyuncularının hazırladığı "Yeraltılı" adlı oyunun prömiyeri yapıldı.
Sürekli yeni oyunlar üreten ve genç sanatçılar yetiştiren Gürel çiftinin serptiği tohumlar, umarım yeni kurdukları sahnede çok daha derin kökler salar. O fideler sanat hayatımıza yayıldıkça ve boy attıkça, ufkumuzu yeşertecek sanat ormanı da o denli zengin ve gür olacaktır.
Ünal Gürel Sahnesi'ne bol alkışlı temsiller ve iyi şanslar diliyorum. Emeği geçen herkesi kutluyorum. En kısa zamanda, ben de geleceğim...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.