Uluslararası İzmir Festivali tüm hızıyla sürüyor. Köşemden uzak kaldığım, 'yıllık iznimin bir bölümü' öncesinde izlediğim Kuğu Gölü Balesi'nden, geç kalınmış da olsa notlar düşmeden geçemeyeceğim.
Kim ne derse desin, bence festivalin bir numaralı etkinliği Opera Genel Müdürlüğü'nün projesi olan ve 6 ilin bale sanatçılarından kurulu dev kadrolu Kuğu Gölü'ydü... Bornova Aşık Veysel Açıkhava Tiyatrosu'nda 9 gün önce sahnelenen Kuğu Gölü'ndeki izlenimlerimi aktarırken, 'nerden başlasam, nasıl anlatsam' sendromuna kapıldığımı itiraf etmeliyim.
***
Çaykovski'nin müziği ve Mehmet Balkan'ın büyüleyici koreografisi sayesinde, yüreğim sahnedeki kuğuların boynunda asılıymışçasına romantizmin rüzgarında savruldu. O dansların ruhumuzu okşayan duygu esintisi gece boyunca dinmedi.
İlk olarak Portekiz Devlet Balesi'yle uyguladığı bu 'yenilikçi' dans tasarımlarını, Opera Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen'in isteğiyle Türkiye'deki projeye taşıyan Mehmet Balkan'ın beynine, eline sağlık.
Siyah ve Beyaz kuğuları (Odette ve Odile) canlandıran Elif Aktar ve Sanem Ergüler gayet başarılıydılar. Ama
Aspendos'taki temsili kaçırmayanlardan duyduğum kadarıyla Siyah Kuğu ile olağanüstü bir performans sergileyen bizim Burcu Olguner, o gece de İspanyol Kız'da hünerini en güzel şekilde sergileyenlerin başındaydı. Nazar değmesin, Burcu estetiği kadar giyindiği rolün duygusunu izleyiciye geçirmedeki ustalığıyla da 'geleceğin priması' ibaresini hafızalarımıza kazıyor.
***
Sadece o mu, Kuğu Gölü'nün ilk perdesinde İzmir'in parlayan yıldızı Aslı Çilek her zamanki gibi ışık saçtı. O gece ayakta alkışlanacak tüm sanatçılar arasında biraz daha büyük bir zevkle izlediğim diğer balet de 'Soytarı'daki Kürşat Kılıç'tı.
Ayrıntılarına girmeye kalksam köşem yetmeyecek fakat anmadan da edemeyeceğim için, bir cümleyle dekor ve kostümleri hazırlayan Savaş Camgöz ile ışık tasarımcısı Taner Aydın'ın yaratıcılığına şapka çıkardığımı iletmek istiyorum.
***
Son söz orkestra için. Açıkhava ortamının her türlü ahengi bozan 'bir kısım' izleyici rezaletine rağmen, James Tagulle şefliğindeki İzmir Orkestrası'nın motivasyonu süperdi. Hele kemanda ekibin 'concert maister'ı ıÜüKemal Tören ve arpta Sibel Efendiev'in sololarıyla mest olduk.
İlk kez solo çalan ve zor bir partiyi seslendiren trompetçi Semih Dedeoğlu da nefesiyle parmak ısırttı.
Emeği geçen herkesi, yeniden kutluyorum.
Natalie Cole, yeri yerinden oynattı
İKSEV'in 25'incisini düzenlediği Uluslararası İzmir Festivali, dimağımızdan silinmeyecek tatlar bırakarak finale doğru yaklaşıyor. Hem de son sürat ve yeri yerinden oynatarak.
Nitekim önceki gece, Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda 9 Grammy ödüllü, efsane şarkıcı Nat King Cole'ün kızı Natelie, vokalleri ve olağanüstü orkestrasıyla binlerce izleyiciyi kendinden geçirdi.
Özellikle barkovizyonda görüntülenen babası Nat ile 'Unforgettable' şarkısını düet yaparak seslendiren Natalie Cole, kendisi gibi tribünleri dolduranların da gözlerini yaşarttı.
Birbirinden güzel caz parçalarını kendi tarzıyla yorumlayan Natalie, konserin son bölümünde sahnesini öylesine hızlandırdı ki, orkestranın tınıları göğüs kafesinde yankılanan seyirciler geceyi ayağa fırlayarak alkışlar ve tezahüratlar eşliğinde tamamladı.
Kaliteli bir müzik şöleninin perde ardında, ne kadar büyük bir aşkın, disiplinin ve gece gündüz çalışmanın yattığını gösterdi Natalie ve ekibi.
Alkışlar...