Birkaç gün önce İzmir Devlet Tiyatrosu'ndan gelen telefonla 'Mirasçılar'ın galasına davet edildiğimde, bir anlık dalgınlıkla oyunu daha önce gördüğümü söyledim. Son anda toparlanarak, ilk gösterimini yapalı aylar geçen eseri kaçırdığımın ayırdına vardım ve gala gösterimine katılacağımı söyledim.
İzmir DT'nin bu yılki repertuvar bombardımanı sayesinde hangi temsile yetişeceğimizi şaşırdık. Diğer etkinlikler, turneler ve festivaller de araya girince, Kazak yazar İsabekov'un yazdığı, Tomris Çetinel'in sahneye taşıdığı 'Mirasçılar'ı atlamışız demek ki...
***
Önceki akşam izledim oyunu... Bu yıl yazarı Dulat İsabekov adına Kazakistan'da düzenlenen festivale de katılan 'Mirasçılar'da, olaylar bu ülkenin toplumsal değişim sürecini gözler önüne seriyor.
Kazakistan geleneklerindeki teklifsiz misafirliğin, insan ve komşuluk ilişkilerindeki sıcaklığın yerini daha katı, acımasız, çıkarcı toplum anlayışının ele geçirdiği bir dönemde, yaşlı bir kadının miras hakkını kullanan karı-koca tarafından yıllardır yaşadığı evle birlikte satışa çıkarılması anlatılıyor oyunda.
***
Yıllarca beraber yaşadıkları damadı Törehan ve kızının ölümüyle yalnız kalan Saliha nine, Törehan'ın ablası olduğunu söyleyen ve çok uzun zamandır arayıp sormayan Sızganova'yı bir anda karşısında bulur. Yaşlı kadının acısını paylaşmak için geldiğini söyleyen Sızganova'nın amacı, kardeşinden kalan evin tapusunu mirasçısı olarak üzerine geçirmektir. Ardından da kocası gelecek ve satış işlemlerine başlayacaktır.
Saliha ninenin Törehan'la tanışmasını, kızıyla evlenişini, oturdukları evi nasıl yaptığını ve yaşadıkları kayıpları anlattığı oyunun ilk dakikalarını son derece durağan ve sıkıcı buldum.
***
Daha sonraları Sızganova'nın kocası Sızganov'un da eve gelişiyle tansiyon birden yükseliyor. Saliha nineyle yalnız kaldıkları günlerde ona acımaya başlayan ve yaptıklarından vicdani rahatsızlık duyan Sızganova ile evi satma konusunda ısrarcı davranan kocası arasındaki gerilim güçlü bir dramatik etki yaratıyor. Böylelikle olacaklarla ilgili merak da uyandırılıyor.
Yıllardır oturduğu evin satılacağını öğrenen yaşlı kadının hezeyanları ve Sızganov'ların çıkarlar üzerine kurulan evliliklerinin trajik boyutları kendini gösterdikçe, sahnedeki duygu atmosferi izleyiciyi avucunun içine almayı başarıyor.
***
Yazar İsabekov, birbiriyle olduğu kadar, kendi içinde de çatışmaya düşen oyun kişilerinin ruhsal ivmeleriyle heyecanlı bir kurgu yaratmış. Eserin en önemli handikabı ise anlatımların fazlalığından kaynaklanan durağanlığın aksiyonu zayıflatması.
Yönetmen Tomris Çetinel, ifadeleri hissedilir bir çizgiye oturtmuş ama oyunun psikolojik grafiğini müzikle beslemeyi yeterince düşünmemiş.
Saliha'yı oynayan Meltem Ertürk, Sızganova'da Şebnem Doğruer ve Sızganov rolündeki Mustafa Şen her ne kadar aksamayan bir performansla duyguların izleyiciye geçmesini sağladılarsa da, temponun çıtasını biraz daha yükseltmeye ihtiyaç duyulduğu fikrindeyim.