Onun mimarı olduğu 12 Eylül'de partileri kapatılan ve 7 yıl siyasi yasakları süren liderlerden Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş ve Necmettin Erbakan da artık aramızda değil...
1980'deki darbenin siyasi aktörlerinden bir tek Süleyman Demirel kaldı geriye. O dönemde başbakanlığı elinden alınan... Bir de darbeyi yapan paşalardan Tahsin Şahinkaya... Ama onlar da ilerleyen yaşları yüzünden ciddi sağlık sorunları yaşıyor ve hastanede tedavi görüyorlar.
Bizim ülkemizde karanlık günlerin, ancak o yılları yaşayan ve yaşatan insanların ölümlerinde hafızamızda tazelendiğini düşünürsek, 12 Eylül darbesi de şunun şurasında iki kez daha gündemimize oturacak demektir.
***
En son, Kenan Evren'in ölümüyle yeniden canlandı ihtilal günleri...
Örgütlü devlet baskısının infazlar, kayıplar ve işkencelerle kuşattığı acı yılların mağdurları, 35 senedir bir nebze eksilmeyen öfkelerini Evren'in naaşına vurmaktan çekinmedi.
Yaşları icabı darbenin alevli dönemlerine yetişemeyenler, belki de ölünün ardından bir rahmet okumayı bile çok görenlerin acımasızca davrandığını düşündüler. Belki de 'İhtilal ve sonrasında yaşananların sorumlusu sadece Evren miydi' diye sorgulayanlar oldu...
Kenan Paşa; darbe anayasası ve yıllarca süren dikta rejiminin başı olduğu için, elbette hayatını kararttığı insanların en büyük tepki odağıydı. Ama o tarihsel süreci yaratan alçakça senaryoları görmeden, bilmeden, gençliğin kafasını aydınlatabilir miyiz?
***
Ülkemizi 12 Eylül'ün eşiğine getiren çatışmaların fitili dışarıdan ateşlenmişti. ABD'nin Türk siyasetinde egemenlik kurma planlarının en ideal yolu, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne iktidarı sunarak istedikleri kararları aldırmaktı... Kardeşi kardeşe kırdırıp az kan döktürmediler!
Gençler bu süreci okuyup değerlendirecek birçok kaynağa ulaşabilir. Ama sanat, bireyi düşünselliğin yanında duygusal reaksiyona geçirmede tarih ya da anı kitaplarından çok daha etkilidir.
Bu yüzden izlemeyenler için, 12 Eylül'ün nasıl peyda edildiğini tüm çıplaklığıyla anlatan, analitik yapısıyla tarihsel bir çelişkiye yer bırakmayan 'Zincirbozan' filmini tavsiye ederim. Bilinen ve anlatılanların ötesinde, çok daha derin bir uçurumun başına Türkiye'nin nasıl çekildiğini göreceksiniz!
Atıl İnanç'ın yönettiği filmde, Bülent Emin Yarar (Bülent Ecevit), Haldun Boysan (Süleyman Demirel) ve Suavi Eren (Kenan Evren) mükemmel bir performans sergiliyor.
***
Benim, darbe sonrasında gençlerin sanki öğütülecek bir buğday tanesi gibi, işkence odalarında nasıl savrulduklarını en çarpıcı biçimde yansıttığını düşündüğüm film ise 'Eve Dönüş'tür.
Yönetmenliğini Ömer Uğur'un üstlendiği; Sibel Kekili, Mehmet Ali Alabora, Savaş Dinçel ve Altan Erkekli'nin başrollerini paylaştığı film, hem senaryosu hem görüntüleri hem de muhteşem oyunculuklarıyla hafızalardan kolay kolay silinmeyecek bir başyapıt!
Ve 12 Eylül'ün ıstırabını yaşayanlar; filmdeki o korkunç, insanlık dışı olayların, gerçekte yaşananların çok azını ve en hafifini izleyiciyle buluşturabildiğini dile getiriyor.
Gerisini siz düşünün!