• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Rigoletto neyi başardı? BÜLENT GÜRLÜK

Rigoletto neyi başardı?

bulent.gurluk@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18 Kasım 2015, 17:42
Son yıllarda sanat kurumlarımızın üzerine 'puslu' bir havanın kasveti çökmüş durumda. Gerek uzun bir süreci kara bulutların altında geçirmenin, gerekse iki yılda dört seçim dönemiyle toplumu iyice politik odaklı bir hayata sürüklemenin getirdiği yılgınlık, yorgunluk, heyecansızlık ve iddiasızlık, Devlet Tiyatrosu ve Opera Bale'nin üzerini kalın bir toz tabakası gibi kaplamış durumda. Bunu fark etmek için seçilen eserlere, rejilere, oyun kalitesine, hatta 'seçilemeyen', karar verilemeyen, provaları yapılmışken bile iptal edilen projelere bakmak yeter! En dinamik bildiğimiz İzmir Devlet Balesi bile 4-5 yıldır aynı prodüksiyonların peşine takılmış gidiyor... 

***

Elbette özellikle sanatçıların rahat soluk alamadığı bu atmosferin ortaya çıkmasına yol açan bir düzine element var. Zaten İzmir bazında düşünürsek sanat kurumlarının ciddi bir rakibi olmayışı 'daha iyiyi üretme, çıtayı sürekli yüksekte tutma' açısından hep bir eksiklikti. Zamanla artan salon sorunları, bütçe kısıtlamaları, teknik yetersizlikler derken, birkaç yıldır bölge yönetimlerini Ankara'nın memuru haline getiren politik dönemeçler, belirsizlikler, istikrarsızlıklar, hasbel kadercilikle düzülen repertuvarlar sanatçıda da, sanatseverde de derin bir heves kırıklığı yarattı. 

***
Herkeste bir durgunluk, boşvermişlik, dostlar alışverişte görsüncülük hakim. Bırakın yaratıcılığın en büyük besin kaynağı olan hayallerin peşinden gitmeyi, bırakın yapılan ya da yapılamayan işlere isyan etmeyi, tersine 'işimizi yaptığımıza şükür' gibisinden kaderci bir tutsaklık kurumların ümüğüne topuz gibi yapışmış. Herkes bir şeylerin değişmesi, güzelleşmesi, yoluna girmesi, umudun yeniden yeşermesi için birilerinden bir şeyler yapmasını bekliyor. Yeni bir heyecana, sanatçıları ve izleyiciyi ümitlerin, iddialı projelerin çevresinde kenetleyecek bir enerjiye ihtiyaç var, hem de nasıl! 

***

Ve nasıl olacak derken; İzmir Operası yönetimi bu enerjiyi dönüştürecek, arkadaşlarını etrafında kenetleyecek, sağlam bir moral-motivasyon dopingi sağlayacak taze kanı buldu. Yıllardır içindeki birikimin, isteğin, özlemin artık patlamaya hazır bomba haline geldiği, aslında ne zamandır küçük bir işaret bekleyen Can El'e büyük sorumluluk yükleyerek Giuseppe Verdi'nin ünlü Rigoletto Operası'nı emanet etti. Sevgili Can, mesleğinden gelecek bekleyen, iddiasını koruyan, sabırsızca yeteneğini, gençliğini, dinamizmini sahneye yansıtmaya fırsat kollayan Can, bu güveni boşa çıkarmadığını 'reji zekası'yla ortaya koydu. 

***

Rigoletto'da a'dan z'ye rol alan, emeği geçen tüm ekip, artık o eskimiş, dejenere olmuş ilişkilerin yerine, Can El'in insanlara güvenen, dürüst, sempatik, komplekslerden uzak, arkadaşça yaklaşımı sayesinde mutlu ve özgürce bir çalışma fırsatı buldu. Solistler, koro, orkestradakiler ve diğerleri, hepsi yüzleri gülerek, yaptıkları işten zevk alarak, gerçek bir ekip ruhuyla birbirlerini tamamlayarak ve en iyisi için ellerinden geleni yaparak izleyiciye zevk veren bir Verdi operası izlettiler bize. Can'ı, sanatçı kadrosunu ve tüm emekçilerini gönülden kutluyorum. 


***

Bu kez kim nasıl söylemiş, rejide neler gözüme çarpmış, bunları yazmak hiç mi hiç içimden gelmedi. Çünkü asıl görülmesi, bilinmesi, anlaşılması gereken daha önemli olgular var. Başta, artık işi söyleyecek sözü, peşinden koşacak hayalleri olanlara bırakmak; yeteneği kadar pozitifliği, coşkusallığı ve pırıltısı sayesinde birlikte çalıştığı insanları başarının daha ötesine geçme duygusunda birleştirecek 'genç kan'ları bulup çıkarmak gerektiğidir. Unutulmamalı; makam koruyucu, kompleksli, değer bilmeyen zevattan ancak sanatın ışığını kısması beklenir. Bizimse umuda yolculuk etmek için daha çok ışığa ihtiyacımız var.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.