İzmir'de kış aylarının ana gündemi haline gelen 'hava kirliliği' şimdiden içimize sokulmaya başladı! Soğuklar gelip çattığında, 'İzmir gecelerinden manzaralar' adlı çalışmanın sisli ve puslu görüntülerini yine çarşaf çarşaf sergileyecek miyiz dersiniz?
Hani geceleri kapkara bir tortu halinde üstümüze çöken, dumandan önümüzü göremediğimiz, her gece iş dönüşünde boğazımızı zift kaplamış halde kendimizi eve zor attığımız enstantaneleri kast ediyorum. Şehir silüetini gri bir bulamaca dönüştüren kirlilik, kronik bir rahatsızlığı olmayanları bile öksürüğe boğuyorsa; yaşlıları, hastaları, dışarıda çalışmak zorunda kalanları bir düşünün!
DAHA KIŞ GELMEDEN
Nitekim soğukların hafiften yokladığı bir hafta geçiriyoruz.
Sıcaklıkların henüz 3-5 derece azalmasına rağmen dün gece evden çıktığımda, karanlık yine zehirli bir tül gibi üzerime örtülüverdi. Yüksek kesimlerde sobalar tutuşmaya başlamış olmalı ki, başımıza yağan partiküllerin boğazımı yaktığını hissettim. Daha kış gerçek yüzünü göstermeden kirlilik 'ben buradayım' diyorsa, önümüzdeki ayları düşünmek bile istemiyorum.
Geçen yıl İzmir'in tepeden çekilmiş genel görüntüleri ile araç trafiğinin yoğun olduğu caddelerden yansıyan kareler, gazete sayfalarını karabasan gibi karartmıştı! Kentin çevre sağlığı ve temizliğinden sorumlu Büyükşehir Belediyesi ise haberlerin ardından, sorunu 'meteorolojik şartlara' bağlamaya çalıştı.
Biz vakit varken uyarımızı yapalım.
Çağdaş ve duyarlı bir kent yönetimi, 'bu durum hava olaylarından kaynaklanıyor' diyerek vatandaşlarını kandırmaz!
Aksine aşırı düzeydeki hava kirliliği; doğalgazın modern bir şehre yakışır düzeyde yaygınlaşmadığını, kalabalık kesimlerin hala sobayla ısındığını, satışı denetlenmeyen kaçak kömürlerin yakıldığını, binalarda 'baca temizliğinin' zorunlu hale getirilmediğini ve havaya zehir püskürtenlere karşı hiçbir yaptırım uygulanmadığını gösterir!
SİS BULUTU OLMASIN
Bizimle aynı meteorolojik değerleri paylaşan İspanya, İtalya gibi ülkelerde de yağışsızlık ve alçak basınç yüzünden hava kirliliği ortaya çıkabiliyor.
Avrupa'da benzeri durumlarda, benzinli araçların trafiğe çıkması dahi yasaklanıyor. Ölçümsüz, denetimsiz yakıt kullanılmasına, sanayi tesislerinden kriterleri aşan en küçük bir duman salınımına asla göz yumulmuyor.
Artık istiyoruz ki, bizde de gereken önlemler zamanında alınsın. Bu kış da aynı tablolarla karşılaşmayalım, zehir solumayalım, kentin gri-siyah bir sis bulutu içinde, hatları silik görüntülerini koymayalım gazetelere...
Hiç yakışmıyor İzmir'e.